18 yaşında bir genç kızım. Normal bir hayatım var(DI). Ta ki o güne kadar. Size anlatacağım. Bunun için 3 ay öncesine gitmeliyiz. Okulun ilk günüydü ve ben üniversiteye başlıyordum. Zeki bir kızım. Özel bir üniversiteden İngilizce tıp bölümünü burslu kazandım. Ve emin olun bana olan şeyin ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok.
Annemin yumuşak sesi beni uyandırdı. Yüzümde bir gülümseme belirdi. Hiç şüphesiz annem Dünya üzerindeki en harika sese sahip. Onu gerçekten çok seviyorum.
Yaklaşık iki dakika boyunca pudra rengi duvarımla bakıştık. En sonunda yataktan kalkmaya karar verdim. Annemin yaptığı tostların kokusunu alabiliyordum. Evimiz iki katlı çok sevimli bir bina. Biraz şehirdışı olduğu için sessizce ve huzurlu. Banyoya girdim,ardından giyindim. Aşağı inerken erkek kardeşimin neşeyle bir şeyler anlattığını duydum.
"Günaydın!" dedim ve her zamanki sandalyeme oturdum.
Babam "Kızım ekmeği uzatır mısın?" dedi. Ne olduysa o zaman oldu.
"Hayır!" diye bağırdım. Masanın üzerindeki çayı devirerek ayağa fırladım. Kendi saçlarımı çekiştirmeye başladım. Masanın üzerindeki her şeyi yere fırlattım. Porselen tabaklar bin bir parçaya ayrıldı. Asıl korkunç olan şey ise annem,babam ve kardeşim boş gözlerle bana bakıyordu. TANRIM BEN NE YAPIYORUM BİRİ BENİ DURDURSUN. Beynimde kahkaha sesleri ve 'Bunu durdurmalısın' sesleri adeta yarışıyordu. Kanın yüzüme fırladığını hissettim. Kafamı duvara vurmaya başladım. Hayır bilincimi kaybetmemeliyim. Beynimin içinde kendi kendime "DURDUR BUNU" diye haykırdım. Yukarı kata,odama fırladım. Penceremi açtım. Midemde bir ağırlık hissettim. Kendimi boşluğa bıraktığımda tek gördüğüm karaltıydı.
Gözlerimi açtığımda annem bana seslenip el sallıyordu. Hala sandalyedeydim ve porselen takım sağlamdı. Ellerimin titrediğini fark ettim. Yumruk yapıp sıktığımda titreme de geçti.
Yüce Tanrım,az önce bana ne oldu?