Taehyun yavaşça gözlerini araladı ve doğruldu. Biraz etrafına baktındı, Beomgyu yanında uyuyordu. Sinsice sırıttı "Küçük Choi'yi görmek için sen de sabırsızlanıyorsun değil mi?" kıkırdadı "Hiç sanmıyorum"
Yataktan kalktı ve aniden cırladı Taehyun, çıkarttığı sesle beraber Beomgyu korkuyla uyanmıştı.
Uyku sersemliğiyle etrafına bakmaya çalışırken başı ağrıyordu."Bana ne yaptın?!" Taehyun bağırdığında Beomgyu'nun yeni yeni gelen hafızasıyla beraber aniden gözleri açıldı.
Yattığı yatak kendisinin değildi, ev kendisinin değildi, çıplaktı ve...
Taehyun da çıplaktı?!Yattığı yerden kendisi de kalktı ve korkuyla bakmaya başladı Taehyun'a.
"Neye bakıyorsun?!" Taehyun sinirle bağırıp yatağın üstünden çekip aldığı örtüyle bedenini kapattı.
"Anlamıyorum" kafasını sağa sola salladı "Umarım yanlış anlıyoruzdur" elini saçlarına daldırdı ve çekiştirdi.
"Canım çok acıyor, haberin var mı?" ağlamaklı konuştu.
"T-Taehyun özür dilerim" nasıl tepki vermesi gerektiği hakkında en ufak bir fikri yoktu.
"Ugh, kıyafetlerin nerede?" eliyle Beomgyu'nun vücudunu kapattı.
"Bilmiyorum..." etrafa baktı, hiçbir yerde kıyafet yoktu.
"Evin için olmalı illa" derin bir nefes verdi "odadan çık, üstüme bir şey giydikten sonra gidip kıyafetlerini bulurum" Beomgyu onayladı ve odadan çıktı, çıkar çıkmaz kapı hızla kapanmıştı.
Beklerken ortalığı incelemeye başladı, salon olduğunu tahmin ettiği oda biraz dağınık duruyordu. Oraya doğru yavaşça yürüdü ve odanın için baktı. Kanepenin üzerindeki ve yerdeki birkaç kıyafeti gördüğü anda nutku tutulmuştu sanki Beomgyu'nun.
İçeri girdi ve kıyafetlere baktı, gerçekten kendi kıyafetleriydi.
Yeri incelediğindeyse halıdaki küçük kan göleti dikkatini çekti, eski değildi, daha yeni kuruyordu. Bu demek oluyordu ki, gerçekten sevişmişlerdi(?) ve Taehyun'un bakirliğini elinden almıştı(?)Bunları düşünmek başını daha çok ağrıtıyordu.
Kıyafetlerini tek tek giydi ve Taehyun'un olduğu odanın kapısına tıklattı "Giyindin mi..?" bir süre sessizlikten sonra Taehyun cevap verdi.
"Aah, evet, daha şimdi giyindim" kapıyı açtı.
"Biraz fazla uzun sürdü de" gergince gülümsedi.
"Ah! Kıyafetlerini bulmuşsun, ne güzel" söyleyecek bir şeyleri kalmadığında birbirlerine boş boş bakmaya başladılar.
"Taehyun gerçekten özür dilerim" Beomgyu ortamın kasvetini azaltmak için konuştu.
"Pekala, sorun değil. Sanırım ikimizin de haberi yoktu, kendimizde değildik yani"
"Ama anlamıyorum, hiçbir şey içmedim. Nasıl böyle olmuş olabilir?" bu soruyla beraber Taehyun kafasını kaşıdı.
"Bir fikrim yok ama olan olmuş artık. Bunun hakkında endişe etme" Beomgyu'nun omzunu sıktı "Asıl ben özür dilerim, bu kadar kolay sana geldiğim için. Karşı koyabilirdim ama yapamadım" dudaklarını büzdü.
"Birinin suçu yok, dediğin gibi olan olmuş. Sadece, unutalım gitsin" gülümsediğinde Taehyun da karşılık olarak gülümsedi.
"Bakalım unutabilecek miyiz Choi Beomgyu?" diye geçirdi içinden.
⛓️
"Kai Kamal Huening~" Taehyun gülerek Kai'nin yanına geldi.
"Ne oluyor?" Kai kafasını telefondan kaldırıp Taehyun'a baktı.
