1- Giriş

2K 86 62
                                    

İnsan aslında karmaşık bir varlık değil. Çoğu zamanının büyük bir bölümünü yaşamak için kullanıyor, geriye kalanı ise; özgür oldukları küçük zaman diliminden öyle korkuyor ki, ondan kurtulmanın her türlü yolunu deniyor. İşte insanın değişmez yazgısı! -Johann Wolfgang Von Goethe






"Yibo! Sadece düzgünce kay ve buraya gel."

Elimdeki kaykayla yapacağım havalı harekete hazırlanırken arkadaşımın hevesimi kırmasını umursamayıp yapmak istediğimi yaptım.

"Gerçekten tek derdin hava atmak değil mi?" Önden gidiyordu. Tek arkadaşım olduğu için ondan kendimi uzaklaştıramıyordum. O da giderse eğer yapayalnız bir insan olacaktım.

"Yifan dondurma yemek ister misin?"

"Haha. Ismarlayacaksan neden olmasın adamım." Burukça gülümseyip dondurmacıya doğru ilerlediğimde her zaman ki gibi iki top çikolatalı iki top sade almıştım. Çikolatalıyı ona uzattım.

"Bu gece partiye geliyor musun?"

"Sanmıyorum. Ders çalışmalıyım."

"Gerçekten çok sıkıcı olmaya başladığının farkında mısın?" Gözlerimi kırpıştırıp dondurmama odaklandım. Böyle dememeliydi.

"Ahh.. her neyse. İyi gelme. Ben gidiyorum. Hazırlanıp partiye gideceğim."

"Görüşürüz." Onun arkasından bakarken parmağıma değen soğuk dondurmayla irkildim. Hiç canım istemiyordu artık onu yemek. Yandaki çöpe attığım gibi evin yoluna yöneldim.

"En azından yanımda.." Yalnızlığım iliklerime işlemiş ve yalnız olmak benim için normalleşmişti. Onun yaptığı bana lütuftu.

Eve geldiğimde annem ve babam her zamanki kavgalarından birini ediyorlardı. Kaykayımı yana bırakıp odama yöneldim.

"Yibo! Buraya gel."

"Yorgunum."

"Sana buraya gelmeni söyledi!"

"Çocuğuma bağırma!"

"O benim de çocuğum."

Daha fazla konu uzamasın diye yanlarına gittiğimde annemin elinde koca bir valiz vardı.

"Ben gidiyorum Yibo. Bir süre görüşemeyeceğiz."

"Nereye?"

Annem babamla bakıştıktan sonra hiç bir şey demeden evden çıktı.

Böyleydi işte. Ona da alışmıştım. Hatta annemin gidişlerinden sonra babamın koltuğa yığılıp viski içmesine de.

Öylece duruyordum.

"Bakma yine dik dik. Git odana. "

"Ben köpek değilim."

Sinirli gözleri bana döndüğünde yüzümde tek bir mimik oynamaması onu daha da sinirlendirmişti.

"Sen olmasan bunların hiç biri olmazdı. Annenle evlenmek zorunda kalmazdık. İşe yaramazın tekisin."

Tüm soğukluğumla konuştum.

"Aldırsaydınız." Arkamdan dediklerini umursamadan odama gidip ardımdan kapımı kitlediğimde dediği tüm laflar benim için boşluğa kustuğu küfürlerdi sadece. Umrumda değillerdi. Ya da artık o kadar alışmıştım ki üzmüyordu.

Ölüp bu hayattan kurtulmak istedim.








Selam. Kitap ilerledikçe kitaba alışacağınızı düşünüyorum. Bir süredir izlediğim The Untamed dizisinin baş rolleriyle bir kurgu yapmak istedim. Çünkü YiZhan için pek kurgu mevcut değil.
Umarım beğenirsiniz. Saygılar☁️

SON NEFES - YİZHANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin