Nefret

3 2 1
                                    

Karşımda gördüğüm zayıf kaslı 1,75 1,80 boyunda göz rengi kahverengi ama en güzel tonu olan kişiyle şok olurken oda beni gördüğüne sanırım şok olmuştu yaşadığım şokun etkisinden çıkıp

"Senin burada ne işin var be" dediğimde karşımdaki kendini begenmiş bir şekilde

"Asıl senin ne işin var benim iş yerimde bide gelmiş bana hesap soruyorsun" dediğinde bilmiş bey şaşırdım ve artık iş bulmam gerekiyordu akşam oluyordu ve bugün kaç kafeye girdiysem iş bulamamıştım hem burası işlek ve çok güzel bir yerdi o yüzden sakin olmaya çalışarak

" Şey ben iş arıyorumda bana iş verir misin" dediğimde alayla bana bakarak

"Neden senin gibi arabanın önüne atlayan birine iş veriyim" dediğinde iyice sinirlendim

"Bana bak adam ben senin arabana felan alamadım dalgındım ve görmedim" dediğimde oda sinirlendi

"Birincisi adam degil Fatih ikincisi atladın işte az daha senin yüzünden katil olucaktım" dediğinde ben daha çok sinirlendim ama kendimi frenlemem lazımdı yoksa eve işsiz dönücektim

"Bak ben özür dilerim tamam mı lütfen beni işe al emin ol pişman olmayacaksın" dediğimde düşünür gibi oldu Fatih Bey

"Tamam en ufak hatanda kendini kapıda bulursun" dediğinde ben sevinç çıglıgı attığımda saçmalıgımı anladım ve sustum Fatih Bey de bana bakıyordu ben mahçup bir şekilde gülümsedim

"Ne zaman işe başlayabilirim" biraz durdu

"Yarın sabah 08:00 da burada ol ama bir geç kal kendini nerede bulucagını anlamışsındır" dediğinde göz devirmemek için kendimi zor tuttum son anda aklıma okulum geldi

"Ben bir şey daha istiycektim ben lise son sınıfım liseyi bitirmek istiyorum eger size uygunsa okuldan çıkıp buraya gelsem hafta sonu da full gelirim hafta içinde fazladan çalışırım olurum" dediğimde düşündü bay çok bilmiş varya ihtiyacım olmasa 1 saniye durmazdım bu adamın yanında ama işte mecbur

"Hadi tamam onada tamam" dediğinde sonunda işim olmuştu ben kafeden çıkıp eve yürümeye başladım ev buraya fazla uzak degildi 10, 15 dakika felandı buda yine benim işime gelmişti eve girdiğimde bir adet sinirli ve meraklı Meryemle karşılaştım yemek masasına oturmuş beni bekliyordu bende masaya oturdum ve yemek yemeye başladım

"Kızım neredeydin sen ya meraktan öldüm sabahtan beri arıyorum açmıyosunda" dediğinde gerçekten endişeliydi

"Ya kanka sakin ol iş buldum çok güzel işlek bir kafe" dedigimde siniri yatmıştı sanırım benle birlikte oda yemek yemeye başladı

"İyi bari eee bir gün benide götürürsün artık" dedigin de gülümsedim

"Tabiki kankacım sen gelmezsen olurmu" dedigimde gülerek yemeğini yemeye devam etti yemekleri yeyip mutfagıda toplayıp televizyonun karşısına geçtik bugun baya yorulmuşum iş aramak felan derken

"kanka ben yatıyorum baya bi yoruldum sen izle istiyorsun yarın okulda var zaten" dedigimde başıyla onaylayarak

"Tamam kanka sen kendi evinde gibi rahat uyu" dediginde güldüm ve odama geçtim kendimi yine annemsiz babasız huzursuz bir uykuya bıraktım

Sabah sabah Meryemin çemkirmeleriyle uyandım

"Hadi lan geç kaldık hadi olum ya sabahtan beri çagrıyorum Serpil hadiii" diye bagırmaya devam edince daha fazla dayanamadım ve kalktım kahvaltıyı yapıp kıyafetlerimizi giyip evden çıktık okula geldigimizde bana bakan kişileri görmezden geldim kendilerince bana acıyorlardı işte sınıfa girip çantamı koydum Meryem benim önümde iremle oturuyordu bense en arkada tek oturuyordum ilk ders edebiyattı edebiyatı severdim daha dogrusu sözel dersleri severim ama coğrafyada birazcık zorlanıyordum hoca derse girip dersi anlattı sonunda zil çaldı edebiyatı sevsemde tabiiki her ögrenci gibi bende tenefüsleri daha çok seviyorum tenefüsü sohbet ederek daha dogrusu dedikodu yaparak geçirdik ders zili çaldığında tam derse başlamıştık ki içeri biri girdi ama kapıyı felan çalmadan ben müdür diye düşünürken kafamı kaldırmam la gördüğüm kişiyle yine ve yine şok oldum bu bilmiş Fatih Beyin ne işi vardı burada

"hocam ben yeni kayıt oldum buraya siz devam edebilirsiniz" deyip bana baktı ve bana dogru yürümeye başladı tövbe bismillah ne geliyon be bide havalı egolu hallere bak babasının okulu sanki dedigimde çoktan yanıma oturmuştu

"Evet babamın okulu" deyip güldügünde salak gibi dışımdan söylediğimi anladım ben bişe demeyip önüme döndüğümde sınıfın bütün kızları agzı sulana sulana yanımdaki salaga bakıyorlardı buna Meryemle dahil kolunu alttan ayagına tekme kodugumda bana bakıp ne var be dercesine baktı ben de evde konuşuruz gibisinden kaş göz işareti yaptım biz göz diliylede konuşuyorduk (oluyor işte arkadaşlar nasıl diye sormayın) Meryemde önüne döndü dersi dinlemeye çalışarak tahtaya baktım ama izleniyor hissiyle yanıma döndüğümde yanılmadım ne var der gibi hızlıca kafamı saga sola çevirdim oda beni taklit ederek yok bişe dedi agzını oynatarak ne var yani kafede patronum olabilir ama burası kafe dışıydı degilmi sonunda ders bitmişti diger derslere fatih girmemişti  buda benim işime geldi tabi son derste bittiğinde nihayet ben kafeye Meryemde eve dogru yürümeye başladı

Kafeye geldigimde içerisi doluydu anlaşılan bugün yorucu bir gün olucak ben kıyafetlerimi degiştirmek için soyunma odasına girdim ve hemen iş kıyafetimi yani dizimin hafif üstünde bordo bir etek üstüne beyaz yakalı Fatih kafe yazan bir tişört ve benim ismim soyismim "Serpil Yücesoy" yazılı bir yaka kartınıda takıp çıkardığım kıyafetleri dolabıma koydum ve işimin başına geçtim 2  saat kadar zaman geçmişti ayaklarım ayakta durmaktan agrıyınca oturdum işlerde biraz rahatlamıştı buradaki kişilere alıştım aslında iyi insanlardı mesala Batuhan vardı iyi anlaştık gerçekten çok kafa dengi bir insan Batuhanın uzun olduğunu ona direk Batu dememi istemişti benim de işime gelir basitçe Batu derim diye düşündüm

2 saat daha geçti ve kafede boşaldı çalışanlarda evlere dagıldı ama ben fazladan çalışacağım için tek ben kalmıştım saat 11:00 a geliyor Meryem merak etmesin diye mesaj atıp masaları toplamaya devam ettim işim bitti sonunda saat 12:00 a yaklaşıyor hemen giyinip çıksam iyi olur soyunma odasına girip kıyafetlerimi degiştirdim ve eşyalarımı alıp odadan çıktım ama biri adımı bagrınca oldugum yerde kaldım ne bu buradamıymış be gece gece ne istiyor benden Fatih Beyin odasına dogru sayıştırarak yürümeye başladım kapıyı çalıp içeri girdim

"Buyrun Fatih Bey noldu bende tam çıkıyordum" diye tam çıkıyordumu hafif vurgu yaparak söyledim

"Çıkamazsın" dedigin de afallayarak sordum

"Anlamadım neden çıkamıyorum" dedigimde sinirlenmeye başladım

"Çünkü şimdi gidip bana bir acı kahve yapta getir" dediginde delirecektim bu saatte kahve mi içilir be ben ona bir kahve yapardım ama neyse işimden olmayayım

"Tamam Fatih Bey" deyip odadan mutfaga dogru ilerledim bu adamdan gerçekten Nefret ediyordum mutfaga girip cezveyi ve kafveyi çıkartıp kahveyi yapmaya başladım köpürmeye başlayınca altını kapatıp fincana doldurdum yanınada su koyup tepsiye yerleştirdim ve odaya dogru yürüdüm kapıyı tıklayıp içeri girdim kahveyi önüne koyup çıkacakken

"Nereye gidiyorsun otur şuraya" dediginde baya sinirim artmaya devam ediyor

"Fatih bey benim işim bitti saatte epey geç oldu izninizle çıkıyorum" deyip tekrar arkamı döndüğümde bilegimden çekilmemle tekrar arkama döndüm

"Ne yapıtıgını sanıyorsun be sen" bana alayla gülerek

"Sana Çıkamazsın dedim" dediginde kolumu kurtarmaya çalıştım ama mübarek adamda kas var güç var.

Bölümü sevdinizmi arkadaşlar 😊 ben elimden geldigince erken yazmaya çalışıcam beklemede kalın lütfen ❤️ sizleri seviyorum

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TutsakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin