Bu bölüm biraz kısa oldu ama en yakın zamanda yeni bölümle karşınızda olacağım.
Multimedia: Derin'in kum saati
Rüzgar'dan
Derin' i bahçede bir çocukla gördüm. Galiba sevgilisiydi çok samimilerdi. Sanırım şimdiden şansımı kaybettim...
Derin' den
Okuldan çıkınca Özgürle birlikte alışveriş merkezine gittik. Tabi benim tek dikkat ettiğim şey beğendiğim markaların vitrinindeki yeni sezon kıyafetleriydi.
"Kuzen nereye daldın yine?"
"Özgür baksana şunlara... Biri benim olsa..."
"Off... Kızım çok şey istiyorsun ya..."
"Lafa gelince gani ama paraya gelince çok şey istiyormuşum..."
"Sus be sus...! Gel bak şurası güzel gibi."
Özgür' ün beni sürüklediği dükkana bakınca kendimi 50 yıl geçmişe gitmiş gibi hissettim.
"Kuzi evine sonra bakarsın eskiciden eşya, bana alacaksın"
"Tamam işte gel."
"Suratındaki hain gülümsemeyi sevmedim Özgür"
"Sen bana ne almıştın ev hediyesi?"
"I–ııı... Buzdolabı?"
"Ufak at canım."
"Kitaplık?"
"Kitap. Tarih öncesinden kalma."
"Yaaa... Telafi edicem ama şimdi gel çıkalım şu yeraltı mağarasından."
"Sen bi gel bak sonra gitmek istemeyeceksin."
"Gitmek is–ti–yo–rum!"
"Geeelll."
Beni sürükleyerek dükkanın arka tarafına götürdü. Aslında haklıydı, bir ara burda kalmak istedim. İçeri girdiğimde gözüme ilk çarpan şey eski görünümüne rağmen çok hoş gözüken bir kum saatiydi. Özgür ona baktığımı gördü. Bana onu al bakışı attım. Hemen anladı tabi. Tam elini kum saatine uzattı ki dükkana bizden sonra gelen adam önce davrandı.
"Bir dakika onu biz alacaktık!" dedi Özgür
"Olabilir, önce ben gördüm diye çocukluk mu yapacağız?"
"Sami abi kaç defa söyledim sana seçtiğimiz eşyaları tezgaha götür diye."
"Tamam buyrun siz burdan istediğinizi seçin..." dedi dükkanın sahibi
"Kuzi!!!" deyip boynuna atladım. Sonuçta bu iyiliği 40 yılda bir yapar Özgür.
Neticede o kum saati artık benimdi.
