III. Dance with the devil

1.8K 81 25
                                    

Bu bölümü bu şarkıyı dinleyerek yazdım. Öneriyorum yani. Güzel şarkı, bir dinleyin bence:)

*

Gecenin ilerleyen saatlerinde insanlar gittikçe daha da sarhoş olmuş müziğin sesi daha da gürültülü bir hale gelmişti. Etraftaki renkler sarhoş kafaların gözlerinde birbirine karışmaya başlamıştı. Loş aydınlığın arasında parlayan terli vücutlardan neon boyalar akıyordu. Type kendini sarhoş gibi hissediyordu ama sarhoş olacak kadar içmediğini biliyordu.

Onu sarhoş eden içki değildi.

"Görmek istiyorsan, sen de benimle dans etmelisin."

Tharn'ın sesi kulaklarına uğultulu bir biçimde ulaşıyordu. Hissettiği arzu duyularını köreltmişti. Daha önce kimseden bu kadar etkilendiğini hatırlamıyordu. Üstelik karşısındaki bu adam, bunu sadece herkesinkinden daha farklı olan görüntüsüyle ve etkileyici ses tonuyla yapabiliyordu.

Tharn'ın bir erkek olması ise o an için önemli değildi. Aslında bu durumun çok uzun zamandır  bir önemi yoktu. Hayatı boyunca yapmayacağım dedikleri kutsal bir söz olsaydı, sözünü tutmadığı için günahkâr sayılırdı.

Tharn ise onu bu günaha çeken şeytanın kendisi.

Şeytan? Tharn şeytan olamayacak kadar iyi biriydi. Hatta olması gerektiğinden de iyi ve sakin biri fakat şu an sanki onu kötülüğe çağıran biri gibi duruyordu. Bu ise Type'ın hoşuna gidiyordu. Bu tehlikeli yola adım attığı anda pişman olacak ama günün sonunda cehennemden bile daha ateşli bir ödülün tadına varacaktı.

Kötülüğün dayanılmaz bir çekiciliği vardı ve Type hiçbir zaman yeterince iyi bir adam olduğunu düşünmedi.

"Tamam. Madem dediğin kadar iyisin o zaman benim gibi dans edemeyen bir adamın da ayaklarını yerden kesebilirsin."

Type tüm bunları söylerken Tharn'ın gözlerinden gözlerini ayırmadı. Son cümlelerini söylerken yanağını Tharn'ın yanağına dayadı ve sakince "Bunu yapabilir misin?" Diye fısıldadı.

Type, Tharn'ın gözlerinin an itibariyle nasıl karardığına şahit oldu. Yüzündeki sabit ifade yerini sabırsız bir adamın yüzüne bıraktı. "Benimle gel." Diyerek Type'ı kolundan tutarak bar taburesinden kaldırdı ve onu dans eden kalabalığa doğru sürükledi.

Type karşı koymadı, onu yönlendirmesine izin verdi. Zaten tam olarak istediği buydu ama Tharn ona istediğini verecek miydi yoksa kendi istediğini mi alacaktı işte bu tam olarak belli değildi. Tharn'ın hep olduğunu düşündüğü ama daha önce görmediği karanlık yüzüyle şimdi tanıştığını hissediyordu. Bu Tharn'ı sevmişti. 

Ya da Mew'i mi demeliyim?

Tharn dans pistinin ortasına geldiklerinde Type'ın tuttuğu ellerini bıraktı. Karşı karşıyaydılar ama aralarına iki insanın kolayca sığabileceği bir mesafe vardı. Tharn kendinden emin ve arzu dolu bakışlarını karşısındaki adama göstermekten asla çekinmiyordu. Gözlerini kapattı. Şarkıyı dinledi. Şarkının seksi bir tınısı vardı. Sanki o an çalan müzik bu iki adamın hissettiklerini anlatmak için seçilmiş gibiydi.

Tharn gözlerini açtı. Şarkıyla uyumlu bir şekilde vücudunu hareket ettirmeye başladı. Hareketleri yavaştı ama yumuşak değildi. Bacakları ve kolları hafifçe hareket ederken kalçası ve başı müziğin değişen ritmine göre daha sert hareket ediyordu.

Type garip hissetti. Dans kesinlikle normal bir dans değildi. Tharn'ın değişen ama asla onun bakışlarından ayrılmayan bakışlarını izliyor, arada onu baştan aşağı süzüyordu. Ritmin sertleştiği kısımlarda ileri geri hareket ettirdiği kalçası dansa seksi bir hava katıyordu.

Full Moon Party | TharntypeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin