/1/

30 4 0
                                    

ışıldan

elimde kantinden kırk saat sıra bekleyip aldığım çayımla birlikte bahçeye indim.

bahçeye çıktığımda müfettiş havası olan adam dolanıyordu etrafta. takmadan bir banka doğru ilerliyordum ki bana seslenen bir erkek sesiyle karnıma isabet eden top bir oldu.

yere düşmemle bağırışmalar çıkmaya başladı.
çünkü sanırım elimdeki çay müfettiş adamın üstüne dökülmüş olabilirdi..

şimdi boku yedin ışıl aferin.

üstüne çay döktüğüm müfettiş:

"dikkat etsene kızım!"

okul müdürüne döndü ve devam etti :

"bu detayları da hazırladığım dosyada bulacağınıza emin olabilirsiniz müdür bey!"

bizim mükemmel müdürümüzün müfettiş beyin sinirlerini yatıştırmaya çalışan cümlelerini hala yerde oturarak dinlerken birisi bana elini uzattı.

alaz :

" özür dilerim. sanırım her şey benim yüzümden oldu. "

ışıl :

" bırak kendim kalkarım. ve evet ayrıca her şey senin yüzünden oldu. "

biz bunları konuşurken müdür, müfettiş beyi kendi odasına çıkardı.

alaz :

" merak etme şimdi düzelteceğim. "

dedi ve göz kırptı.

ışıl :

" ya dur ben de seninle geliyorum! "

birlikte müdürün odasına çıktık ve kapıyı çaldı.

alaz :

" hocam girebilir miyiz? "

müdür :

"ne oldu oğlum ? görmüyor musun meşgulüm."

alaz :

"hocam, müfettiş bey, üzerinize dökülen çayın sorumluluğu bana aittir. ışıl arkadaşım suçsuz. ben yanlışlıkla topla oynarken bi de hocam ayağım sakat benim 4 ay önce ameliyat oldum hocam çok zorluklar çektim. yürüyemiyordum bile hocam biliyor musunuz? işte bu yüzde ayağım yanlışlıkla birden döndü ve ışıl arkadaşımın karnına çarpınca çay da müfettiş bey sizin üzerinize döküldü. ama gerçekten eğer ayağım sakatlanmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı gerçekten çok özür dilerim müdür bey ve müfettiş bey böyle olmasını istemezdim bütün suç bende çok özür dilerim hocam gerçekten. "

bunları söylerken ağlamaklı konuşuyordu ama her haliyle yapmacık olduğu belliydi.

müfettiş beye döndüğümde ise gözleri dolmuş yanımdaki ismini bilmediğim çocuğa bakıyordu. sanırım yuttu laaannnnn.

müfettiş bey :

" tamam evladım. ben her şeyi anladım. üstüme dökülen çay hiç sorun değil. ayağın için de geçmiş olsun yavrum. "

" hayır hocam ben hatalıyım gerçekten özürlerimi lütfen kabul edin ve de bu yüzden okulumuzun bloğunda paylaşmayın çünkü gerçekten bunu yaparsanız okuduğumda kendimi çok suçlu hissedeceğim. "

hala ikisi de ağlamaklı duruyordu. hahahaha

müfettiş bey :

" tamam evladım. sen merak etme. bunlar yaşanmadı farz edeceğim. sen bir an önce iyileşmene bak. "

alaz :

" hocam çok teşekkür ederim gerçekten çok sağolun. neyse hocam biz daha fazla sizi meşgul etmeyelim. size iyi günler. "

odadan çıktığımızda bana mal mal bakıyordu.

ışıl :

" olum senden korkulur. "

alaz :

"tabi olum benim bu konuda özel eğitimim var."

ışıl :

"sanırım sert top atmakta da özel eğitimin var!? "

alaz :

" ah, o tamamen aklımdan çıktı. özür dilerim, bir de çayını da döktüm sanırım ? "

ışıl :

" öyle oldu birazz. "

alaz :

"özür olarak sana çay alayım da borçlu kalmayım bari. hadi gidelim tenefüs bitmek üzeredir zaten. "

ışıl :

"ben o çayı almak için baya bekledim. şahsen sen bilirsin ama hadi gidelim baaari. "

alaz :

"sen daha beni tanımıyorsun. "

dedi ve gülümsedi. çok garip bir çocuk lan bu.

kantine doğru ilerlerken ona döndüm,

ışıl :

" bu arada ben senin ismini bilmiyorum hâlâ ?"

alaz :

"alaz ben. "

ışıl :

"ben de ışıl."

birbirimize gülümsedik ve kantinde bir yere oturdum. o da sıraya girdi ve bir süre sonra elinde iki çayla yanıma oturdu. :))










merhabalar. devamı için takipte kalın lütfen.

hadi eyv :dd

KARMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin