-tribus-

377 51 37
                                    

Jimin'in bilinci yavaşça geldiğinde kendini hareket eden bir arabada bulmuştu, gözleri yavaşça açtı. Kendini o adamın kucağında bulmayı beklemiyordu. Eliyle hafifçe gözünü ufaladı ve mızıldanarak onun kucağından inmek istese de vücudunu resmen hareket ettiremiyordu. Lee duyduğu ses ile bakışlarınını çocuğa indirirken kocaman gülümsedi ve elini çocuğun yanağına koydu.

"Uyanmışsın bebeğim, evime birazdan varacağız."

Jimin duyduğu şeyleri kavradığında gözleri kocaman olmuştu. Bu adam onu sahte davetiye ile girdiği için değil, onu beğendiği için kaçırmıştı. Jimin bu düşünceler ile öğürmek istese de bir de adamın üzerine kusarak dayak yemek istemiyordu. Az sonra olacakları bilse bunu kesinlikle yapardı.

İlacın etkisi ile yeniden gözleri kapanırken Lee onun çok tatlı olduğunu düşünerek gülümsemişti. Sonunda araba Lee'nin evine vardığında, Lee kucağındaki beden ile araçtan indi. Seri adımlar ile büyük eve ilerledi ve ona açılan kapılardan geçerek odasına girdi.

Büyük odada görebileceğiniz en büyük yataklardan vardı. Karşı tarafında oturmak için 1-2 koltuk varken odanın çoğu altın rengiydi ve bu oldukça zengin duruyordu.

Bu sırada Lee aklına gelen şeyler ile gülümsüyordu, bu çocuğa hemen sahip olmak istiyordu. Baygın çocuğu yavaşça büyük yatağa koydu, ardından uyanmasın diye oldukça hızlı davranmaya çalıştı.

Öncelikle içine girmesi kolay olsun diye yüz üstü yatırdı, ne kadar o güzel yüzünü görmek istese de bu zor olurdu. Çekmeceyi açarak iki tane kelepçe aldı, üzerindeki şeyleri hızlıca çıkardıktan sonda kolları iki yana olacak şekilde çocuğu kelepçeledi. Çocuk kendine geldiğinde bunun yeterli olmayacağını biliyordu, fazla agresifti. Bacaklarını ise kalın bir ip ile yatağın ayaklarına bağladı.

Yaptığı şey ile gülümserken üzerindeki ceketten ve gömlekten kurtuldu, kumaş pantalonunu çıkardıktan sonra koltuğa kuruldu ve çocuğu izlemeye başladı. Vücuduna bakmak bile şimdiden sertleşmesine neden olmuştu.

Sırıtarak çocuğu izlerken uyanmasını bekliyordu çünkü o uyanıkken bunu yapmayı istiyordu. O uyurken bir zevki çıkmazdı.

Jimin sonunda kendine gelirken mızıldandı ve gözlerini açtı. Üzerinde hissetmediği kıyafetleri ile panik yaparken doğrulmaya çalıştı. Ellerinin kelepçeli ayaklarının bağlı olduğunu anlaması ile bağırmaya başlamıştı.

"Çöz beni seni lanet olasıca herif!"

Jimin çırpınmaya ve ağlamaya devam ediyordu bu Lee'nin oldukça hoşuna gitmişti, gülümseyerek bedene yaklaştı ve elini omuzuna koydu. Jimin bu hareket ile o pislik adamın elini çekmek için daha fazla çırpınmaya başlamıştı.

Lee onun bu hareketlerine gülerken elini yavaşça beline doğru indirmeye başladı, onu kendinin yapmadan kimse onu buradan alamazdı ne de olsa. Bu yüzden hızlı davranmak yerine oldukça sakindi.

Eli çocuğun kalçalarına geldiğinde bacakları arasına girerek dizleri üzerinde durdu. Jimin artık sadece yüzünü yastığa bastırmış ağlıyordu, ölmemek için oradan kaçacakken şimdi ölmeyi diliyordu. Kalçalarına yoğuran el ona çok iğrenç hissettiriyor kusma isteğini tetikliyordu.
Deliğinin üzerinde hissettiği parmak ile olabildiğince yüksek sesli çığlık attı.

