1 Bölüm
Seçenekler Başlangıçta Başlar
Hayat kirlidir,eğer oyununu kirli oynarsan kazanırsın. Hapishane kapısı açıldığında askerlere selam verip dışarıya çıktı. Kapı tekrar üzerine kapatılmıştı,bu sefer özgürdü. Elinde bavulu vardı ve hava soğuklu. İçeriye paltosuyla girmiş ve yıllar sonra aynı palto ile dışarıya çıkmıştı. Hapishane bir ovanın tepesine kurulmuştu. Gözleri ile bütün ovayı süzüyordu. Hava kasvetliydi ve yağmur atıştırmaya başlamıştı. Yağmur toprağı tamamen ıslatmayı başardığında ise çamurla yüzleşecekti. İstanbul'a çok yol vardı. Yolun kenarına çıktığında çakılların üzerinde yürümeye başladı. Yağmur çiğse ile başlayıp şiddetini arttırmaya devam ediyordu. Çıkmadan önce saat iki civarındaydı fakat gökyüzü şimdiden yağmur bulutlarının etkisi ile kararmıştı. Yağmurlu hava ve çamura dönmeye başlayan toprak yol. Bu yağmurda yoldan araba geçmezdi. Yağmur onu iliklerine kadar ıslatacaktı anlaşılan. Çıktığı gün bile güzel bir gün değildi.
Güzel bir gün ölmek için kendini hazır tutardı.Babası ona yaşarken kötü yaşayanların en büyük tesellisi güzel bir günde ölmek olduğunu söylemişti. Bugün ölmeyeceğini düşündü. İçeriye girerken kendini bir hesaplaşmanın içinde bulmuştu. Çıkış gününü düşmanları ya unutmuştu ya da onlardan geriye kimse kalmamıştı. Unutmuş ise şansı günündeydi ama onlardan geriye kimse kalmamış ise,bu yeni düşmanlar edineceği gün olabilirdi. İnsanlar bazen düşman edinmek için yaşardı. Yağmur saçlarını diplerine kadar ıslatmış uçlarından yüzüne damlıyor yanakları yararak yere düşüyordu. Yağmur hızını arttırmıştı. Yürümeye başlayalı bir kaç dakika olmuştu. Toprak yola yeni girmekte olan bir arabanın sesini duydu. O an tepeye tırmanmaya başlamıştı. Araba yanından geçerse onu durdurmak zorundaydı. Elbiseleri komple ıslanmıştı. Arabaya tepeye tırmandığında durmuştu. Elini kaldırmaya bile tenezzül etmemişti. Yüzünü ne buruşturdu,ne de arabanın içindekine gülümsedi. Çaresi yoktu,o arabaya binmek zorundaydı. Hızlıca arabanın arka kapısına yanaştı,bavulu içeriye koydu. Kendisi ön tarafa geçip içeriye bindi. Sürücü ile karşı karşıya gelmişti. Sürücü ona elini uzattı,istemeden de olsa oda ona elini uzattı.
''Eski dostuna soğuk davranıyorsun,halbuki geçmişte iyi işlerimiz oldu. Biliyorsun baban iki yıl önce vefat etti. Torpidoda sana vermemi istediği bir emanet var. Diğerini ise sonra göstereceğim sana'' dedi. Arabayı geri vites'e takıp dönmeye çalışırken Yavuz torpidoyu açtı ve içinde ki altı patlar silahını eline aldı. Topunu açtı ve içinin mermilerle dolu olduğunu gördü. Torpido da mermiliği paltosunun cebine attı. Silahı elinde tutmaya devam ediyordu. Arabaya gerisin geriye döndükten sonra yola devam etmeye başladı. Yavuz
''Yavuz, yağmurlu havalarda soğuk,sevimsiz ve acımasız olur. Babam derki; Hayatta üç şey geri getirilemez birincisi sıkılan mermi,ikincisi ölüm,üçüncüsü geçmiş zaman. Geçmiş geçmişte kaldı biz bugünü konuşalım.'' dedi. Arabanın içinde bir süre sessizlik oluşmuştu. Sürücü ana yola girdiğinde Yavuza baktı. Yavuz da ona aynı anda baktı.
''Konuşmayacak mısın Cabir?'' sesi soğuktu ve arabanın içinde rüzgarlar esmeye başlamıştı. Cabir onun bu kadar soğuk davranacağını tahmin etmemişti fakat yinede hazırlıklı gelmişti. Koltuğun sol tarafına tabanca yerleştirmişti. Yavuz'un yapabileceği ters harekette,silahını çekip eski dostunu vurmaktan çekinmeyecekti.,zira insanlar yeni düşman edinmemek için öldürürlerdi.
''Sen yokken Kürt Sülo öldü. Yoksa bugün benim yerine onlar almaya gelirlerdi. Kürt Sülodan sonra yeri Kürdo aldı, şanslısın onun seninle bir derdi yok. Baban sana sevebileceğin bir araba bıraktı,ama sadece araba'' dedi. Durakladı sanırım konuşmasını biraz dramatikleştirmenin zamanı gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamparanın Ölümü[Bitti]
ActionSeçenekler başlangıçta başlar. Bir kere seçtin mi? Bundan sonra her seçim senin için ayrı seçenek olur. Bugün bittiğinde geçmişte kalacak evlat. Hayatta geri getirilemeyen üç şey vardır. Birincisi sıkılan mermi,ikincisi ölüm,üçüncüsü geçmiş zaman.