Yalnız Değilsin GxG

Bölüm 3

Yağmurdan devam;
Elimde kahvem hafifçe esen rüzgarın yüzüme vurup beni ayıltması için balkona çıktım.
Bir şeyler yapmalıydım. Denizi daha haberi bile olmadığı bu beladan kurtarmam gerekiyordu.
Bugun dersimiz yoktu ve ne yaptığına dair hiç bir fikrim yoktu.
Ona mesaj atmalıydım. Evet bir bahane bulabilirdim elbette hatta arasam daha iyi olabilirdi. Telefonu elime aldım ve heyecanla onu bekledim.
2.çalışta açmıştı.
"Hey merhaba"
"Merhaba Eylül"
"Imm aslında rahatsızlık vermek istememiştim ama " hadi ama ne saçmalıyosun. "Biliyorsun bir sergi için çalışıyorum"
"Evet dinliyorum"
"Sanırım daha fazla malzemeye ihtiyacım var bunun için birlikte alışverişe çıkarmıyız diyecektim. Bilirsin doğru ürün önemlidir"
Baya iyi bahane buldun eylül harikasın!
"Ah tabi müsaitsen yani istemezsen sorun değil"
"Oh aslında bunun için ayırabileceğim zamanım var sanırım"
"Harika çok sevindim 4 de atolyenin önünde bekliyorum"
"Pekala" diyip sessizleşti."görüşürüz ozaman"
Bende aynı şekilde yanıt verip kapattım.
Evet en azından onunla laf arasında konuşma fırsatım olabilirdi. Belkide alışveril sonrası onu eve çağırabilirdim.
Biraz ortalığı yerleştirmeye devam ettikten sonra kapımın çalmasıyla durakladım. Bu aralar nede çok çalıyordu bu kapı.
Açtığımda karşılaştığım uzun boylu kumral çocuk gözlerini dikmiş bana bakıyordu.
"Böyle dikilecek miyiz burda" diyip içeri daldı.
Şaşırmıştım.
"Sen de kimsin"
"Ben Gökhan" dedi salona geçip koltuğuma çoktan yerleşmişti bile. "Pervin hanımın oğluyum sana söylemiş olmalıydı geleceğimi"
"Hayır söylemedi geliş sebebini öğrenebilir miyim peki" dedim bıkkınlıkla.
"Açıkçası seni kontrol etmek işte napıyosun felan diye bayıldığımdan gelmedim"
Göz devirdim.
"Biraz değişik bi tipsin" dedi beni süzerek.
"Yalnız mısın?" Dedi patavatsızca.
"Evet" dedim kısa keserek. Bu çocuğa sinir olmuştum bile.
"Hadi gel şu kolileri kaldıralım ayak altından"dedi ve ceketini çıkararak işe başladı.
Biriyle iki dakikada nasıl bu evreye gelebilen insanlara şaşıyordum.
Bir süre ev ile uğraştıktan sonra ona kahve yapmıştım. Başta biraz sinir olmuş olabilirim ama çok kafa biriydi.
"Saat 4 olmuş" dedi"gitsem iyi olacak bu yakışıklıyı bekleyen insanlar olmalı" dedi ve güldü. Ben de gülüyordum ki saatin 4 olduğunu ve Deniz ile buluşmaya geç kaldığımı fark edene kadar. Olabildiğim en hızlı şekilde hazırlanıp yola koyuldum ve Denizi atolyenin önünde buldum.
Ona durumu anlattıktan sonra alışverişe çıkmış epeyi bir şey almıştık. Arabaya kadar taşımama eşlik ettiğinde onu evine Bırakabileceğimi söyledim. Böylece evini öğrenmiş olurdum.
Israrlarım sonucu kabul etmiş onu evine bırakmakla kalmamış aynı zamanda beni içeri davet etmesiyle benimkinin tam tersi olan küçük sıcak evine girmiş bulundum.
Yağmur başlamıştı.  Kahve yapmak için mutfağa gittiğinde etrafı inceledim.
"Evin çok güzelmiş"
O yokken koltuğun üstünde duran fuları aldım enfes kokuyordu.
"Tıpkı senin evin gibi buraya da pek gelem giden olmaz. Sen ve bi iki arkadaşım"
Evet seni satmak için uğraşan arkadaşın olmalı.
Kahve fincanını elime verirken benimkine nazaran sıcacık eline dokundum.