"Bil bakalım artık kimin hayranısın?" sırıttığında Kai bir süre boş boş baktı Taehyun'a. Ardından anlamış olacak ki şaşkınlıktan ağzı açıldı ve ayağa kalktı.
"Yaptın mı cidden?!" bağırarak sordu.
"Evet, yaptım"
"Taehyun bu resmen..." doğru kelimeleri bulamıyordu "şerefsizlik!"
Arkadaşına kızıyordu aslında, bunu yapması gerçekten hoş değildi. Bir insandan bu şekilde yararlanmak... Aşırı kötü bir şey değil midir?"Biliyorum fakat ne yapabilirim Kai? Başka bir yolum yoktu, en azından bundan kolayı yoktu" dudaklarını büzüp konuştu.
"Umarım pişman olmazsın, senin için geri dönüşü olmayacak bir yol bu"
"Pişman olmamak için elimden geleni yapacağım" Kai göz devirdi.
"Anlık düşünme. Bu çocuğa ölene kadar bakacaksın" kollarını kenetledi ve Taehyun'a imalı bir şekilde baktı. "Yapabilecek misin?"
"Neden yapamayım?!" çıkıştı "Yapabilirim"
"Göreceğiz Kang Taehyun"
"Görelim Kai Kamal Huening"
⛓️
Taehyun, Beomgyu'nun staj gördüğü hastanenin önünde bekliyordu yine. Ama bu sefer hedefi Beomgyu değildi. Geçen sefer geldiğinde gördüğü Mavi saçlı çocuktu.
Ona karşı saçma bir şekilde dolu hissetmişti. Birbirlerini ilk defa görmüşken onu bu denli hoş bulması garibine gitmişti biraz da.Çıkış kapısının yanında beklemeye devam ederken diğer tarafa doğru giden bir mavi kafa gördüğünde ona yaklaştı "Afedersiniz?"
Çocuk hemen Taehyun'a döndü "Evet?"
Ve evet, işte bu o mavi saçlı çocuktu."Merhaba şey b-"
"Ah! Sen Beomgyu'yu görmeye gelen çocuksun. Eğer onu soracaksan, nerede olduğunu bilmiyorum" gülümsedi.
"Onu sormayacaktım" gergince gülümsedi "Senin için buradayım" kafasını eğdi, utangaç biri değildi fakat şu an utanıyordu.
"Uh, benim için mi? Neden?" çocuk şaşkınlıkla Taehyun'a bakmaya devam etti.
"Aslında seni gördüğümde, gerçekten hoşuma gittin ve ben de..." kafasını kaldırdı ve Yeonjun'a baktı "seninle tanışmak için buraya geldim" cümlesi bittikten sonra çocuk ne tepki vereceğini bilememişti.
"A-ah, peki, şey..?" elini ensesine attı "Adını hatırlamıyorum?"
"Taehyun. Seninki?"
"Yeonjun"
"Bana telefon numaranı vermeye ne dersin Yeonjun? Bu şekilde iletişime geçebiliriz" Yeonjun onayladığında telefonunu ona uzattı. Yeonjun numarasını yazdıktan sonra telefonu Taehyun'a geri verdi.
"Mesajını bekliyor olacağım" tebessün etti "Şimdi gitmem gerekiyor, görüşürüz Taehyun" el salladıktan sonra yanından ayrıldı.
Taehyun, numarayı kaydettikten sonra telefonu cebine attı.
Atar atmaz telefonu titremişti, söylene söylene telefonu cebinden çıkarttı ve gelen bildirime bastı. Beomgyu'dan olduğunu görünce şaşırmıştı doğrusu."Kendimi bu konu hakkında rahat hissetmedim, lütfen benden bir şey yapmamı iste ve yapayım. Derslerime odaklanamıyorum, kafam bu olayla dolu" mesajı okuduktan sonra sırıttı. İstediği oluyordu, hatta beklediğimden daha kolay bir şekilde.
.
.
.♡
.
.
.[Ay ne blm yazıoz bi seyler oy verin pls]
![](https://img.wattpad.com/cover/223392323-288-k530421.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pregnant ♡ taegyu
FanfictionSinsice sırıttı Taehyun, pek de gurur duyulacak bir şey olmamasına rağmen kendiyle gurur duyuyordu. Yatakta uyuyan Beomgyu'ya son bir kez baktıktan sonra sessizce konuştu "Küçük Choi'yi görmek için sen de sabırsızlanıyorsun değil mi?" kıkırdadı "Hi...