𝐲𝐞𝐥𝐥𝐨𝐰 𝐡𝐞𝐚𝐫𝐭𝐬 ⋆ wolfstar, texting.

XXII.

"Bana bakın," dedi James, işaret parmağını gözümüzün önünde salladı. "Sakın son dakika bir azgınlık yapmayın. Bugün en güzel günüm, mahvetmeyin!"

Sirius ve ben el ele tutuşurken gülümsedik ve kafamızı salladık. James'i anlayabiliyorduk, gergindi birkaç aydır, düğün hazırlıkları onu fazlasıyla germişti.

Elimi James'in omuzuna attım, "Merak etme kardeşim, buralar bizde."

"Beni de korkutan o ya!" göz devirdi. Sevgili olduğumuz günden beri, ilk başta Hogwarts'ta, sonrasında normal hayatımızda asla düzgün durmamıştık; her şeyi kırıp döküyorduk ve sürekli çocuk gibi davranıyorduk. "Neyse, bugünün hatrına..."

Sirius bugünün tadını çıkar der gibi baktı ve göz kırptı. James normal davranmaya çalışıyordu.

"Budalalar!" dedi.

"Dostum, bu çok içten oldu." dedi Sirius, alınmıştı. James tekrar göz devirip odadan çıktı.

"Bugünkü kaçıncı göz devirmesiydi bu?" diye sordum.

Sirius omuz silkti, "İlgilenmiyorum. Biraz eğlenmeye ne dersin?"

"Siktir git Sirius."

"Kocacığım, kırıyorsun beni." Dudak büzdü.

Kapının açılmasıyla ikimiz de tırstık.

"Hey." dedi Lily. "Düğün başlıyor ve siz iki mankafa burada ne yapıyorsunuz?"

Lily'i süzdüm, gelinliği ile çok hoş görünüyordu. "Hoş olmuşsun Lils."

"Kapayın çenenizi ve düşün önüme. Birilerinin ben geçerken önümden gül atması gerek."

"Şaka mı yapıyorsun Evans? O işi genelde çocuklar yapar." dedi Sirius sinirle.

"15 dakika sonra Potter olacağım Black. Üstelik çocuktan farkınız yok. Hadi!" Kapıdan uzattığı kafasını geri çekti ve çıkmaları için kapıyı açtı.

"Güller nerede?" dedim.

"Gelin odasında, oranın nerede olduğunu biliyorsunuzdur umarım."

"Seni sürekli laf sok diye mi programladılar? Hayattaki en büyük amacın laf sokmak!"

"Zoruna mı gitti Lupin?"

"Kapa çeneni 15 dakika sonra Potter."

Yani her şey normaldi. Ben ve Sirius yine el eleydik, James sevdiği kıza kavuşmuştu, Snape kenarda muhtemelen salya döküyordu. Anlayacağınız, gayet normal bir gün.

bok gibi bir final, aklıma hiçbir şey gelmedi.