"O gece bardaki arkadaşın"
"Ah dedim ya yakın arkadaşlarımdan biriydi"
Göz devirdi "ben şey değilim"
"Ne değilsin" onu biraz zorladım.
"Yani Kadınlardan hoşlanmıyorum "
"Oh pekala peki arkadaşın" dediğimde gözlerini bana dikmişti ne yani ne anlamış olabilirdi ki.
"Kendine partner arıyorsan yanlış yerde dolaşıyorsun Eylül"  sinirlenmişti ve aşırı komik görünüyordu. Uzun zaman sonra ilkkez kısa da olsa kahkaha attım.
"Partner aramaya ihtiyacım olduğunu sanmıyorum" kızarmıştı.
"Sen gerçekten çok güzelsin " evet bunu beklemiyordu.
"Bunu senden hoşlandığım için söylemiyorum"
"Yani Senden hoşlanmam için beni suçlayamazsın"
"Hoşlanmak mı" elimi onun yanağına götürdüm. Üzgünüm onunlayken ona dokunmamak için kendimi pek fazla tutamıyorum. Elini yanağına götürmemle beni itmesi ve kahvenin üstüme dökülmesi bir oldu.
"Ah yandın çok çok özür dilerim"
Derken üstümü soymaya çalıştı ve kendine gelip duraksadı. Yine güldüm.
"Seni öpeceğimi düşündün sanırım"
Geri çekildi yine sinirli bakışını attı.
"Benimle oyun mu oynuyorsun"
Onu izliyordum.el kol hareketlerini mimiklerini tepkilerini.
"Bugun sırf bu yüzden mi beni aradın "
Asıl amacımı bana hatırlatan sözleriyle ciddileştim.
"Hayır." Kendimi yapacağım ve yanlış anlaşılmayacağım konuşma için hazırladım.
"Deniz sana anlatmam gerekenler var" meraklı gözlerle bana baktığında ona yine onu görme umuduyla o bara gittiğimi ve arkadaşının planladığı şeyi öğrendiğimi ve onu uyarmak istediğimi anlatabileceğim en güzel şekilde anlattım.
"Gerçekten mi?" Bana inanmış olması rahatlamama sebep olacaktı.
"15 yıllık arkadaşımdan bahsediyorsun"
Güldü."kahramanlık oyunlarına gelip senden etkileneceğimi felan mı düşündün?"
Şaşkınlıkla ona bakarken o konuşmaya devam etti.
"Bak eylül belkide Daha fazla benimle uğraşmayı bırakıp yokuna bakmalısın. Gitsen iyi olur"
"Ben yalan söylemiyorum " başını iki yana salladı ve kapının yolunu gösterdi.
Gitmekten başka çarem yoktu.
*************
Yağmur hala devam ediyorken arabaya atladım ve bara doğru sürmeye başladım Yolda gökhanı aramıştım.
Uygun bi park yeri bulduğumda mekanın kapısında bekleyen Gökhanı selamladım.
"Beni bu kadar çabuk özleyeceğin aklıma gelmezdi." Ona güldüm.
"Biraz dağıtmaya ihtiyacım var ve sen bana göz kulak olmak için görevlendirildin" güldüm. Acaba ona kim göz kulak olacaktı.
İçeri girip bir süre içip dans ettikten sonra mekanın da kapatılmasıyla eve doğru yol aldık.
Arabam barın önünde kalmıştı.
"Sırf sana bakıyorum diye kız düşüremedim ya" dedi gülerek.
"Ben de " dedim aynı şekilde gülmeye devam ettim.  Gökhanın 1 günde şimdiye kadar edindiğim arkadaşlardan açık ara önde olması beni şaşırtmıştı.
Bir koltukta o Bir koltukta ben yayılırken ona durumu anlattım.
"Vay be neden sana yavşamak içimden gelmedi şimdi anladım " dedi kıkırdarken.
"Şimdi ne yapacaksın?" Dedi bana bakarak.
"Denizi ikna edeceğim" dedim kararlı bir şekilde. Ama önce uyuyup güzel rüyalar görüp yarınki dersime gitmeliyim.
***************

Kitabın kaldırılmaması adına şuan kurgu odaklı gidiyorum+18 her ne kadar giflerle yazmaya bayılsamda şuan yapabildiğim bir şey değil. Lütfen takibi Bırakamayın öpüldünüz...