Üzerime giydiğim siyah mini bir elbise ile istemeyerek yüzüme sadece ruj sürmüştüm. Altıma topuklu ayakkabılarımı giyip odadan dışarı çıktım. Merdivenlerin başında beni bekleyen beni bu eve de kendisine de hapseden o adam bekliyordu. Aras gözlerimi devirerek yanından geçtim.
"çok güzel görünüyorsun" dedi
"bana bakan o gözlerini oymak istiyorum" dediğimde bıyık altından bir gülüş sergiledi
"3 aydır benimlesin ve günden güne bana ısınıyor musun yoksa bu huylarının hoşuma gittiğini bile bile nazlanıyor musun?"
"nazlanmak" dedim alaycı bir sesle "senden nefret etmem, yüzünü her gördüğümde midemin bulaması senin dünyanda nazlanmak olarak mı geçiyor? Hiç sanmam benim için görmeye bile katlanamamak anlamına geliyor" dediğimde bir anda kolumu kavrayıp dişlerinin arasından konuştu.
"benim olacağın günü bekliyorum. İsteyerek benim olacağın geceyi" dedi
"Sen onu da şiddet uygulayarak denersin denemediğin bir şey değil sonuçta" diyerek kolumu tutan eline baktım.
"öfkemi kontrol altına almam birazda senin elinde sevgilim benim sinirimi bozucak şeyler yapmazsan canın da acımaz" dediğinde nefesimi verdim.
"gitmiyor muyuz arkadaşlarınla tanışmaya?" dediğimde başını salladı. Sağ kolu diye adlandırdığı Kerim bize kapıyı açtığında içimden nasıl bir kuklasın sen diye geçirdim. Arabaya bindiğimizde arka koltuğa yanıma oturdu elini uzattığında kendimi geri çektim.
"Abi geçen ki mekan değil mi?"
"evet Kerim, Selin'in de orayı görmesini istiyorum. Eminim bizimkilerin eşleri ile de iyi anlaşacaklardır" dediğinde bakışlarımı ona çevirdim.
"bu iyi anlaş diye emir vermek mi oluyor?" dediğimde masum bir yüz ifadesi takınmak isterken bile yapamaması o yüzünün gerçekten ne kadar pis oldugun farkında bile olmaması...
Bir mekana geldiğimizde etrafta hiç araba olmaması dikkatimi çekti. Arabadan indiğimizde elini uzattı tutmadım.
"mekan mı kapattırdın?" dedim
"hayır" dediğinde içeri girdik bir masada oturan topluluk vardı ve onun dışında kimse yoktu. Aras o masaya dogru ilerlerken 2 kadın 3 erkek vardı masada Aras hepsi ile selamlaşırken beni de tanıştırdı.
"Burak ve Sibel evliler, Sinan ve Elif şuan da sözlüler diyebiliriz... Bekar olanımız Kutay" dediğinde hepsi ile el sıkıştım ama Kutay denilen kişi benle göz göze gelmemek için bakışlarını kaçırdı sebebini anlayamadım. Yerlerimize geçerken
"siz ne zamandır berabersiniz?" diye sordu Sibel bana doğru bu adama ne zaman hapis oldun diye sordu aslında
"3 aydır desene hayatım" dediğinde Aras bana yaklaşmaya kalkınca hafifçe kendimi çektim.
"Mekan mı kapattınız? Kimse yok" dediğimde herkes kapatmadık diyince bakışlarımı Aras'a çevirdim.
"çalışanlarda yok" dediğimde masada ki herkes bana baktı.
"gerçekten biz geldiğimizde de yoktu" dedi Elif
"İçeridelerdir" dedi Aras rahat bir tavırla gözlerimi devirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ AŞK
RomanceKalbimin bu kadar hızlı atıp ve bir o kadar da acıması.. belirsizlik.. kaybetme korkusu. Gözlerimden süzülen yaşlara aldırmadan daha çok sıktım elimi tırnaklarım avuçlarıma batıyor canımı acıtıyordu. "Biz bu hikayenin neresindeyiz?" diye sordum t...