e l e v e n

980 111 157
                                    


rosesarerosie: Hey...

rosesarerosie: Sana söylediklerim için üzgünüm.

rosesarerosie: Belki bunu yapman bile senin için büyük bir adımdı.

rosesarerosie: bencilce davrandım...

rosesarerosie: neredesin?

rosesarerosie: bir haftadır yazmıyorsun, bir şeyin yoktur umarım.

rosesarerosie: yoksa beni suçlu hissettirmek için mi tüm bunlar?!

rosesarerosie: kafam çok karışık, kusuruma bakma.

rosesarerosie: Tanrım, ben ne saçmalıyorum?

7 mesaj silindi

rosesarerosie: Hey...

rosesarerosie: Umarım dönersin.

..

Jennie, Jisoo'nun yanına elinde ki battaniye ile birlikte gitti. Battaniyeyi, Jisoo mızmızlanmasına rağmen onun küçük bedenine sardı ve ardından yanına oturup onu kendi kolları arasına aldı.

'Ona aşık olman belki de senin için bir intihardır? Ona bir zararı bile yok. Seni tanımıyor bile daha Jisoo!'

Jisoo, dolmuş burnunu huysuzca çekerken sadece omuzlarını silkti. 'Aşk bu Jennie, sen karar veremiyorsun kime aşık olacağını. Bunu en iyi sen biliyorsun...'

Jennie dudaklarını büzerken eliyle Jisoo'nun sırtını sıvazladı.

'Biliyorum...sadece...sadece senin zarar görmeni istemiyorum.'

Jisoo, olduğu yerde kımıldanırken kafasını iki yana salladı.

'Ondan zarar göreceksem, bedenimi ateşler içine atsa da yine bir şey demem.'

Jennie, nefesini bıkkınlıkla dışarıya verirken masanın üstünde ki sıcak çorba kasesini aldı.

'Daha içmemişsin? Jisoo, soğukta dışarı da kaldın. Bunu içmezsen hasta olacaksın.'

Jisoo, küçük bir çocuk gibi mızmızlanıp, başını salladı.

'Hayır Jennie, istemiyorum. Tadı da güzel değil zaten. Ne var bunun içinde ki?'

'Havuç, kerevi-'

Jisoo, gözlerini kocaman açarken yere doğru eğildi ve yalandan öğürmeye başladı.

'Kerevizden nefret ettiğimi biliyorsun Jen!'

Jennie, elinde ki kaseyi geri masaya koyarken Jisoo'ya döndü.

'Ama bu çorba sana iyi gelecek.'

Jisoo elini durmasını işaret edercesine kaldırdı.

'i-ç-m-e-y-e-c-e-ğ-i-m'

Jennie, oturduğu koltuktan yarı sinirli bir şekilde kalkarken ellerini beline koydu.

'Neden küçük bir çocuk gibi davranıyorsun? Chaeyoung yüzündense yeter gerçekten, burada sen önemlisin Jisoo. Chaeyoung'un umurunda bile olmaması lazım ama sen?!'

Jisoo, Jennie'nin ona sardığı battaniyeyi daha çok üstüne çekerken dudaklarını umutsuzca araladı.

'Chaeyoung'u seviyorum.'

Jennie, pes edermişçesine ellerini havaya kaldırırken masada ki tabağı da aldı ve Jisoo'ya son kez döndü.

'Yanan taraf sen olacaksın Jisoo. Ona duyduğun karşılıksız aşk seni öyle bir yakacak ki bir daha bunu yaşamaya korkacaksın...Dediğin gibi, en iyi ben biliyorum...'

Takane no hana | chaesooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin