"Öldüm.
Terkettim orayı.
Ailemi, arkadaşlarımı, dünyayı.
Sahi, var mıydı benim arkadaşım?
Peki ya ailem?
Dünyada mı yaşıyordum yoksa hayal dünyamda mı?
Bilmiyorum, sanırım ölüm adlı şeyi tatmaya gidiyorum.
Umarım acı değildir, acıyı sevmem."Taehyung son cümleyi okumuş ardından kanlarla kaplı kağıda bakmıştı. On yedi yaşındaki Min Yoongi'nin cansız bedeni bilekleri kesik bir şekilde bu kağıdın üzerine bulunmuştu. Beyaz teni kireç gibi olmuş, yüzünde yeni kabuk bağlamış yaralar oluşmuştu. Taehyung o görüntüyü unutamıyordu; yanaklarında yeni kuruduğu belli olan gözyaşları, hala kanamaya devam eden bilekleri, dip boyası gelmiş sarı saçları ve giyinmek zorunda olduğu okul pantolonu.
Min Yoongi okulunda, evinde ve hatta mahallesinde bile feminen olduğu için zorbalığa uğrayan on yedi yaşında gencecik bir çocuktu. Feminen olduğunu ilk annesi, on üç yaşındayken odasında ablasının eteğini denerken öğrenmişti. Bunu babasına hemen söylemiş ve babasıda Yoongi'yi bütün mahalleye rezil etmişti. "Bu bir orospu," diye bağırmıştı. "İsteyen altına alabilir." Ertesi gün okuluna gitmek için evden çıktığında taciz edilmiş, okuluna gittiğinde ise dayak yemeğe başlamıştı.
İnsanlar ondan uzak durmaya çalışıyor, ama aynı zamanda dövüyordu.
Okuldaki öğrenciler ona ilk başta kız eşyaları göndermeye başlmıştı, ardından ise --liseye geçtiği zaman-- cinsel içerikli mesajlar ve cinsel eşyalar almaya başlamıştı. Korktuğu için ailesine söyleyemiyor, söylediğinde ise dayak yiyordu.
On yedi yaiına geldiğinde, okulundaki öğrenci ve öğretmenler ona zorla kendilerine sakso çektiriyor, bazen ise tecavüz ediyorlardı. Yoongi'ye bunlar travma etkisi yaratmıştı. İnsanlardan kaçıyor, kimseye dokunmak istemiyordu. Sonra ailesi bunu öğrendi, Yoongi okuldan alındı ve eve kapatıldı.
Ailesi üzerinde bir sürü işkence uyguladı, dövdü, tecavüz etti ve bazen ona günlerce yemek vermedi. Yoongi üç haftada elli dokuz kilodan, kırk üç kiloya düşmüştü. Bedeni zayıfladığı için yaraları iyileşmiyor ve gittikçe kötüleşiyordu. Böylelikle Yoongi'nin iltihap kapan baldırındaki yara, eğer Yoongi ölmemiş olsaydı dizinden aşağısını kaybetmesine sebap olacaktı.
"Ez azından kurtuldu," dedi Taehyung kendi kendine. "En azından kendi cennetinde mutlu olacak." Ofisinin kapısı çalınıp açıldığında içeri komiser yardımcısı Jack girmiş, Komiser Park'ın onu çağırdığını söylemişti. Taehyung oturduğu yerden kalkarak üniformasını düzeltmiş ardından Komiser Park'ın odasına adımlamıştı. Kapıyı çalarak komutu aldığında, içeri girmişti.
Komiser Park, elinde tuttuğu küçük deftere bakıyordu. "Otur lütfen," demişti Komiser. Park Jimin, karakolun ve hatta bütün Daegu'nun biricik yakışıklı, güzel komiseri. "Bunu Yoongi'nin odasında bulmuşlar, günlüğü." demişti defteri Taehyung'a uzatırken. "Son sayfayı oku," diye devam ettiğinde Taehyung son sayfayı seslice okumuştu. "'Çiçeklere alttan bakıp Tanrı'nın cehenneminde yanacağım.'" Taehyung başını defterden kaldırıp Komiser Park'a bakmıştı. "Yoongi ölü bulunmadan bir hafta önce yazılmış. Tarihlere baktığımızda Yoongi düzenli olarak yazıyormuş, fakat son bir ay pek düzensiz." Taehyung ne yapması gerektiğini bilemiyordu. Sadece Yoongi'nin ailesini parçalara ayırmak istiyordu. "Benden ne yapmamı istiyorsunuz Bay Park?" Komiser Park saçlarını karıştırmıştı. "Yoongi yaşkyor olsaydı ona göz kulak olmaı isterdim, ama o öldü. Aileside hapise atıldığı için sadece bu defteri okuyup önemli yerleri bana bildirmeni istiyorum. Şimdi çıkabilirsin."
Taehyung elindeki defteri sıkarak ayağa kalkmış ve hızla ofisine gitmek için odadan çıkmıştı. Koşar adım geldiğinde ofisine masasına oturarak defterin ilk sayfasını okumaya başlamıştı.
❖
"Sevgili günlük, bugün düne göre biraz daha az hırpalandım."
"Sevgili günlük, bu şeyler ne zaman bitecek?"
"Sevgili günlük, ölmek için fazla erken değil mi?"
"Sevgili günlük, seni kirletmek istemezdim ama bugün iğrenç birşey yaşadım.
Öğretmenim bana isteğim dışında dokundu ve onu durduramadım.
Canım acıyor, yürüyemiyorum.""Sevgili günlük, bugün okul çıkışı polise gedecektim. Fakat babam gelerek kaydımı sildirdi. Sonra eve getirip beni dövdü. Dizimin biraz aşağısında bir yara oldu ve ayağımın üzerine basamıyorum. Sürekli kanıyor."
"Sevgili günlük, beni neden sevmiyorlar?
"Artık sevgili günlük falan değilsin. Eğer beni sevsen yardım eder ve bu yaşadıklarıma gözyummazdın."
"Bugün evden kaçtım. Polise geldikten sonra babam beni buldu."
"Ölmek istiyorum, ama korkuyorum."
"Bugün evde kimse yokken ablamın kıyafetlerini giyindim ve biliyor musun, eğer vücudumda bu iğrenç yaralar olmasa çok güzel görünürdüm."
"Çiçeklere alttan bakıp Tanrı'nın cehenneminde yanacağım."
❖
Hina'dan izinsiz yayımlıyorum bunu.
Taslaklardaydı ve hoşuma gitti.
Umarım dayak yemem 🤐
-InaOneshot sonu,
Ben Hina,Sizi seviyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
• büyümen gerekirdi çocuk •
Fanfiction[oneshot ✝ angst] [min yoongi ✝ kim taehyung] Tanrının cehenneminde yanacağım