I. Play with me

3.9K 108 146
                                    

Tharntype the series'in 7. Bölümünden esinlenerek yazılmıştır.

*

"Type şu adam geldiğimizden beri sana bakıyor."

Type elindeki bira şişesini sertçe masaya koydu. Bir ortama girdiğinden hiç tanımadığı adamların rahatsız edici bakışlarına maruz kalmaktan fazlasıyla sıkılmıştı. Bu gece buraya sinirlenmemek ve eğlenip kafa dağıtmak için gelmişti oysaki.

Yaşadığı yer olan Pha-ghan da her yıl düzenlenen Dolunay Partisi'nin yarıyıl tatiline denk geliyor olması onu mutlu etmişti. Ortamın konsepti ise kesinlikle göze hitap ediyordu.

Herkesin bedeni çarpıcı, neon renklerle çeşitli desenler çizilerek boyanmıştı ve insanlar dans ederken harika bir renk cümbüşü ortaya çıkıyordu.

Type beyaz bir gömlek giymişti ve gömleğinin iliklenmemiş kısmından taşan çıplak göğüsünde neon harflerle "fux" yazıyordu. Çenesinde, anlında, yanaklarında sarı noktalar vardı.

Fazlasıyla...seksiydi.

İnsanların ondan gözlerini ayıramamasını bir nebze de olsa anlayabiliyordu. Bu konuda hiçbir zaman mütevazi olmamıştı. Kendini çekici buluyordu ve bunu inkar etmek kendisine çok büyük haksızlık olurdu ama yine de bu bazen fazlasıyla rahatsız edici olabiliyordu. Şu an olduğu gibi.

"Ne sikim yaparsa yapsın! Umrumda değil. Bu uçkuruna düşkün adamların gecemi mahvetmesine izin vermeyeceğim."

"Emin misin? Seni tanıyor gibi görünüyor?"

"Saçmalama. Öyle yapışık tiplerle ne zaman arkadaş olduğumu gördün. Dayak mı yemek istiyorsun? İlk önce onu sonra da seni mi pataklasam.."

"Tamam, tamam! Hiçbir şey demedim. Amma da aksisin."

Tüm bunları söylerken kaşlarını çatmış ve öfkeyle birasını kafasına dikmişti. Dediklerinde ciddi değildi aslında. Kimseyle kavga etmek istemiyordu. Birileriyle görüşmek, birileriyle yatmak ya da gezmek...

Sadece onu görmek istiyordu.

Onunla görüşmeyeli daha iki hafta bile olmamıştı ama Type yine de onu özlediğini hissediyordu. Bu hisse alışması gerekiyordu. Aksi halde bir gün sinir krizi geçirecekti.

Ne zamandır birini hatta bir adamı bu kadar özler ve umursar hâle gelmişti?

Bu partiye gelmeyi de içindeki bu his bir nebze de olsa geçer diye kabul etmişti. Şu an için onu heyecanlandıran ve ona keyif veren bir şey olmuyordu ama kavga çıkartma heveslisi de değildi.

Başka zaman olsa bir adam ona flörtöz bir şekilde bakabilme cesareti gösterdiği için bile ağzını yüzünü dağıtırdı.

Ama şimdi tüm bunlar anlamsız görünüyordu gözüne.

Acaba hiçbir şey yapmak istemiyor oluşumun sebebi, o şu an yanımda değil diye mi?

"Ah, dostum. Sanırım bu gece hiçbir kızla takılamayacağız."

Type arkadaşının sözleriyle kaşlarını çattı. "Yine ne saçmalıyorsun sen? Niye takılamayacak mışız? Gözlerini mi kaybettin? Etrafta bir sürü kız var."

Type arkadaşının özgüvensizliğine sinirlenmişti. Kendisinin kız düşürmek gibi bir isteği yoktu. İstese düşürürdü ama istemiyordu. Aslında artık istemediği şey daha çok bir sevgili ya da bir kız arkadaştı. Tabii arkadaşına bunu söyleyemeyeceği için sohbeti, kendini de olayların içine dahil ederek ilerletiyordu. Zaten canının kimseyle takılmak istemediğini söyler ve arkadaşına bu gece birileriyle vakit geçirmesi için yardım etmeyi teklif ederse arkadaşı bunu sorgulamaz, hatta onun kendisine borçlu olmasını bile sağlayabilirdi. Bu sayede Bangkok'a dönene kadar içeceği tüm biraları beleşe getirmiş olurdu. Bu şu an için yerinde bir uğraştı.

Full Moon Party | TharntypeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin