Uzun zamandır Bay Jeon'u etkilemeye çalışıyordum ama o bana hiç şans vermiyordu. Bir de üstüne beni es geçip bir kadınla görüşmeye başlamış. Bu kadında olup da bende olmayan neydi?
Dün Bay Jeon'un beni reddedişinden sonra moralimi alt üst eden şeyler öğrenmiştim. Ve bugün tekrar hastaneye gidecektim.
Çok gizli kaynaklarım bana o kadının bugün tekrar Bay Jeon'u ziyarete geldiğini söyledi.
Siyah kot pantolon, düz tişört ve siyah deri ceket giyip güneş gözlüğümü ve şapkamı aldıktan sonra evden çıktım. Dışarı çıktıktan sonra arabama binip hastaneye doğru sürmeye başladım.
Bugün Bay Jeon'u ve o kadını gizlice izleyeceğim.
Hastaneye vardıktan sonra arabamı park ettim ve giriş kapısına doğru yürümeye başladım. Güvenliklerden biri beni görüp selam verdi.
"Merhaba Bay Kim-"
Hemen elimle ağzını kapatıp etrafıma baktım. Bay Jeon ortalarda gözükmüyordu.
"Şhhh! Sessiz ol!"
Elimi ağzından çektim ve konuşmasına izin verdim. Fısıldayarak konuşmaya başladı.
"Birinden mı saklanıyorsunuz?"
Tekrar etrafımı kontrol ettikten sonra cevap verdim.
"Bay Jeon ve o kadını gördün mü? Onları izleyeceğim ve o kadına hayatımın aşkını elimden aldığı için güzel bir ders vereceğim. Bu yüzden beni görmedin, duymadın, bilmiyorsun!"
"Peki Bay Kim."
Hızlıca kapıdan içeriye girdim ve danışmadaki kadınların yanına gittim.
"Hanımlar, sizden istediğim görevi yerine getirdiniz mi?"
"Evet, Bay Kim."
Telefonunu açıp bana verdi.
"Kusura bakmayın Bay Kim, Bay Jeon'a Fark ettirmeden ancak bu kadar çekebildik fotoğraflarını. Bu yüzden kadının yüzü pek net çıkmadı."
Resimlere baktıktan sonra telefonu geri verdim.
"Önemli değil, şimdilik bunlar yeterli. O kadın hâlâ burada mı?"
"Evet "
Hiçbir şey demeden yanlarından ayrıldım ve Bay Jeon'un odasının olduğu kata çıkmak için asansöre bindim. Cebimden telefonumu çıkarıp mesaj yazmaya başladım.
Taehyung
İçerideyim
Yeonjun
👍
Asansörün kapıları açıldı ve dışarı çıktım. Erkekler lavabosuna doğru yürümeye başladım. Bir yandan da etrafta Bay Jeon'u arıyordum. Lavaboya geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim. Yeonjun beni bekliyordu.
"Hyung, dediğin gibi onları takip ettim ve bazı samimi hareketleri olduğunu sana söylemeliyim."
"Şuan neredeler?"
"Bay Jeon'un odasındalar."
"Bay Jeon senden şüphelendi mi?"
"Merak etme Hyung, bana güvenebilirsin. Ben çok iyi bir ajanım."
Cebimdeki fotoğrafları çıkarıp karşımdaki çocuğa uzattım.
"Al bakalım. Emeğinin karşılığı."
"Soobin'in fotoğrafları! Çok teşekkür ederim Hyung!"
Dışarı çıkmak için kapıyı açtım ve beraber çıktık. Tam o sırada Bay Jeon ve o kadın merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Yeonjun'u kolundan tutup sürüklemeye başladım.
Onları takip edecektik.
Onların biraz arkasından ilerleyerek merdivenlerden inmeye başladık.
"Hyung, biraz daha geride duralım. Fark edecekler."
Aramızdaki mesafeye baktım.
"Haklısın."
Sessizce onları takip etmeye sürdürdük. Üç kat indikten sonra kafeteryaya geldiler. Birlikte içecek bir şeyler aldıktan sonra cam kenarında bir masaya oturdular. Biraz ilerisindeki masaya da biz oturduk.
"Hyung, arkam dönük olduğu için göremiyorum. Ne oluyor?"
"Konuşuyorlar, kadın sürekli gülümsüyor."
Yeonjun telefonunu çıkarıp kamerasıyla onları izlemeye başladı.
"Hyung, ellerini tuttu."
"Görüyorum.
"Ne yapacağız?"
Masadan kalktım ve kendime kahve sipariş ettim. Kahvem gelince tekrar masaya oturdum ve konuşmaya başladım.
"Birlikte kalkacağız ve tam onların yanından geçerken kahveyi üzerine dökeceğim."
Birlikte masadan kalktık ve yavaş adımlarla ilerlemeye başladık. Çok heyecanlıydım, kalbim patlayacak gibiydi. Gittikçe yaklaşıyorduk ve saniyeler bir türlü geçmiyordu. Birkaç adım daha attıktan sonra çok yaklaşmıştık.
Tam yanlarına geldiğimizde kendini yere atıp kahveyi kadının üstüne fırlattım.
"Ah! Bacağım! Bacağım çok acıyor. Bacağım kırıldı! Yardım edin."
Herkesin bakışları buraya dönmüştü. Yeonjun şaşkınlıkla bana bakıyordu, galiba bu kadar iyi rol yapmamı beklemiyordu.
"Taehyung!"
Bay Jeon hemen yanıma geldi. Yanındaki kadın da endişeyle bana bakıyordu. Galiba üstüne kahve dökmüş olmamı umursamadı.
"Taehyung, iyi misin?"
Bana endişeyle bakıyordu.
"Bacağım çok acıyor."
Beni hemen kucağına aldı ve kafeteryada çıktık.
Yeonjun'un ağzından:
Bay Jeon, Bay Kim'i kucağına alıp götürmüştü. Muhtemelen çok endişelendi. Hemen yanımda duran üstüne kahve dökülmüş kadına baktım. Bay Kim üstüne kahve dökmüş olmasına rağmen hiçbir şey denemişti.
"Gelin size kıyafet vereyim, üstünüzdekilere kahve döküldü."
Ben konuşunca bakışlarını bana çevirdi.
"Çok teşekkür ederim."
Birlikte kafeteryadan çıktık. Merdivenlerden çıkmaya başladık.
"Bir süredir sizi burada görüyorum. Bay Jeon'un arkadaşısınız galiba."
"Jungkook mu? Biz kuzeniz."
Ne.
"Bay Jeon pek özel hayatından bahsetmez."
"Jungkook bu konuda biraz utangaçtır."
Bay Jeon mu? Utangaç mı?
Pek içime sinmedi açıkçası. İyi yazabildiğimi düşünmüyorum. Hatam varsa kusura bakmayın.