Başlangıç

459 18 7
                                    

Birini ilk aldatışımdı .. Ellerim titriyordu. Başımda ellerime eşlik eden hafifce bir ağrı . Kızarmış yanaklarımı izlemek için aynanın karşısına geçmişdim . Aman Allahım ! Bu ben olamazdım . İçimde erkeklikten gelen büyükçe bir özgüven ile aynada gördüğüm yüze canavar gibi bakmaya devam ettim . İki dakikaya yakın süren ayna ile temaslarımı aniden gelen bir tebessüm ile noktalıyor suç mahallim olan yatağıma geçiyordum .

İkilemde olan bir ruh haliyle hemen duygusal bir müzik açtım . Aniden şahlanan bir intikam arzusu ile hareketli parçaya geçişim göz kapaklarımı açıp kapamam kadar hızlı oldu . Artık kahkahalar atmaya başlayacak kıvama çoktan gelmiş bırakın kendimi suçlu zannetmeyi kendi kendimi yaptığımın büyük bir başarı olduğuna ikna etmiştim bile . Az ilerde olan sigara paketime uzanmış ve bir mutluluk sigarası yakmışdım . Sanki ağzımdan çıkan her dumanda yaşamın,sevginin ve mutluluğun hayatımdaki ilk meyvelerini elimde bulunduruyordum . Ardından sosyal paylaşım sitesindeki fotoğraflarıma tek tek göz gezdirirken içimdeki canavar tek bir şey söyledi " Büyüdün artık . Sen çocuklaşamazsın " . Bu düşünce beni o kadar mutlu ediyordu ki yarın gitmem gereken bir okulumu düşünmek bir kenera dursun " Okul da ne ? " yargısını damarlarıma coktan işlemişdim .

İlk defa bu kadar mutlu olmuştum. Aslında mutluluğun elimde olduğuna kanaat gelmişdim . Hafifce kalkıp üstümdekileri cıkartdım . Hedefim duş alıp bu geceyi muhteşem bir şekilde kapamaktı. İstediğim her şeyinde kusursuzca ilermesi de cabası tabi. Resmen uçuyordum . Hiç hissetmediğim şeyler hissetmeye başladım . Galiba bu özgüven olmayıydı . Artık o da beynimin ücra bir semtinde " Hey ! Ben geldim " diyordu . Yavaşca yıkanıyordum . Sanki sular kirimi değilde kurumuş olan saflığımı alıp götürüyordu benden. Banyoda da imasız tebessümler eşlik etmekteydi neşeme . Delirmiş olmayı hiç düsünmedim doğrusu . Zira yaptığım şey ne kadar tehlikeli olursa olsun bana bir o kadar da mutluluk vermişti. Hatta tüm şüphelerimi alıp götürmüştü benden .

Gün içinde kurtardığım o kadar can dahi artık bu mutluluğu veremezdi. Emindim bundan. Duştan sonra bir sigara daha içip eziklik abidesi kulaklıklarımı takmış ve çoktan hayaller alemine dalmıştım bile . Her şarkıda o kadar farklı hayaller kuruyordum ki artık hayallerimin şarkılara uyumunu bir kenara koymuştum . Bu gece onlar benim hayellerime eşlik edecekti . Yarına bile sağlam uyanacağım kesin olmayan bu dünyada ben bir aldatmayı o kadar büyütmüştüm ki gözümde sanki küçük dağların yeni sahibi benmişim gibi düşünüyordum . Her şeyin yolunda gideceğini çok fazla sanıyordum artık . Ama sadece sanıyordum .

***

Sabahın ilk ışıklarını görmekteydim . Geçen seneden kalma olup üzerimden atmış olduğum çömezlik halinin davranışlarıma eşlik etmeyişini hissetmeye başladığımdan beri , okuluma daha farklı bir sevinçle gidişimin ilk demlerini yaşamaktaydım. Bunu hissetmemi sağlayanda sanırım oydu . Evet , artık kabullenmiştim . Günler önce yanmış olan bir ateşin yeniden harlanan külleri gibi olmuştum . Halk ağızıyla aşık oluyordum . Neydi ki aşk ? Yemek miydi ? Yoksa hiç unutmadığım çocukluk masalımın ismimiydi ? Aslında bu sorunun cevabını çok iyi biliyordum aylar öncesine dek . Ta ki unutturdukları zamana kadar .

Aslında kötü bir gidişatım olduğunu söyleyemezdim . Sempatikdim de . Boyum , fiziğim , yürüyüşüm kendimi sevdirecek düzeydeydi . Beni karşıt cinse sevdirende buydu zaten . Aşırı derecede yakışıklı olduğum söylenemezdi . Ama Emire göre giderim vardı . Hatta potansiyelimden düşük işlerle uğraşmaktaydım . Çok iyi olabilirdim, çevremdeki çoğu insan bunu düşünüyordu . Ama ben zaten çok iyiydim . Derslerim orta dereceydi . Sağlık alanında bir bölüm okumaktaydım . Gurbeti genç yaşta tanıyan öğrenci topluluğundan oluşan bir sınıftaydım . Bende onlarla bir aynı kaderi paylaşıyordum . Klasik bir öğrenci evim ve Emir adında bir ev arkadaşım vardı . O uyuşuk bir tipdi . Ama çok yakındı bana . Etliye sütlüye karışmaz cool bir yaratıkdı Emir .

