Evet duydun bu tabir benim hayatımın içine etti. Her zaman daha iyisini düşlerken tanrı bana acımamıştı. İlk önce annemi kaybetmiştim. Ve kalbimdeki bu kocaman yarayla iyi bir kız olamadım. Sonra o geldi.
Benim Denizim ve ben o denizdeki bir balıktım sadece. Yok olamaya yüz tutmuş bir balık. Kim yakalarsa onun...
"Yine aynı şeyleri düşünmüyorsun dimi?"
"Ne gibi? Eylem."
"Kendine zarar verme Evrim. Sen bize lazımsın."
Bu da benim nadiren bulduğum başka birisiydi. Benim arkadaşımdı. Birden telefonum titredi. Telefonuma bir mesaj gelmişti.
Şaşkınlıkla gözlerimi kırptım. Asla bana mesaj gelmezdi.
"Bi daha kine çatıdan atlamayı deneme prenses. Çünkü sana yakışan bu değil. Gülümsemek."
"Siktir git." Yazıp göndermiştim. Bu oydu beni kurtaran adam. Benden ne istiyordu ki. Dalga mı geçiyordu. Yine de yüzümde ufak bir tebessüm oluşmuştu. Bu tebessümün oluşmasına engel olamıyordum. Biri beni kurtarmıştı. İşte böyle dengesiz bir kızdım ben. Merhaba ben Evrim Soykan. Seninle çok iyi anlaşacağız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Birinde biri
RomanceOnu tanıdığımda boğazımdaki yük kaybolmuştu.Her ne kadar gizlemeye çalışsamda kendimle beraber taşıdığım başka bir ben vardı. Ve o ben onsuz asla mutlu değildi. Olmayacaktı da. "Sen buraya nasıl geldin?" "Eğer hastanenin tepesine çıktığını bilseydim...