Takane no hana | chaesoo

t w e l v e

rosesarerosie: olanları sen de gördün!

rosesarerosie: biliyorum bunu.

rosesarerosie: kalbim parçalarına ayırlırken neden yanıma gelmedin?

rosesarerosie: neden o kızın benimle dalga geçmesine izin  verdin?

rosesarerosie: Hala korkağın tekisin!

rosesarerosie: Daha yazamıyorsun bile ve benden sevgine karşılık vermemi istiyorsun.

rosesarerosie: Bu imkansız!

rosesarerosie: canın cehenneme!

6 mesaj silindi.

rosesarerosie: Hala korkağın tekisin!

rosesarerosie: canın cehenneme!

.

Chaeyoung, ofise girdiğinde gördüğü manzara ile gözyaşlarını tutamamıştı. Öylece kala kalmıştı sadece. Babasının hiçbir şey demesine izin vermeden oradan hızlıca ayrılmıştı.

Jisoo ise arkasından öylece bakakalmıştı, karşı hizasında ki cam dolapta olan yansımasına baktı. Ne kadar korkunç bir yaratıktı böyle....Sevdiği kıza bunu nasıl yapabilmişti?

Jennie'ye bakabilmişti sonunda, yüzünde ki acıyı görmüştü. Bunu nasıl yapmıştı hala anlamıyordu. Jennie ve kızlar Jisoo'ya destek olarak onu bahçeye çıkardılar.

Chaeyoung ise o sırada kızlar tuvaletine girip kapıyı da ardından kilitlemişti. Lalisa başta olmak üzere arkadaşları kapıyı açmaya çalışıyorlardı.

Chaeyoung ise kabinlerden birinin içine girmiş, yere çökmüş boğazı yırtılana kadar ağlıyordu. Böyle olmamalıydı diye düşündü. Annesi kanserdi ve babası onu bırakmamıştı.

Onu hala sevdiğini düşünmüştü Chaeyoung ama yanılmıştı anlaşılan. Neler hissedeceğini bilemezken sadece cebinden çıkardığı kenarları yırtık, eski fotoğrafa baktı.

İki tane küçük kız birbirine sarılmıştı. 

Keşke dedi...Keşke o zamana geri dönebilsem diye ekledi. Siyah saçlı kız gülümsemesini sanki daha da büyüyebilecekmiş gibi kameraya sunuyordu.

Diğer kahverengi saçlı kız ise ki bu da Chaeyoung'un kendisi oluyordu, siyah saçlı kıza sımsıkı sarılmıştı.

Peki şimdi o arkadaşı...Ona sımsıkı sarılıp belki de hayatın güzel olduğunu vaad eden arkadaşı neredeydi? Hiç bir fikri yoktu ama bu canını çok yakıyordu.

Kapıyı deli gibi yumruklayanın Lalisa olduğuna emindi Chaeyoung, onu da endişelendirmişti nihayetinde. Oturduğu soğuk zeminden, lacivert rengi ile kaplı kabinin duvarlarından destek alarak kalkabilmişti.

Akan gözyaşlarını ceketinin kolu ile sildi ve kabinin kapısını açtı. Lavaboya geçip yüzüne soğuk suyu serpiştirdi ve kan çanağına dönen gözlerine baktı. 

Yorulmuştu...çok yorulmuştu...

Tuvaletin kapısı açmasıyla Lalisa kendini içeri atıp arkadaşını sımsıkı sarmaladı. Kızıl saçlı kızın saçlarını okşarken aynı zamanda da kokusunu içine çekiyordu.

Elinde ki tek değerli varlıktı onun için Chaeyoung, kendine kalan bir armağan. Onun canının yanmasına izin vermeyeceğine yemin etmişti.

Arkadaşının yüzüne baktı ve akan gözyaşlarını baş parmağı ile sildi. 'Tanrım, beni çok korkuttun Chaeyoung. Lütfen, lütfen bir daha bunu yapma.'