Yılmaz amcanın bize sahip çıkması azda olsa rahatlatmıştı beni. Küçük kardeşimle yeni bir hayata,yeni bir aile ortamına merhaba demiştik.Arabanın durmasıyla geldiğimizi anladım. Arabadan iner inmez karşımdaki siyah ceketli çocuğa baktım. Onu daha önce hiç görmemiştim. Bu kadar yakışıkli bir çocuk kim olabilirdiki...Bana bakıp gülümsedi. Hemen bir aceleyle bagajdan valizlerimizi aldı. heycanlıydım neden bilmiyorum 1 aydır ilk defa kalbim böylesine atıyordu. Bir iki adım sonra evin kapısındaydık. Kapı açılıp içeri girdiğimde karşımda yengem vardı. Koşup sıkıca sarıldım. Kulağıma fısıldadı '' ne kadar da büyümüşsün'' istemsizce ağlamaya başladım. Kafamı yengemin omzundan kaldırdığımda herkesin bana acınası halde baktıklarını gördüm. Bu canımı daha da çok yakmıştı. Ben bana acımalarını değil biraz sevgi göstermelerini istiyordum. Elimle gözyaşlarımı silip amcama döndüm '' yalvarırım bana öyle bakmayın acımayın bana '' dedim. Sonrada koşarak bahçeye çıktım. Sallanan koltuğa oturdum. Dakikalar sonra yakışıklı yanıma geldi. Sadece oturdu hiç konuşmadan sessizce. Dayanamayıp adını sordum. Kısık bir sesle '' Rüzgar ve sende Demet '' dedi. Şaşırdım. Ben onu tanımasamda o beni tanıyordu. Rüzgarın gözlerinin içine baktığımda kendimi kaybediyordum. Masmavi gözleri beni okyanus kenarına sürüklüyordu sanki. Yüzünün her ayrıntısını ezberlercesine bakıyordum. Öyle kusursuzdu ki rabbim özene bözene yaratmıştı sanki. Kafamı çevirmemle omzumda bir el hissetim. Kısa süreli bir şoktan sonra kafamı tekrar rüzgara çevirdim. Gülümsüyerek '' üşüyeceksin hadi içeri geçelim '' dedi. Samimi bir gülüşle yerimden kalkmamla omzumdaki eli saçlarına gitti. Havalı bir şekilde saçlarını karıştırdıdı. Birden yüzü düşmüştü. Bunun sebebini ona sormak istesemde soramazdım sonuçta daha o kadar samimi değildik. Arkama son kez baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Eve doğru yavaş adımlarla yürüdüm. İçeri girer girmez sıcak hava yüzüme vurdu. Saatlerdir dışarıda olduğumu saate baktığımda farkettim. Ela nerede diye düşünürken kocaman evin içinde elayı aramaya başladım. Elayı bulamayınca hızla yengemin yanına gittim. '' Ela nerede! '' dedim.'' Sakin ol ikinci katta sağdaki ilk odada uyuyor '' dedi. Birazda olsa içim rahatlamıştı. Merdivenleri çıkıp sessizce odaya girdim. Meleğim mışıl mışıl uyuyordu. Yavaşça öpüp yanına uzandım. Biraz yalnız kalıp bu olanları düşünmek istiyordum. Bir yandan beynimin içindeki düşünceler bir yandan da istemsizce kapanan gözlerimle yattığım yerden savaş veriyordum. Uyumak istemiyordum. Artık kafamdaki sorulara cevap bulmam lazımdı. Kafamın içindeki karmaşıklığa bir son vermem gerekiyordu. Hayat devam ediyor ve zaman hızla ilerliyordu. Bir an önce bunlara alışmam ve geçmişi değil geleceği düşünmem lazımdı. Bunları düşünürken göz kapaklarımın iyice ağırlaştığını hissedip bu savaşa bir son verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçük Umut
RomansaO büyük kazanın üstünden neredeyse 1 ay kadar geçmişti...Gözlerimi her kapattığımda hastandeki o halleri geliyodu aklıma. Bu acıya daha fazla dayanamıyorum. Koşarak mutfağa gittim ve çekmecedeki ilaç kaplarını alıp içinden hapları çıkardım. Bir avuç...