Omzuma ceketi bırakanın kim olduğunu görmek için hafif sağa bakınca Sarp'ın peşimden geldiğini gördüm. Mükemmelim diye egosunu gösteren adam bu kadar klişe bir şekilde peşimden gelmiş olamazdı.
Ceketi kollarımdan geçirip, yürüyüşümü hızlandırdım. Onu yok sayarsam belki giderdi.
Ceketini de bilerek giymiştim, elimde ona ait bir eşya olsun istiyorum.
"Annene gerçeği anlatmamdan korkmuyor musun?"
Tamam bunu beklemiyordum arkadaşlar. Bu soru ile mal gibi kaldım. Şuan ona bakmaya cesaretim yoktu korktuğumu hissederse bu konu üstünde daha çok dururdu.
"Öyle bir şey yapmazsın" dedim ona bakmadan.
Hala sırtım dönük bir şekilde yürüyordum.
"Niye küçük kızının cici baba adayına abayı yaktığını söylerim"
Baba kelimesi cidden aşırı rahatsız etmişti.
"Dur ya da senin diyişinle babalık" bunu derken öyle bir gülmüştüki kalbim tekledi. Gülüşünü yakalayabilmek adına ona dönünce dudaklarındaki kıvrım onu daha çekici gösteriyordu. Annem böyle bi adamın kendisine ilgi göstermesini nasıl sağlamıştı.
"Sarp uğraşma benimle"
Onunla daha fazla muhattap olmak istemiyordum şu an. Zaten ne konuşabilirdikki.
"Nil'i ben taciz etmedim"
Bu gece harbi şaşırtıyordu beni. Şaşkınlığımı gizleyemeden ona döndüm. Bundan bana ne demek istiyordum ama öyle değildi. Onun hakkındaki her detayı merak ediyordum. O diyene kadar da bu konuyu unutmuştum.
"Ama o-" cümlemi yarı da kesip "Nil ile hiçbir şekilde ilgilenmiyorum" dedi.
Bana açıklama yaptıkça içimde tuhaf şeyler oluyordu. Mutlu etmişti bu durum beni.
"Bak Asel küçük kızlar dikkatimi çekmiyor Nil senden biraz daha olgundu belki bir iki gün takılırız diye düşündüm başta ve sonradan vazgeçtim dediğim dikkatimi çekmiyor" derin bir nefes alıp "Annenin erkek arkadaşıyım beni tacizci bir sapık olarak görme diye söyledim başka bir şey arama altında"
Bunlar beni kırıyordu. Kırmaması gerekiyordu çünkü olması gereken buydu.
Yanan gözlerimle ceketini çıkarıp ona verdim. Bu kötü bir fikirdi, ceket yani.
Olduğm sıfat belliydi, ben hala kendi kendime bir yerlerden umut elde etmeye çalışıyordum.
"Benimle niye uğraşıyorsun" dişlerimi sıkara sorumu sordum.
"Kafandaki küçük hayal dünyanın yalan olduğunu gösteriyorum sana"
"Sana yazmamalıydım" bunu daha çok ona değilde kendime söylemiştim.
●○●○●○●○●○●○●○●
Dün akşamdan sonra Sarp çekip gitmişti. Benimle uğraşmaktan sıkılmış olmalıydı. Onun kalbini bırak bir oyuncak olarak dahi sıkıcı gelmiş olmalıydım.
Yatağımda bilgisayarımla second life oynayan Melis'e baktım.
Ona baktığımı farketmiş gibi kafasını kaldırmadan "Hala şu yaşlı adamı mı düşünüyorsun"
Göz devirerek "o yaşlı değil Melis" dedim.
Omuz silkip "Umrumda da değil, sana ne lazım şuan çok iyi biliyorum"
Dediklerini anlayamamıştım.
"Asel salak salak suratıma bakma enerjinin toplamak için ne lazım ondan bahsediyorum"
Melis beni çok yoruyordu.
"Sana bir boyfriend bulacağız aşko"
Keyifle bunu söylerken bir yandan da telefonunu karıştırıyordu.
"Melis bir insanın duygularını kullanmak istemiyorum" dedim.
"Asel ne saçmalıyorsun 17 yaşındayız kimse geçipte seni ciddiye almaz. Bu işler böyledir bir erkek arkadaşın olur, vakit geçirirsin, öpüşürsün sıkılınca ilişki biter"
Dediklerine gerçekten katılmıyordum.
"Herkesi bir tutamazsın"
"Herkes senin gibi yıkık değil Asel insanları kendin gibi görme"
Dediği cümleye cidden kırılmıştım. O da bunu farketmiş olmalı ki kollarını boynuma sardı.
"Özür dilerim. Senin için bir şeyler yapmak istedim sadece. Adın asosyale çıktı be Asel"
■
