Dıt dıtttt dıııt...
Yine alarmın sinir bozucu sesiyle uyanmıştım.(daha doğrusu uyanmak zorunda kalmıştım) Alarma söve söve yataktan kalktım. Malum, hafta sonundan sonra pazartesi günü kalkmak hiçte kolay olmuyor.
Banyoya gidip rutin işlerimi hallettikten sonra tekrar odama geldim. Her zamanki gibi okul formam yerine serbest kıyafet giyecektim.(zaten okulda neredeyse kimse forma giymediği ve 12. sınıf olduğum için müdür kızmıyo)
Altıma siyah bir kot pantolon üstüme de mor bir swit giydim.
Saçımı düzleştirdim ve gözlerime hafif bir maskara sürdüm. Çok makyaj yapmayı seven biri değilim. Sonra çantamı da alıp evden çıktım. Annem çalışan bir kadın olduğu için okula yürüyerek gidiyorum.
Her zamanki gibi kulaklığı mı taktım ve müzik dinlemeye başladım.
Seni bana ayırdım bütün İstanbul biliyo
Çok söyledim ama kendini ölümlü sanıyo
İnanmazsınız sesinde kuşlar yaşıyo
Ah bide gülünce kafam yanıyoBu şarkıyı dinlerken aklım sürekli Aras' a gidiyor. Şarkıya kendimi kaptırıyorum hep. Özellikle nakaratı gelince sokakta bağıra bağıra söylüyorum. Sanırım biraz rezil bir inasanım.
Öylede güzeldi gözleri, bıraksam içine bi kendimi
Tutuştur içine çek beni yavaş yavaşşŞarkıyı söyleye söyleye okula geldim. Okuldan içeri girip en üst kata yani sınıfıma çıktım. İçerde bir curcuna vardı. Nedenini merak ettim. Çanta mı sırama bırakıp Helin' in yanına gittim.
"Günaydın kanka ne oluyo burda ne bu sınıfın hali"dedim. Helin de heyecanlı bir şekilde " Kanka bugün bizim sınıfa yeni biri gelicekmiş"dedi. Açıkçası pek umursamamıştım. Ama kim olduğunu, nasıl biri olduğunu merak etmiştim ister istemez. Tam bu sırada sınıftan içeri Aras girdi. Yine çok guzel gülerek geliyordu. Bir anda göz göze geldik ama o sonra hemen kafasını çevirdi. " Kızım öküzün trene baktığı gibi bakma şu çocuğa anlıyıcak valla benden söylemesi"dedi Helin. Bende ona gülüp hocanın geldiğini görünce yerime oturdum.Ders edebiyattı. Aslında dersi seviyorum ama hocayı sevdiğim pek söylenemez. Hoca yoklamayı almaya başladı. Bende o sırada Aras'ı izliyodum. "Elvin Taş" adımın söylenmesiyle Aras'a bakmayı kesip hocaya dönerek "Burda" dedim. Yoklama alırken yanımdaki kızın gelmediğini fark ettim. Tam o sırada kapı çalındı. İçeriye müdür yardımcısı ve bir çocuk geldi.(aslında doğrusunu söylemek gerekirse bayağı yakışıklıydı) Sanırım yeni öğrenci oydu.
Müdür yardımcısı çıkınca hoca kendini tanıtması için çocuğa işaret verdi. Çocukta sadece "Asir Soylu" dedi. Hoca bu kadar mı diye sorunca oda evet anlamında kafasını sallamakla yetindi.
Açıkçası çocuktan pek hoşlanmamıştım. Çok havalı egoist birine benziyodu. Tam ben böyle düşünürken hoca "Bak Elvin'in yanı boş git oraya otur" dedi beni göstererek. Nedense onunla oturmak istememiştim. "Hocam ama burda Eylül oturuyor"dedim. O da " Eylül kaydını aldırdı sen bilimiyo musun?"dedi. Nerden biliyim çok samimi değildik ki. Bende hayır anlamında kafamı salladım. Çocuk yanıma doğru gelmeye başlamıştı. Suratında anlamlandıramadığım bir sırıtış vardı.(ama gülerken gamzeleri çok güzel gözüküyodu)
Yakında kokusu çıkar hadi bakalım, izleyip göreceğiz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK ORTAĞI
Teen FictionKim bilebilirdi platonik aşkını etkilemeye çalışırken kendi platonik aşığına aşık olacağını...