Ölmek istiyordu, sadece ölmek istiyordu. Deliğinde gezinen bir parmak yerine içine bir anda iki parmak girdiğinde ağlayan sesi kesilmişti. Canı o kadar acıyordu ki nefes alamamıştı. Lee hızlıca parmaklarını ileri geri oynatmaya başladı, bu çocuğu hazırlamak için değildi kesinlikle. O sadece bunu zevkli buluyordu ve olayı uzatıyordu.

Delikle parmakları ile yeterince oynadığını düşünürken elini sertçe çekti ve ellerini kalçaya koyduktan sonra sertçe vurdu. O kadar sert vurmuştu ki, 3-4 vurma da olan kızarıklık bir anda oluvermişti. Yeterince oyalandığını düşünürken ayağa kalktı ve altındaki boxerından bir çırpıda kurtuldu.

Yeniden çocuğun bacakları arasına girdi, çocuğun içine girmek için zevkle aletini birkaç kez çekiştirdi. Jimin adamın arkasında içine girmek için penisini çekiştirdiğini bildiği için gözlerini sıkıca yummuştu. Sessizce ağlamaya devam ederken girişinde hissettiği penis ile sesi yükselmişti ama çığlık atmaya hali kalmamıştı. Boğazı çok acıyordu.

Lee zevkle kendini çocuğun içine itecekken kapının sertçe açılması ile bağırmak için kapıya doğru döndü. Hangi salak onu rahatsız ediyordu?

Jeon hızlıca kapıyı açtığında gördüğü manzara ile resmen deliye dönmüştü. Lee'nin üzerine seri adımlar ile yürürken Lee ne olduğunu anlamadığı için öylece duruyordu.

Jeon, Lee'yi boğazından tuttuğu gibi sertçe yere yapıştırdı. Öyle bir ses çıkmıştı ki evde yankılanmıştı. Jeon Lee'nin resmen üzerine atlarken tek eli ile boğazını tuttu. Diğer eli ile yüzüne eserini bırakıyordu. Lee kurtulmaya çalışsa da Jeon o kadar güçlüydü ki ellerinden çıkamamıştı.

Jungkook birkaç dişini kırdıktan sonra ayağa kalkıp belindeki silahı çıkardı ve tabancanın mermisi bitene kadar  önündeki bedeni delik deşik etti. Ardından siniri az da olsa yatışırken kafasını yataktaki bedene çevirdi.

Jimin duyduğu silah sesleri gözlerini sıkıca yummuş ağlıyordu, başka ne yapabilirdi bilmiyordu. Jungkook hızlıca minik bedenin yanına yürüdü, daha erken gelmeliydi. O adamı daha erken gebertmeliydi. Jimin bu sırada duyduğu ayak sesleri ile yüzünü daha fazla yastığa gömmüştü.

Jeon hızlıca çocuğun ayaklarını çözdükten sonra anahtarlar nerede bilmediği için yatak başlığının tahta yerini kopararak, miniğinin ellerini çözdü. Jimin gözünü açmaya korkuyordu, çok korkuyordu ve bedeni tir tir titriyordu. Çözülse bile kıpırdayamıyor sadece ağlıyordu. Jungkook miniğin korktuğunu anladığında yavaşça saçlarını okşadı ve güven vermek için fısıldadı.

"Seni kurtardım bebeğim."

Jimin duyduğu başka ses ile yavaşça gözlerini açtı, merdivenlerde karşılaştığı adamı beklemiyordu açıkçası. Yine de anlamadığı bir şekilde bu adam ona çok güven veriyordu. Güvende hissettiği için korkusu azalırken hâlâ ağlamaya devam ediyordu.

Jeon çocuğun ağlamasına dayanamadığı için hızlıca sağ kolunun getirdiği örtüyü aldı, çocuğun bedenine sararak onu kucağına aldı. Jimin ağlamaya devam ederken sakince kafasını Jungkook'un omzuna yaslamıştı. Jungkook kucağındaki küçük beden ile evden çıkarken baş korumasına konuştu.

"Tüm evi tarasınlar, canlı 1 insan bile istemiyorum bu evde."

Herkes o adamın miniğine zarar vermesine göz yummuştu ve o kişileri asla yaşatamazdı.


kontrol edemedim, hata varsa üzgünüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 05, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mors FlosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin