Multimedia - Yiğit( meriçin baş düşmanı)
Bade 'den devam
"ben o- na ne- neya- yaptım" diye zorla konuştum ağlayarak o bana sürtük derken ben onun acısını düşünmüștüm bahara biraz daha sarılıp hıçkırıklarıma devam ediyorken Tuğçe saçımı okşayıp "tamam Bade, kuzum hadi biraz sakinleş bak bayılacaksın yine, hem boşver sen onu" dediğinde ağlayışım daha fazla şiddetlendi. Ben kapıyı kilitlediğim için Uraz kapıyı kırmış ve beni baygın olarak bulmuşlar poyraz cam kırıklarını umursamayarak benim ve baharın yanına diz çöküp "Bade bak sen o salağı boşver onun siniri sana değil!" dediğinde, bahar "ne olursa olsun! Kız onu düşünsün o kıza sürtük deyip hakaret etsin!" diye parlayınca poyraz susmak zorunda kaldı Tuğçe de sinirle "hem siniri kimeyse gitsin ondan çıkarsın ne diye kıza parlıyor!?" dediğinde Uraz sıkıntılı bir nefes alıp "ya o kişi artık yaşamını yitirdi ise" dediğinde durakladım ve başımı baharın omuzundan kaldırıp poyraz ve uraza baktım kızlarda benim gibi şok olmuş bir şekilde bakıyordu "n-nasıl a- anla - anlamıyorum" dediğimde poyraz derin bir nefes aldı ve "bak bunu söyleyemeyiz ama Meriç söyleyebilir tabi isterse" dediğinde gözlerim tekrar doldu
"Ama ben ona bir daha gelme karşıma çıkma dedim" diyerek ağlamaya devam edince tuğçe bana sarılıp "o gelmezse sen gidersin" dedi baharda "aynen hatta git elini yüzünü yıka kendine gel sonra git onunla konuş" dediğinde dudağımı büzüp "nerede olduğunu bilmiyorum ki!" dediğimde "ama biz biliyoruz hadi sen önce bir kendine gel" diye kolumdan tutup beni ayağa kaldıran poyraza sarılıp koşarak banyoya girip duș aldım biraz daha iyi hissediyordum etraf çilek ve böğürtlen kokusu yine etrafı esir aldı banyoda saçlarımı kurutup taradıktan sonra serbest bıraktım üstüme banyoya girmeden önce aldığım kıyafetleri aldım siyah mini eteğimi giydikten sonra beyaz geniş askılımı geçirdikten sonra ayağıma beyaz samdeletler giyip, ağlamaktan kızaran gözlerimin etrafına fondeteni yayıp frambuazlı lipsmen balsamımı sürdüm. Evet artık daha iyi görünüyordum banyodan çıkıp telefonumu ve cüzdanımı siyah mini sırt çantama attım ve așağı indim Tuğçe ve bahar beni görünce ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldılar.
⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️⛓️
Uraz ve poyraz ne kadar ısrar etselerde tek başıma taksiyle gelmiştim urazın verdiği adres ormanlık bir alandı taksiciye parasını ödeyip taksiden indim civarda başka hiçbir ev yada bir şey yoktu fazla ıssız ve ormanlık bir alandı biraz ilerledikten sonra uçurumun kenarında olan küçük bir kulübenin önünde meriçin arabasını gördüm koşarak oraya varınca duraksadım, yerde diz çökerek oturan bir Meriç görmeyi hayal etmiyordum biraz daha yaklașıp elimi omzuna koyunca bir anda kafasını kaldırdı karşısında beni görünce kaşlarını çatıp omzunda olan elimi sertçe itip "ne işin var senin burada!? kim söyledi burayı sana!?" dedi sert bir şekilde. Sakin kalarak "senin için geldim" dedim, allahın duyanda başka bir şey sancak ama gerçek şu ki onu bu halde yalnız bırakmak istemiyorum. Alaycı bir şekilde sırıtıp "iyi o zaman şimdi de siktir ol git. bir sürtüğün benim için bir şey yapmasına gerek yok!" dediğinde kalbim biraz daha kırıldı ama şuanda çok sinirli o yüzden böyle acıyla derin bir nefes alıp "ben sana ne yaptım ki bana böyle davranıyorsun ben sadece senin için..." sözümü yarıda kesen şey meriçin kolumu sıkıca tutup kafamı arabaya çarpması oldu "YETER SİKTİR OL GİT ARTIK SENİ DİNLEMEK İSTEMİYORUM ANLASANA DEFOL!!!" diye kükreyip tuttuğu kolumu bıraktı acıyla yere düşerken göz yaşlarım daha çok akmaya başladı kafamı kaldırdığımda Meriç yoktu buraya kadar artık ben onu düşünürken onun yaptığı pislik canımı yakıyordu zar zor ayağa kalkıp elimi başımın ağrıyan yerinde gezdirdim şişmişti kolumunda tuttuğu yer morarmıştı kolumu görünce göz yaşlarım tekrar akmaya başladı arkamı dönüp ormana doğru ilerledim eve gitmek istemiyordum çünkü eğer eve gitseydim tuğçe ve bahar kolumu görebilir sonra abime meriçi söylerlerdi ve abimle meriçin kavga etmelerini istemiyorum. Biraz daha ormanın içerisinde ilerledim kızlara geç kalıcağıma dair bir mesaj yazıp telefonu kökten kapattım kimsenin sesini duyucak ya da sorularını yanıtlıcak mecalim yoktu, bir ağacın önüne gelince yorulduğumu hissedip ağacın altına oturup bacaklarımı kendime çekip başımı bacaklarıma kapatıp düşünmeye başladım ben onun için gelmiş onun için ağlamıştım, sorununu çözmek istedim ama o bana daha ailemin bile vuramazken hem hakaret etti ve canımı yaktı oysa ben ne o hakareti hak edicek ne de canımı yakmasını hak edicek hiç bir şey yapmadım tekrar hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım iki dakika sonra birinin omzuma dokunduğunu hissedince kafamı korkuyla hızla kaldırdım karşımda meriçi görmeyi bekliyorken benden belki bir kaç yaş büyük olan, kahverengi gözlü, saçlarının uçları hafif kahverengi boyalı siyah saçlı ve giydiği siyah dar t-shirt 'den kasları belli olan birisiydi "Sen kimsin?" diye sordu, yutkunup "ben gitsem iyi olucak akşam olmuş neredeyse" deyip ayağa kalktım yalan değil neredeyse akşam olmuștu ve büyük ihtimalle evdekiler deliye dönmüşlerdir. Tam gidicekken az önce meriçin morartmış olduğu yeri tutunca ağzımdan ufak bir çığlık kaçtı canımı yaktığını anlayınca kolumu bırakıp "af edersin ben sadece böyle ıssız ortamda seni görünce kim olduğunu merak ettim çünkü buralara pek kimse gelmez ben Yiğit" dediğinde zoraki bir tebessüm edip "Bende Bade şey aslında ben buraya a.." sözümü bitirmeden meriçin sesi duyuldu
"UZAK DUR ONDAN!" diye bağırarak yanımıza gelip yiğite yumruk atıp yiğiti yere düşürdü şok olmuş gözlerle meriçe bakarken gelip bileğimden kavrayıp "yürü gidiyoruz!" diye emir verince bana yaptıkları aklıma geldi bileğimi ondan kurtarıp "ben seninle hiçbir yere gelmiyorum bırak beni!" deyip yerde yatan yiğite baktım ne suçu vardı ya "poyraz aradı senden haber anlamamışlar yürü şimdi eve gidiyoruz" diyen meriçe öfkeli gözlerle bakıp "İYİ O HALDE ŞİMDİ HABER ALIRLAR BEN HİÇ BİR YERE GELMİYORUM DEFOL GİT! " dedim onun bana yaptığı gibi bağırarak kolumun morarmış yerini tutup sıkınca ağzımdan büyük bir çığlık kaçtı yiğit beni kendisine çekip meriçe kafa atıp beni Meriçten kurtardı "Kız gelmek istemiyorum diyor ne zorluyorsun lan PİÇ" dediğinde Meriç ona bir yumruk atıp "Sana ne lan seni ilgilendirir mi!?" dedi sinirle "EVET BEN KİMSEYİ İLGİLENDİRMEM AMA EN ÇOKTA SENİ MERİÇ, BENİM CANIMI YAKIP BANA SÜRTÜK DİYEN KİŞİYİ BENİM KARARLARIM İLGİLENDİRMEZ ŞİMDİ BIRAK YİĞİTİ!" dedim bağırarak Meriçin öfkeli gözleri benimkilerle kenetlendi sonra yiğiti bırakıp "Ne haliniz varsa görün" deyip çekip gitti onun gidişiyle bende dizlerimin üstüne düştüm gerisi karanlık.
⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️ ⛓️
1 saat sonra
Yiğitten devam
O itin gidişiyle Bade yere düşüp bayıldı İrem sürtüğünün gözleri ile Badenin gözleri birebir aynıydı ama Bade de farklı olan bir şey vardı. Onu kucaklayıp arabama bindirip kendi evime götürdüm annemi çok küçükken o itin babası yüzünden kaybettim babamda 3 yıl önce bana son vasiyetini bırakıp kalp krizinden öldü vasiyeti annemin intikamını almaktı ama o itin babası ölünce bende ondan ve sevgilisi olucak o sürtükten aldım ama içimdeki nefret dinmedi badeyi kendi yatağıma yatırıp üstünü örttüm odadan çıkıp salona indim o it Meriç arkadaşlarından bahsetti telefonunu açtım şifresi yoktu hemen rehbere girdim ilk sıralarda ailesi vardı gördüğüm rehber fotoğrafı ile donup kaldım Ege Sargın bu Badenin abisimiydi ege ve ben birbirimizden nefret ederiz ve Egenin hep canını yakmak istemiştim aklımdaki sesleri susturup arkadaşı olduğunu tahmin ettiğim Bahar adında ki kişiyi aradım ikinci çalışta açtı ve ben bir şey diyemeden konuşmaya başladı
"Bade kuzum sen nerelerdesin hepimiz seni deli gibi merak ettik az kaldı Egeye haber vericektik Ayy Bade kızım sen bizi öldürmek mi istiyorsun ne oldu çabuk anlat Meriç geldi o da bir şey demedi sonra poyrazla urazı da alıp gitti ?""Şey ben Yiğit Bade uyuyakaldı merak etmeyin gayet iyi size haber vermek için aradım "
" NE BADE NEREDE HEMEN EVE GETİRİN SİZ KİMSİNİZ NECİSİNİZ NEREDEN BİLELİM KONUM ATICAM HEMEN ARKADAȘIMI GETİRİN "diye cevapladı başka bir kız sesi ben bir şey diyemeden telefonu kapattılar. Demek ki arkadaşları ile arası iyi neyse odaya girip badeyi kucağıma aldım çok güzel bir kokusu vardı tam kapıya giderken zil çaldı badeyi koltuğa oturtup kapıyı açtımki neye uğradığımı şaşırdım gelen Meriç, Poyraz ve urazdı kapıyı açar açmaz Uraz tarafından suratıma yediğim yumrukla afaladım tam yumruk atıcakken poyraz silahını doğrultup "Çekil lan kenara piç kurusu" dediğinde alayla sırıtıp "Ne o Meriç fikrini değiştirip kızı kurtarmaya mı karar verdin oysa daha eğlenmemiştim bile" dediğimde Meriç üzerime doğru gelip "badeye dokunacak olman umrumda değil sadece arkadaşları için" dediğinde tek kaşımı kaldırıp "yani ona dokunmam seni rahatsız etmicek öyle mi iyi o halde onu tavlamam da sorun olmaz herhalde" deyip kenara çekilince poyraz ve uraz içeri girdi Meriçte dışarıda bekliyorken Uraz kucağında badeyle dışarı çıktı ardından poyraz çıkarken "sakın bir daha karşımıza çıkma" deyip o da arabaya bindi. Merak etmeyin bundan sonra sık sık karşılașıcaz
Bende eve girip odama çıktım biraz önce Badenin yattığı yerin hemen yanına yatıp yastıktaki kokuyu içime çektim çok güzel kokuyordu. Yarın çok güzel bir gün olucaktı Bade ve diğer kızlara zarar vermicem ama bunun aynısını Meriç ve çetesi için söyleyemicem bir süre sonra kendimi uykuya teslim ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZIT KUTUPLAR
Teen FictionGülmeyi çok seven, sevecen, tatlı ve herkesin sevdiği enerji dolu kızlar . Gülmeyi unutmuş, soğuk, kimseyi sevmeyen herkesin korktuğu ve çekindiği playboylar ...