7 'Sahip'

1.1K 99 8
                                    

Hoseok banyodan çıkmıştı. Miniğine playstation oynamayı öğretmişti. Yoongi oyuna dalmış şekilde koltuğa yayılmıştı. Zil çalınca Hoseok miniğine seslendi.

-Miniğim kapıyı açar mısın!?
Yoongi oyuna dalmıştı. Sesi çıkmadı. Kapı zili tekrardan çaldı.
-Yoongi sana diyorum!!

Yoongi yerinden sıçradı.
-Affedeysin, oyuna dalmışım... Açıyoyum!

Oyunu dondurdu. Kalkıp kapıyı açtı. Tanımadığı bir adam vardı. Başını sağa doğru eğip iki katı olan adama baktı. Adamın elinde kağıtlar vardı, yanında ise sayısız poşet ve kutu duruyordu.

-Kim gelmiş Yoon?
Hoseok üstünü alelacele giyinmiş. Saçları ıslak kapının olduğu yere gelmişti.
-Biymem.
Hoseok karşısında ki kargocuya bakınca gülümsedi. Yoongi hala meraklı gözlerle kutu ve poşetlere bakıyordu. Hyungu, miniğinin saçlarını karıştırdı. Kargocunun gösterdiği yerleri imzaladı. Yoongi hala aynı şekilde poşetleri inceliyordu.

Bir kaç dakika sonra Hoseok kargocu çocuğun yanında ki kutu ve poşetleri aldı. Kutuyu yere koyunca miniğine baktı. Miniği bu bakışları anladı ve kutuyu kaygan zeminde ite ite salona götürmeye çalışıyordu. Hoseok poşetleri aldı ve kapıyı kapadı. Poşetleri salona koyduğunda miniği hala kutuyu salonun kapı eşiğinden sokmaya çalışıyordu. Hoseok çaktırmadan kutuyu ayağıyla ittirince Yoongi gururla gülümsedi. Hyungu ise onun bu haline göz devirerek güldü.

Hoseok kendini koltuğa bıraktı. Yoongi hala kutu ve poşetlere bakıyordu.
-Hyunyg bunlay ne?
-Senin.
Yoongi gözleri kocaman ona bakıyordu. Gelen kargoların yanına oturdu.
-Yoon! Halıya otur! Zaten ıslandık geçen gece, hasta olacaksın!
Yoongi, hyungunun dediği gibi kendini ayağıyla ittirerek halıya oturdu.

Hala kutulara bakıyordu.
-Açsana hadi.
-Bunlaya geyek yokçu hyunyg...
-Sana fikrini sormadım miniğim. Açar mısın artık?

Hyungu, miniğinden daha heyecanlıydı. Yoongi ilk kutuyu açmak istedi. Küçük elleriyle kutuya sarılı olan bantları açmaya çalışıyordu. Hoseok mutfağa gidip bıçak aldı ve bantları açtı. Koltuğa geri oturdu. Gülümseyerek miniğini izliyordu.

Yoongi, kutuyu açınca gözleri kocaman oldu. Şuan cennete gibiydi. Kafa sallayıp kendine gelince yüzünde diş etleri gözükecek şekilde bir gülümseme oluştu. Kutudan bakışlarını ayırmasını sağlayan hyungunun sesiydi.

-Beğendin mi? Kendim seçtim. Ama istediğin başka şeyler varsa onları da alırız.
-Teşekküy edeyim hyunyg!
-Ama bir öpücük alırım.

Hoseok yanağını gösterirken gülümsedi. Miniği ayağa kalktı. Koşarak hyungunun yanına gelip kollarını kocaman açtı. Hoseokta aynı şekilde kollarını açınca bedenleri birbirini buldu. Hyungu, miniğini kucağına oturttu. Yoongi başını hafif kaldırıp hyungunun yanağını öptü.

-Çok ama çoook teşekküy edeyim hyung!
Sevinç sesleri tüm evde yankılanıyordu.
-Bana teşekkür etmek yerine git oyuncaklara bak. Poşetlerde de bir şeyler var.

Yoongi, kafasıyla Hoseok'u onayladı. Hyungunun kucağından indi ve poşetlerin yanına oturdu. Başını kaldırıp Hoseok'a baktı. Hoseok ona sinirle bakıyordu. Yoongi'nin nedenini anlaması sadece bir kaç saniyesini almıştı. Poposunu kaydırarak halının üstüne oturdu. Hoseok aferin dercesine bakınca gülümsedi. Yoongi'nin oyuncakları halının üstünde dağıtması sadece 1 dakikasını almıştı.

Sıra poşetlere gelince Hoseok'ta, Yoongi'nin yanında yerini aldı. Çoğu poşette kendisine aldığı tişörtler vardı. Yoongi poşetten bir şampuan çıkarttı.

