2.

107 15 4
                                    

Yoongi-

Elimde dosyalarım okul koridorunda yürüyordum. Yanlışlıkla birisine çarptım. Dosyalarım yere saçılmıştı. Korkumdan bir şey diyememiştim.

Çünkü okulda ki kimseyle samimi değilim. Hiç arkadaşım yoktu. Bu durum beni fazlasıyla üzüyordu.

O dosyaları yerden toplayıp bana geri vermek için uzattı. Ben ise o güzel yüzüne hayran kalmıştım. İlk defa görmüştüm onu. Hiç fark etmemişim galiba. Ya da o okula yeni gelmişti.

Ondan özür dilemeye çalıştım fakat o suçu kendisi üstlendi. Benim suçumdu. Ben ona çarpmıştım.

Sonra teşekkür edip, dosyaları elinden alıp hızlıca oradan uzaklaştım.

~~~

Okul zili çaldığında herkes evlerine dağıldı. Sınıfta ki herkes çıktığında en son kalan ben olmuştum. Sıramın üzerinde ki kitapları çantama koyup hazırlandım. Sınıf kapısına yaklaştığımda koridordan sabah çarptığım çocuk geçmişti. Ve yüzü bana dönüktü. Korkudan ne yapıcağımı bilemiyerek hemen sınıftan çıktım. Kolumdan birisi çekip beni duvara yaslamıştı.

Yüzünü gördüğümde resmen midem bulanmıştı.

"hoseok"

Ondan nefret ediyordum. O ise beni 2 yıldır seviyordu. Ben ona yüzümü bile dönmemiştim. Ama o benim peşimi bırakmamıştı. Elini belime koyup dudaklarımı öpmeye kalkıştı. İtmeye çalışsam bile kendini bana bastırıyordu.

Bir anda birisi beni kolumdan çekip arkasına almıştı. Kim olduğunu görememiştim. Ardı ardına hoseok'a yumruklarını savuruyordu.

"sen kim olduğunu sanıyorsun!"

Sözlerine devam ederek

"zorla birisini nasıl öpersin!"

"böyle pislikleri burada tutmamaları lazım!"

Son yumruğunu da geçirdiğinde yere düşmüştü. Bana dönerek yüzümü elleri arasına almıştı.

Yüzünü görünce gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Sabah çarptığım kişiydi. İsmini bilmiyorum...

"sana başka bir şey yapmadı değil mi?"

"t-eşekkür ederim"

dedim ve ona sarıldım. Gözyaşlarımı salarak yanaklarımdan akmasına izin verdim.

Kollarını bana sararak 'sakin olmamı' söyledi.

Geri çekildiğinde gözyaşlarımı silerek

"gel dışarıya çıkalım bana konuyu anlatırsın"

Kafa sallayarak 'tamam' anlamında karşılık verdim.

Okul bahçesine çıktığımızda bana 'beraber yürüyelim mi?' dedi. Bende kırmak istemedim. Kabul ettim.

Yolda yürürken ikimizden de ses çıkmamıştı.
Sessizliği o bozdu.

"seni zorla öpen kimdi?"

"Ee ş-eey o 'hoseok' 2 yıldır beni seviyor. Ben aslında ona çoğu kez onu sevmediğimi söylemiştim. Ama o benim peşimi bırakmadı."

" hmm anladım"

"sen gelmeseydin belki bana daha kötü şeyler yapabilirdi"

"bunları düşünme. Bu arada ben Jungkook"

Elini uzatmıştı. Bende geri çevirmeyerek elini kavramış tokalaşmıştım.

"bende Yoongi"

"hmm güzelmiş ismin"

"ş-eey senin ki de öyle"

Utanarak söylemiştim. İlk defa birisiyle anlaşabiliyordum. Çok iyi birisiydi.

"utandın mı?"

Yanaklarım daha çok kızarmıştı.

İç ses: Tanrım... Çok şirin

İç ses: Bu kadar şirin olmak zorunda mısın?

"benim evim de şurada zaten"

"baksana numara mı vereyim mi belki yazışırız bazen"

"o-lur"

Telefonumu ona verdiğimde numarasını bana kaydetmişti.

"o zaman görüşürüz"

"görüşürüz"

O başka bir sokağa dönerken ben ise ayrı bir sokağa ilerlemiştim.

Bu günüm çok güzel geçmişti. Başıma bir şey gelmişti. Ama onunla konuştukça onları unutmuştum. Galiba onunla arkadaş olabilirim diye düşünmüştüm.

Çok iyi birisi...






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Love You ~ Yoonkook (Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin