ışıl'dan
alazla bugün yine okulda birlikteydik. kantinde yine bir taktik yapıp sıraya girmeden çay kapmıştı bize. çok ironik bir çocuk bir de.
alazla kantinde otururken bi' an dalmışım,,
alaz :
"yine nereye gittin ben buradayım ama?!"
yüzümün önünde elini sallıyordu. birden eli burnuma şak etti.
ışıl :
"hahahahaha lan napıyon"
alaz :
"ay ışıl yanlışlıkla oldu laann,, acıdı mı ?"
elini burnumun üstüne koymuştu.
ışıl :
"alaz napıyorsun burnum kırıldı mı diye kontrol mü ediyorsun hahahha"
alaz :
" dur lan işte elim ağırdır benim kırılma ihtimali de var."
ışıl :
"yok bir şey ya iyiyim ben"
onun bu hallerine düşmüyor değildim ama bir yandan da çok yakın arkadaşımmış gibi davranıyordum. malum okulda tabiri caizse bir milyon fln kaşar ve art niyetli insan var da,,
alaz :
"buz alıyım mı lan kızarmaya başladı bu hahahha."
ışıl :
"bu dediğin burnum alaz.. ayrıca ben bir şey hissetmiyorum noluyo şu an burnumda lan :D? "
alaz :
"ışıl burnun mor oldu. daha kötü olmadan buz alayım bari ya hahahha çok komiksin böyle. "
ışıl :
"gülme alaz ya,,"
kantinin arka tarafından buz aldı ve getirdi.
alaz :
"enayiliğimiz tuttu napıyım"
elindeki buzu burnumun üstünde hafifçe tutuyordu.
ışıl :
"aish!"
alaz :
"noldu be?!"
ışıl :
"yandı lan ver de ben tutayım. "
alaz :
"ya özür dilerim, al. "
buzu alırken eli elime değdiğinde hafifçe güldü. güldüğü zaman parlayan gözlerine hayran kalmam normal miydi ?
onu gülerken izlemek çok güzeldi. tam gözlerimin içine bakarak gülüyordu. gülerken herkese de mi böyle bakıyordu ? yoksa ben mi farklı bir enerji alıyordum ?
buzu alıp burnuma tutmuştum. bir süre tuttuktan sonra buz da eriyince çöpe attım ve birlikte sınıflara geçtik, şayet tenefüs bitmişti.
özgür'den
sabah tekrar uyandığımda o kız uyanıktı. bana bomboş gözlerle bakıyordu. dudakları aralandı ve tek bir cümle söyledi.
asel :
"annem, annem merak etmiştir."
özgür :
" şu an bunları düşünme,, iyi misin ?"
hafifçe gülümsedi ve gözlerimin içine baktı,
asel :