Yıl 1997. Takvim 1 Eylül Pazartesi gününü gösteriyordu. Kadın yavaşça karnına dokundu aynadan kendine baktı. Karnı oldukça şişmişti az kalmıştı bebeğinin dünyaya gelmesine. Heyecan vardı içinde biraz da endişe. Kadını düşüncelerinden uzaklaştıran oğlunun sorusu oldu. Oğlu JungHyun yanına geldi ellerini tuttu annesinin. Sevimli konuşmasıyla "Anne adı ne olacak kardeşimin?" diye sordu. Annesi bilmiyorum dermiş gibi başını salladı. Kadın, kocasını aramak istedi tam o esnada kocasının geldiğini görünce gözleri ışıldadı. Gülümseyerek "bende seni arayacaktım tam.." dedi. Adam, kadının beline sarıldı yanağına minik bir buse kondurdu. Gülümsedi "bak hissettim seni" dedi karısına aşık gözlerle bakarak. Oğulları JungHyun yanlarına geldi minik ellerine çırparak "Büyükannem en sevdiğim keki yapmış! Hadi gidelim" diyerek etrafta zıplıyordu. Bayan Jeon başını olumlu anlamda salladı "Bencede gidelim, hem özledim onları" dedi. Bay Jeon, Jung Hyun'a bakarak "O zaman en hızlı giyinen en büyük dilimi kapar." diyerek hızla odaya koştu, Jung Hyun dudaklarını büzerek "Baba!" diyip kendi odasına koştu. Bayan Jeon bu hallerine güldü. Aslında büyükanneye gitmeyi gördüğü bir rüyayı konuşmak için istiyordu. Çünkü Bayan Jeon, JungHyun'a hamileyken bu tür rüyalar görüyordu. Düşüncelerini bir kenara bırakıp oğluna bakmak istedi. Yeşil bir gömlek giymişti altına da kot bir pantolon. Annesi gülümseyerek oğlunun yanına geldi saçlarını taradı. "Çok yakışıklı olmuşsun." Jung Hyun gülümsedi yanağını öptü annesinin. Bayan Jeon, Bay Jeon'un yanına gitti. Üstüne bol bir elbise giydi. Karnı olsa da Bayan Jeon hâlâ çok güzeldi. Siyah saçlara ve beyaz tene sahipti. Ama o hep hamileyken çirkin olduğunu düşünürdü. Kadın psikolojisi diyip geçerdi ardından. Jung Hyun koşarak yanlarına geldi "Anne ilk kim giyindi" diye sordu. Bayan Jeon, Bay Jeon'a bakarak güldü. Oğlunun saçlarını okşadı "ilk sen giyindim bebeğim" JungHyun babasına dilini çıkardı "En büyük dilim benim" diyerek evin koridorlarında koşmaya başladı. Bay Jeon "Sevinme bakalım o kadar ben de yiyeceğim o pastayı" dedi.
Bayan Jeon ikisinin elini tuttu. Eğer bunu yapmasaydı Jung Hyun ve Bay Jeon atışıp duracaklardı. Arabaya bindiğinde karnında sancı hissetti. Son zamanlardı çok yakında kavuşacaktı bebeğine.. Büyükannenin evine geldiklerinde büyükbaba onları karşıladı. Jung Hyun'a "ben tüm keki yedim" dedi. Jung Hyun büyükannesine masumca baktı. Bu hallerine dayanamayan büyükanne kocasına çaktırmadan Jung Hyun'a göz kırptı. Büyükanne hepsini içeri davet etti. Konuştular uzun süre sıra leziz keki yemeye geldi. Bayan Jeon annesine yardım etmek için mutfağa girdi ama karnına öylesine büyük bir ağrı girmişti ki konuşamadan gözlerinin karardığını hissetmişti. O sırada Jung Hyun annesine bir şey olduğundan endişe edip ağlamaya başlamıştı, Bay Jeon korkuyla karısını arabaya bindirip hastanenin yolunu tutmuştu. Karısına bir şey olmasından endişe etmişti. Çünkü ayağa kalkmadan önce yüzünün kötü göründüğünü fark etmişti. Daha önceden bir şey yapamadığı için kendine kızdı. O düşünceler alemindeyken gerçekliğe dönmüşlerdi. Apar topar karısını içeri aldılar, beklemeye başladı. Saçlarını kaşıdı. Sabırsızlanıyordu..Karısına bir şey olacak diye korkudan delirecekti. Babasının geldiğini gördü "Baba" diyerek sarıldı. Büyükbaba oğluna bakarak "Sakin ol..Hiçbir şey olmayacak ona." dedi. Bay Jeon bekledikçe hastane duvarları üzerine geliyormuş gibi hissediyordu. Derin bir nefes aldı dışarıyı izledi pencereden.
Tam o sırada gözlerini yaşartan bir ses duydu..bir bebeğin ağladığını duydu. Ameliyathanenin önüne gitti, hemşireleri beklemeye başladı. Bir hemşire çıkıp ona kocaman gülümsedi "Seni tebrik ederim, bir oğlan çocuğun oldu" diyerek tebrik etti. Bay Jeon gözlerinde yaşlarla donakalmıştı. Karısı iyiydi ve bebeği dünyaya gelmişti. Büyükbaba yanına geldiğinde Bay Jeon'a soran gözlerle bakıyordu. "Baba dünyaya geldi.." demekle yetindi Bay Jeon.
Büyükbaba torununu görmek için heyecanlanmıştı. Bay Jeon uyuyan oğluna baktı..Gözyaşları içersinde gülümsedi. Bayan Jeon'un yanına gidip ellerini tuttu "çok güçlüydün sevgilim..bebeğimizi dünyaya getirdin" dedi ve Bayan Jeon'un yanağını öptü. Bayan Jeon gülümsedi bebeğini görmek istedi "Bebeğim nerede" diye sordu. Bir hemşire bebeği Bayan Jeon'a götürdü. Bebeğine baktı.. Minik burnuna, minik ellerine.. Heyecanla yanağına masum bir öpücük kondurdu "meleğim" dedi gözyaşlarının arasından. Büyükbaba ve büyükanne mutlulukla içeri girmişlerdi. Torunlarına baktılar oldukça sağlıklı ve yakışıklı olduğunu düşündüler bu bebeğin. Büyükanne "adını ne koyacaksın" diye sordu. Bay ve Bayan Jeon bilmiyorum dermiş gibi başını salladı. O sırada büyükbaba ayağa kalktı "Bu ülkenin gururu olsun.. Adı Jeongguk olsun. Daima ülkesini gururlandırsın. Ülkesini gururlandırması için adı Jeongguk olsun." dedi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"From My Window Gguk"
FanfictionBu hikaye Sevgili Jeongguk'u kendi gözümüzden anlatabilmek içindir..