...Karşımda çocukluğumuzun geçtiği ev duruyordu. Zaman zaman buraya duyduğum özlem beni ziyaret ederdi ve birlikte eski günleri yaad ederdik.
"Taehyung, burası.."
"Evet Y/N, burası çocukluğumuzun geçtiği yer."
Şaşkınlıkla ellerimi ağzıma götürdüm ve koşarak evin bahçesine girdim. Her şey eskisi gibiydi. Hiç bir şey değişmemişti.
Evin bahçesinde bulunan her bir çiçeği, ağacı vesaire gördüğümde Taehyung ile yaptığımız atışmalar, birbirimize meyveler atışımız geldi gözümün önüne.
Her şey ne kadar da anlamlıydı şimdi. Her şey buluyordu yerini yavaş yavaş.
Yerde duran olgun meyveyi elime aldım ve yeterince sert mi diye baktım. Henüz evin bahçesine girmemiş olan Taehyung'a seslendim.
"Taehyung! Burada bir mermi buldum! Buraya gelebilir misin?"
Taehyung'un hızlı ayak adımları kulağıma dolduğunda, gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Nasıl yani? Burayı bulmaları imkansız!" dedi Taehyung etrafına bakarken. Elimdeki meyveye son kez bakıp kafasına fırlattığımda üzerimden büyük bir yükün kalktığını hissettim.
"Bu beni kaçırdığın içindi!"
Yüksek sesle kahkaha atarken, Taehyung'un yüzünü düşünemiyordum bile.
Bana doğru döndüğünde kaşları çatık, çenesi kasılıydı. Ne yapacağını biliyordum ama, hareket etmeden kaldım öylece.
"Demek öyle ha?" dedi. "Öyleyse sana vereceğim cezayı biraz sert düşünmeliyim. Mesela sen, gıdıklanmayı çok seversin, öyle değil mi Y/N?"
Ağır adımlarla bana yaklaşırken geriye doğru adım attım. Gıdıklanmaktan nefret ederdim.
"Hayır Taehyung! Bunu yapma! Lütfen!"
Fakat atladığım bir şey vardı.
Taehyung intikam almadan durmaz, kafasına fırlattığım o meyvenin hesabını illa ki hallederdi. Bu sebeple beni yakalayıp her türlü o cezayı vereceğinden emindim.
Kaçmam anlamsızdı.
Olduğum yerde kalıp gözlerimi kapattım. Fakat o, hiç bir şey yapmadan eve girmişti.
Beni yalnız bırakarak!
...
Merhaba, ben kookielogyy
Yazarınız gelene kadar burayı bana emanet etti. Ben de onun anlatımına benzer bir anlatım yaparak, aynı kelime sayısına yakın bitirdim bu bölümü.
Profilime uğrayarak kitaplarıma göz atabilirsiniz.
İyi okumalar🤞