-Buy ne?
-Senin şampuanın o. Derin daha hassas olduğu için onu kullanman lazımmış. Aksi halde cildin tahriş olur ve kızarır.

Yoongi bir an dudak büzdü. Elinde ki şampuanı alıp kapağını açtı. Kokusuna baktı.
-Isyak köpeyk gibi kokuyoy!
Hoseok, miniğinin elinde ki şampuanı alıp kokladı.
-Aslında o kadar fena değil.
-Senin şampuyanının kokusu tüm eve yayılıyoy. Bende onuy kuyyanıp senin gibi kokmak istiyoyum.

Hyungu, miniğinin konuşması bitince gülümsedi. Koltuğa oturdu ve miniğini kucağına, dizlerinin üstünde, oturttu.
-Büyüyünce aynı şampuanı kullanmamıza izin vericem. Ama şimdilik bunu kullanmanı iyiliğin için diyordum. Tamam mı?
-Tamaym...

Hoseok, Yoongi'nin yanaklarını öptü. Aniden ciddileşti.
-O soğukta, dışarda ne işin vardı?

Yoongi sustu cevap vermek istemediği belliydi. Bakışlarını hyungunun gözlerinden kaçırdı.

-Yoongi! Hadi ama! Kaçma artık. Biri bir şey mi yaptı? Bir şey olduğu belli. Benden bir şey saklamana gerek yok.
-Biyiyoyum...
Miniğinin saçlarını okşamaya başladı.
-O zaman ne?
-Sadece yetimhaneyden kaçmıştım. Biyi beni sahipyenecekti. Bendey onu istemediym...

Hoseok aklından geçenlerin olmadığını düşününce içi rahatlamıştı. Miniğine sımsıkı sarıldı. Miniğide ona aynı şekilde sarıldı. Sahi aklından ne olduğunu geçiriyordu ki? Tecavüz? Kaçırılma? Şiddet? Kendi kendine bir iç çekti. Miniğinin saçlarına öpücükler kondurdu. Hiçbiri olmadığı için rahatlıkla nefes almıştı.

-Yetimhane seni arıyor olmal---
-Beniy oyaya bıyakma!
Yoongi, Hoseok'a adeta kene gibi yapışmıştı. Hoseok miniğini kendinden ayırdı. Yüzlerini yakınlaştırdı.

-Ben öyle bir şey demedim miniğim. Sadece seninle oraya gidelim ve seni sahiplenmek istediğimi söyleyim. İstemez misin benle yaşamak?
-Sayip..?
-Sahip demene gerek yok. Hyung demen yeterli olurdu...
-Sayibim oymanı isteydim.
Hoseok, beş saniye falan duraksadı.
-Sahibin olacağım.

İkiside birbirine sımsıkı sarıldı.

...

-Yoongi giyindiysen gel!
-Giyemediym!
-Tamam gel! Son kez nasıl giyeceğini gösterecem.

Yoongi altına pantolonunu giymişti. Ancak üstüne bir türlü kazağını geçirememişti. Zaten pantolonunda düğmesini kapatamamıştı. Elinde kazağını tutmuş, odasından salona doğru ilerledi. Kıyafetlerle mücadele ettiği dağılan saçlarından belliydi. Hoseok, onun bu halini görünce gülmemek için zor durdu.

-Savaştan falan mı çıktın?
-Giyemedim...
Yoongi, Hoseok'un karşısında dikildi.
-Son kez gösteriyorum iyi izle. Sonra diğer gelen kıyafetleri de kendin dene.

Hoseok ilk miniğinin pantolonunu düzeltti ve fermuarını çekip düğmesini kapadı. Sonra kazağı eline aldı. İlk kazağı miniğinin başına geçirdi. Ardından kollarını geçirdi. Kazağı omuzlarından tutup iyice bedenine yerleştirdi.

-Sadece başından geçir. Ardından kollarını. Bu kadar basit. Şimdi çıkaracam kendin dene.

Yoongi kafasıyla onayladı. Hoseok kazağı geri çıkarınce Yoongi kazağı eline aldı. Dediği gibi ilk kafasını geçirdi. Sonrada kollarını. Gururlu şekilde başını kaldırdı ve karşısındaki hyunguna baktı. Hoseok kahkaha atıyordu. Yoongi ona anlam verememiş şekilde bakarken yüzünde ki tüm gururu gitmişti.

-N-ne vay..? Giydim işte..?
Hoseok, nefesini zor düzene soktu.
-Ters giydin sapsik.

Yoongi televizyonun karşısında dikildi. Televizyon kapalı olduğu için siyah ekrandan yansımasına baktı. Kazağının ense kısmı boynundaydı ve kıyafetin etiketi gözüküyordu. Dikiş izleri dışardan belli oluyordu. Kendi halini görünce o da hyungu gibi kahkahasına engel olamadı.

'Secret Garden'/ Sope/ CatboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin