1

20 2 4
                                    

30112020

5 bardak vodka bir gencin halının üstüne serilmesine ya da banyoda sızmasına neden olabilir.

Güvendiğiniz dağlara(dağ sandığınız tepeciklere) kar yağabilir.

Her ne kadar arkaya doğru mu gidiyoruz abi(!) desenizde insanlar arkanıza kuyu kazabilir.

Başarısız olabilirsiniz.

Ağlamak uykunuzu getirebilir.

İşte tüm bu gereksiz gibi görülen hayatın acıyla harmanlanmış tatlı tokatlarının adı tecrübedir. Tabii sondakinin tecrübe olduğundan pek emin değilim.

Önceden olduğunuz ve ileride olmak istediğiniz kişinin arasında, köşe başındaki sıradan bir büfenin yaptığı tost misali hayatın sıcak ızgaraları arasında kalabilirsiniz. Bu onca tatlı-acı tokatın arasında fark edilmeyebilir...Ama aslında bu da vatanımız diyebileceğimiz ruhumuzun en işlek caddesinin ortasına oturan ve görmezden gelinmeye çalışılan bazense başarılı bir şekilde görmezden gelinebilen bir öküze benzer. Aslında biz farkettirmeden içimize kocaman bir öküz oturtup görmezden gelmeye çalışarak en nadir çiçeklerimizi, benliğimizi yemesine izin veririz.

Hatta bazen kendimize öyle haksızlıklar yapar bize yapılan haksızlıklara öyle bir göz yumarız kiii içimizde karmaşaya neden olur. Yine farketmeden derin derin nefesler alan odadaki oksijeni iliklerine kadar sömüren, insanların zavallı oksijeni derin nefeslerle tükettiğimiz için garip bakışlarına maruz kalan boş bakışlı insancıklara dönüşürüz, hemde dışarıdan yıkık dökük bir bina gibi duran küçük Emrah gibi insancıklara...

Yapmamız gerektiği halde yapmadıklarımız, kavgada söyleyemediklerimizin gece boyu bizi sivrisinek gibi rahat bırakmamasına benzer bir şekilde söylenip duran anne modeline dönüşür. Gündüz vaktide kafamızı kemirmeye düşüncelerimizi ordan oraya vurmaya başlar.

Kafamızın içindeki savaştan kendimizi zorla çekip çıkardığımız da üstümüzdeki kendi kanımızı(!) temizlerken dış dünyaya alttan alttan ters ters bir bakar bu içimizdekinin aksine sakin olan dünyada ekstra bir şuursuzluk ya da aksine fazla duygulu bir şekilde boş bakışlar ve sakinlik sanılan yorgun dinginliğimizle yaşamaya çalışırız ama ne yaşamak!

Hani şu meşhur tecrübeler varya hani şu başta söylediğim, ha işte onlar! okulun zorba çocukları gibi karşına dikilir üstünde anksiyete, depresyon damgası olan sopalarla sırıtarak sana bakar, "bir açığını bulayım kırıcam belini antilop" der gibi uzaktan sırıtır ve dediğinide yapar.

Gerçek zorbası sağdan vurur, güvensizlik sağ gösterir sol vurur, düşünceler ve eski anılar "ooo kardeşim bizi nasıl çağırmazsın deyip" 619 çeker ve kapanışı yaparlar.

Sende payını alır gün sonu herşeye lanet ederek yorgun bir boksör gibi yatağına uzanırsın. Orda da şu sivrisinekler gelir,sende a*k hayatı damgasını yapıştırır gençliğinin en güzel yıllarında önündeki *aklın başına gelmesi yılları içinde*hayatı vurduğun bok damgasıyla yaşarsın.
(Ya da belkide hayat gerçekten bok gibidir ve sen yine kendine haksızlık yapıyorsundur...)

İşte yine kendi içimde verdiğim gereksiz bir seminer ile sıkıcı sıradan bir gün geçiriyordum. Düşünce ağırlığının değil vucut ağırlığının önemli olduğu yıllardaydım.

Güvenim kırılmıştı, özgüvensizdim ve içimdeki kırgınlığa inat hergün daha da vahşileşiyordum. Değersizlik, pitbulu yavrusunun gözünün önünde öldürüp yavrusunu sağ bırakıyor neye dönüşeceğini umursamadan gidiyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

21.yy Sartre'siHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin