2.BÖLÜM
Bugüne kadar bir çok kez şaşırmış korkmuş ama kalbi bu kadar hızlı atmamıştı. sanki nefes aldığında içine dolan oksijen birden kaybolmuş uçuvermişti. Suhonun ona cadılık hakkında verdiği dersleri hatırlamıştı. Hayır hiçbir zaman bundan bahsetmemişti.Kalbinin bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordu . Omzuna konan elle hala çakılların üzerinde oturduğunu farketmişti . Hafif çatılmış kaşlarla ona doğru şefkatle eğilen kişi Suhoydu .
Suho Kyungsoo Baekhyun ve Luhan'ı ararken yanından hızlı geçen genç kızlardan buranın veliahtı geçtiğini öğrenmişti. Kalabalık alana doğru ilerlerken herkesin eğildiğini görünce o da eğilmişti . Ama yaklaştıkça içine dolan şeyin ne olduğunu anlamlandıramıyordu. Kalbinin içine yerleşen garip hisle kaşlarını çatarken ileride Baekhyunu görmüştü , kalabalık dağılırken oraya doğru ilerlemeye başlamıştı. O sırada ise Baekhyun az önce sırtında olan elin sahibinin gittiği yere bakıyordu..
Suho luhanın yerde diz çökmüş bir şekilde oturduğunu görünce ona yaklaşmıştı..
3. Seslenişinde ona dönen renginden daha da beyazlaşmış yüz,donmuş bir şekilde bakıyordu . Artık atlılardan hiçbir şey kalmadığında luhan ayağa kalkmış "i-iyiyim" diyerek başını sallamıştı . Suho garip bir şeyler olduğunu bilse de üstelememişti. Kalacakları yeni evlerine gidiyorlardı. Suho o olaydan sonra bir daha geleceği görememişti ama yinede hissedebiliyordu.. Yıllar sonra hissettiği bu his ona bu şehirde yakın geliyordu . Evleri şehirden biraz uzakta ormanlık arazinin başladığı bir yerdeydi .. 2 odalı minik bir külübe gibiydi . Sonbaharın etkisini gösterdiği burada hava iyice kararıyordu , yatacak yer ayarlayıp yakacak almaya gitmeleri gerekiyordu. Suho ve baekhyun yatakları hazırlarken kyungsoo ise yemek yapıyordu , Luhan bir şey yapmadığını anlayınca biraz ormana gidip odun bulabileceğini düşündü . Şehirdeki ağaçları kesmek yasaktı , sadece ormandakiler kesilebilirdi.Suho ilk başta tehlikeli olduğunu söylesede luhan onu ikna etmişti Siyah cübbesini üstüne geçirip havanın karardığı ormana doğru ilerlemeye başladı.Sehun
Atın üstünde şehirden geçerken kızların attığı çığlıkları erkeklerin bile attığı bakışları görebiliyordu hep böyle olmuştu . Kimsenin onu tanımasına gerek yoktu , ilahi bir yüzü ve herkezi kıskandıracak bir bedeni vardı bu yeterliydi. İçlere doğru giderken bir anda bir koku almıştı . Soğuk yüzünden yakılan odunların kokusu arasında bir koku hissetmişti , gözlerini etrafta gezdirip bu kokunun sahibini ararken kalabalığın içinde bir beden görmüştü. Uzakta olduğundan seçemesede herkes eğilirken dikilene bakmak için tekrar döndüğünde o bedenin orada olmadığını görmüştü. Bedeninin bu güne kadar hissettiği en güzel kokuyu biraz daha içine çekerken tekrardan kendinden emin tavırlar takınıp devam etmişti.. Akşam olduğunda her zaman olduğu gibi ormana gitmek için atına tekrar binmişti . Bugün neler olduğunu anlayamıyor , biraz kafasını dağıtmak için herzaman olduğu gibi rüyasındaki Kwers ağacına doğru gecenin karanlığında ilerlemeye başlamıştı..
Luhan
Gecenin karanlığında ilerlerken,ağaçlardaki kuşların ötmeye başladığını duyuyordu . Kuşlar mı ? Gece ötmezlerdi ki ? Baykuşdur belki diye düşünmesine rağmen , Saklanan ağaçlar ve rüzgarın sanki bir şey söylermiş gibi olan uğultusu daha da garip gelirken cübbesine biraz daha sarılıp ormanın içine doğru ilerlemeye başlamıştı . Ormanda ilerlerken bulduğu bir ağacın dalına doğru parmağını uzatmış onları yetenekleriyle kesecekken ona doğru yaklaşan bir atlının sesini duyayabiliyordu . Bulduğu bir ağacın altına yaslanırken kalbini saran o his tekrar bastırmış kalbi atmaya başlamıştı. Ondan uzaklaştığını sandığında elini uzatıp içinden geçirip odunları toplayıp geri gidecekken giden şey her neyse geri geldiğini duymuştu . Bi anda içinde oluşan panikle ormandan hemen uzaklaşması gerektiğini düşünmüştü. Geri geri gidip hızla koşmaya başladığında nereye gittiğini bilmiyordu sadece oradan uzaklaşmak istiyordu , arkasından gelen atlının sesi kesildiğinde nefes alıp bir ağaca elini koyup soluklanıp önünü döndüğünde , burnunun ucuna gelen biri yüzünden gerilemiş ve ağaca çarpmıştı . Karanlık birden aydınlanmış luhanın yüzü parlaşmıştı o anda rüzgar uğultusunu kesmiş kuşlar ötmeyi bırakmıştı..
Tanrı biliyor ya Prens Oh Sehun 354 yıldır böyle bir şeyi hayatında görmemişti..Meraba^^ hikayemi beğendiniz mi kurgu biraz kafanızda oluşmuştur umarım , çok yeniyim vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FATE LOVE(ASKIDA)
Fanfic++++ Kin , ihanet , öfkeyle taşmış bir kalp .. Daha bebekken yalnızlığa terk edilmiş bir çocuk Kendi hayatı için onları ayırmaya yemin etmiş bir baba +++ Benimle olursan karanlığa çekilirsin luhan Elimi tuttuğun sürece her zaman aydınlıkta olacağı...