O sabah üşüye üşüye okula varmıştık . Titreyen vücuduma eşlik eden meraklı ve arayış içinde olan gözlerimle çömezimi aramaktaydım . Adı Elifdi . Mükemmel bir sesi ve görünüşü vardı . Esmerin en güzel tonundaydı . Orta boylu bir kızdı . Birine ne zamandır ilk güvenişimdi . Gelmişti artık . Akşamları internetten olan konuşmamızı her zamanki gibi sabah yüz yüzeliğimizle pekiştirmekteydik . Her gün daha yakınlaşıyor ve heycanımıza heycan katıyorduk . Çok geçmeden yıkıntılar altında kalan kalp arsama yeni bir bina dikmiştim . Artık daha da mutluydum . Bir sevgilim vardı. Ta ki yaz tatilinde olanları görene dek .

***

Mayısın başlarıydı . Artık Elifi iyice istiyordum . Daha önce bu konuda bir elin parmakları kadar olan tecrübem sayesinde artık hazır olduğuma inanmıştım . Onu her zaman aldığım yerden , yurdunun önündeki duraktan alacaktım . Sanki onu beklediğim her saniye ayaklarım ve ellerimin titreyişi daha da artıyordu . Ben yine aynı bendim . Aşkın varlığına inanan her zaman ki saf ben işte. Ah ben ah !

Ne zaman değişecektim bilmiyordum . Bu hallerim hiç hoşnut etmiyordu beni . Ancak rahatsızda sayılmazdım . Seviyordum bu çocuksu hallerimi , hayellerimi . Her saniye özgüven eksikliğimin bir gereksimi olan kapalı telefonumun ekranına bakıyordum . Estetikte pek bir problemim yoktu . Hazırdım artık . Çölde gemiyi beklercesine bekliyordum onu . Belki ondan gelecek aşkı . Belki sahiden sadece onunla vakit geçirmeyi . Bir şeyi bekliyordum . Ama neyi bekliyordum bilemiyordum .

Az biraz dalmıştım .Yerdeki su birikintisine gözüm ilişmişti . Suda gördüğüm bir çift gözle gelen ürpertiyle kafamı kaldırdım . Sigaram suya düşmüştü . Küfretmeye devam ederken başımı ikinci kaldırışımda,ilk kaldırdığımda Elif olduğuna kanaat gelemediğim güzellikte bir çehre ile karşı karşıyaydım . Yavaşca tabessüm edip ayağa kalktım . Esmer olan göz kapaklarına mavinin en güzel tonunu katmıştı sanki . O maviler ise göz kapaklarını her açıp kapayışında kalbime saplanan birer ok oluyordu .

"Biraz gezelim mi ?" sorusuna olumlu cevap alınca . Yavaş yavaş yukarıya doğru çıkıyorduk . Bayırın sonuna doğru geldiğimizde ikimizde nefes nefese kalmıştık . İçimizdeki ateş belkide bizi cayır cayır yakıyordu ki heyecanımız dahi olsa , nefes nefese kalmış dahi olsak bile konuşmaya devam ediyorduk .

Konuştukca sesi o kadar berrak geliyordu ki sadece sessiz sessiz onu dinlemek ile yetiniyordum . Az daha yürüyünce kendimizi tarihi bir camiinin karşısına kurulu parkın camiye bakmayan tarafına doğru sıralanmış ve ileride eski bir havuza bakan bir tahtası eksik bir bankta oturur bulmuştuk .

Biraz daha açılmış onu övüyordum . Ona tatlığından bahsetmeye başlamıştım . Artık heyecanımı yenmem gerekirdi . Ağzımdan birden bire çıkması gereken kelimeyi bulmustum tam söylemek üzereyken , saniye farkla " Çok tatlısın " kelimesini duymuştum o bal ağzından . Ne yapacağımı , ne diyeceğimi şaşırmış üstün performans bir kabalıkla " Benden çok yaşayacaksın " demiştim . Ortamda ki cenaze evi sessizliğine öncü olmuştum . Hemen bu odunluğumu telafi edecek bir şey yapmalıydım . Ortamdaki sessizliğin kuş sesleri tarafından bozulmasına izin veremezdim . Zira kuş sesleri bana ürpertici gelirdi . Özellikle konu sevdiğim ise daha da bir ürperiyordum .

"Benim ol . Sadece bana merhaba de . Sadece bana aşktan bahset . Bana sadece aşk olma . Gurbete vermiş olduğum aile sevgim ol , sesim ol , sessizliğim ol . Ne olursun bilmiyorum ama sadece benim ol " diyordum içimden . Sessiz sessiz ama çığlıklara karışarak . Dolmuş gözleriyle beni uzun uzun süzdüğünü daha ona bakmadan hissedebiliyordum . Önce yutkundu,ardından içten gelen bir sesle " Bir şey demeyecek misin ? " diye sordu .

On saniye kadar düşündükten sonra başımı hızla çevirdim ve hızla tek söz söyleyebiliyordum :

"Benim ol "

O ise hala beni süzüyordu . Gözlerimle dudaklarım arasında gidip geliyordu gözleri . Masum masum süzüyordu .

İkilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin