Adımlarım girişteki danışmaya doğru yöneldi. Danışmadaki kadın beni görünce gülümsedi ve konuştu.
"Hoş geldiniz, Bay Kim. Nasıl yardımcı olabilirim?"
Bakışlarımı biraz etrafta gezdirdim.
"Dekorasyon mu değiştirildi?"
"Ah, evet."
"Her neyse. Doktor Jeon ile randevum vardı."
"Peki, ben kendisine haber veriyorum. Siz odasına geçin."
Asansöre doğru yürümeye başladım. Asansörün önünde büyük bir kalabalık vardı ve galiba hepsi asansör bekliyordu.
Asansör gelince herkes sırayla bindi çıkacakları katın düğmesine bastı. En son ben de düğmeye bastım ve asansör hareket etmeye başladı.
Bir sürü kişi küçücük asansörde sıkışmış ineceğimiz katın gelmesini bekliyorduk.
Bir, bir- bir bok kokusu mu var?!
Asansör yukarı çıkıyor birazdan ben de göğe çıkacağım. Nefes alamıyorum! Öleceğim.
BİRİ ASANSÖRE OSURMUŞ!
Tanrım! Sana geliyorum.
Solunum zorluğu çekiyorum galiba, böyle koku olamaz. Kimin osurduğuna bakmak için arkamı döndüğümde fark ettiğim şeyle duraksadım.
Bir osurukla herkes öldü lan!
Dedelerden birinin astımı var galiba, nefes alamıyor.
Asansöre osurulur mu?!
İneceğim kat geldiği zaman dedeyi kolundan tutup asansörden dışarı attım.
"Dede, iyi misin? Sesimi duymuyor musun?"
"İyiyim, iyiyim. Bir şeyim yok ama eğer bir daha asansöre binersem olacak. O nasıl bir kokudur öyle."
"Evet, dedeciğim. Görüyor musunuz şu işi? Bir osuruk nelere mal oldu."
"Bir an beyaz ışığı gördüm, evladım. Ölen büyükannem, bana el sallayıp 'gel, gel.'
diyordu. Neyse, evlat. Teşekkürler, beni kurtardığın için."Dede yanımdan ayrılınca ben de doktor Jeon'un odasına doğru ilerlemeye başladım.
Adam öbür tarafa gitti, geldi resmen.
Doktor Jeon'un odasına geldiğim zaman, kapıya vurup içeri girdim. Doktor Jeon bakışlarını bana çevirdi ve konuştu.
"Geç kaldın, Taehyung. Beş dakikadır seni bekliyorum."
Doktor Jeon'un yanına gittim ve konuştum.
"Küçük bir aksilik işte."
Ne küçüğü?! Böyle küçük osuruk mu olur?
"Neyse. Artık başlayalım mı?"
"Neye?"
"Kontrole."
"Ah tabii. Kontrol, evet. Başlayalım mı ki?"
"Başlamalıyız bence."
"Bence de."
"O halde başlayalım mı?"
"Bilmem. Başlayalım mı?"
"Tanrı aşkına Taehyung. Geç şuraya, hadi."
Sedyeye geçip, uzandım. Doktor Jeon, tişörtümü tutup kaldıracakken onu durdurdum. Bana sorar bakışlar atınca konuşmaya başladım.
"Utandım."
"Tıpta utanma olmaz Taehyung."
"Tıpta utanma olmaz mı?"
"Evet, tıpta utanma olmaz."
"Peki."
Doktor Jeon tişörtümü çıkarıp kenara koydu ve steteskop ile kalbimi dinlemeye başladı. Birkaç ufak kontrol yaptıktan sonra steteskopu bırakıp konuştu.
"Hiçbir şeyin yok Taehyung, her zamanki gibi, ama yine de bir kaç tüp kan aldırmak gerek, son kontroller için."
Doktor Jeon masasına oturup bir şeyler yazarken onu izliyordum. Bir süre sonra canım sıkıldı ve konuşmaya başladım.
"Jeon, sana bir şey sormak istiyorum."
Yanına gidip masaya oturdum ve ona yukarıdan bakmaya başladım.
"Evet?"
"Hani dedin ya az önce, tıpta utanma olmaz diye."
"Evet?"
"Madem tıpta utanma olmaz, hadi sevişelim, Jeon."