•}[06]{•

1K 179 59
                                    


23052020 ~ 1518

~~~

Artık eskisi gibi neşeli hissetmiyordum.
Tüm keyfim kaçıp gitmişti.
Tanrı'nın her günü arızalı dememize rağmen çalınan zilimizi dahi umursamıyordum artık. Dedem yine aynıydı ama. Bastonunu alıp kovalar dururdu zile basanı.

Fakat o da bulaşmıyordu bana. Sohbet etmeye çalışsa da ben konuşmayınca o da bir şey bulamayıp susuyordu.

Bir kaç hafta bu şekilde sürüp giderken Jisung'u hiç göremediğim gelmişti aklıma.
Merak etsemde odamdan çıktığım yoktu.
Anne ve babamın aramaları yeterince sinirimi bozduğumdan bizim tayfaya haber edip telefonu kapatmıştım.

İki haftadır ne olup bitiyor bilmiyordum ama dedem bana gerek kalmadan yarinin gönlünü almışa benziyordu.

Arada odaya gelip bir şeyler söyleyip giderdi ve geçen günlerdi söylediği şey bu olmuştu.

Şimdi kapının arasından uzattığı kafası ve neşeli yüzü ile güldürmüştü.

"Yarim ve torununu yemeğe çağırdım."

Mutfaktan gelen güzelim kokuların nedeni anlaşılmıştı.
Uzandığı yatağımdan kalkarak içeriye çoktan giren dedeme sarılmıştım sıkıca.

"Hayırlı olsun reis haftaya da istemeye gideriz kızı ha ne dersin?"

"Kerata seni! Üzerine kalın bir şeyler giyip bahçeye in şansıma hava biraz serin."

"Tamamdır!"

~~~

"Hyunjin. Evladım geldiğinden beri bir kere görebildik seni? Yoksa üzerine hortumla su tuttuğum için kızgın mısın bize?"

"Estağfurullah canım ondan değil tabii ki. Hem bende sizin torunu bastonla kovalamıştım sorun değil yani."

Hyunjin sadece gülümsekle yetinmiş ve tabağıyla oynamaya devam etmişti.
Ondaki ilk izlenimim kesinlikle sosyal ve enerjik biri olduğuydu fakat iki hafta kadar önce sahilde buluşacağımız günün akşamı çekip gitmişti. Sonra da o sosyal ve neşeli çocuk kaybolup gitmişti.

Ona kırılacağım ya da beni ektiği için sinirleneceğim kadar yakın değildim ve pek umrumda da değildi.
Gittiğini gördüğüm için beklemek gibi bir aptallık girişiminde de bulunmamıştım.
Tek merak ettiğim şey birden bire nasıl bu hale geldiğiydi.

O gittikten sonra büyükanneme sormuştum.
Bana ailevi bazı sıkıntılar yaşadığından bahsetmişti.
Söylediğine göre dedesinin oğlu ve geliniyle arası bozuktu.

Dedektifçilik oynayıp kasabada Hyunjin'i tanıyan herkese onun hakkında soru sorma çocukluğunda bulunmuş olabilirdim.

Örneğin bir kız kardeşi vardı.
Anlatılanlara göre egoluydu.
Başarılı bir öğrenciydi ve iyi bir üniversite kazanmıştı.

Yani ailevi sıkıntıları dışında kesinlikle kıskanılası biriydi.
Güzel bir görünüşü vardı. Yakışıklıydı.

"Biraz daha bana bakmaya devam edersen aşık olduğunu düşüneceğim."

Hyunjin'in elindeki çatalı burnumun dibine kadar sokup kıstığı gözlerle kurduğu cümle büyükannem ve Hyunjin'in dedesinin de ilgi odağı olmuştu.

"Sana kim bakar be? Arkandaki tablonun boyama aşamasındaki renk dağılımları yanlış olmuş."

Hyunjin'in dedesinin ressam olma hayali kuran bir ihtiyar olduğunu bilmem ve cidden dikizlediğim oğlanın arkasında tablo bulunması işin için kolayca sıyrılmama neden olmuştu.

"Efendim çizim ve manzara mükemmel fakat dediğim gibi şu kısımdaki boyama biraz yanlış."

"Torunum Jisung güzel sanatlar için hazırlanıyorda..."

Büyükannemin açıklaması da rahatça bir nefes almama neden olmuştu.
Hyunjin ise elindeki çatal ile kala kalmış arkasındaki tabloya bakmak için hızla kafasını çevirmişti.

"Amma egolu bir torununuz var efendim..."

"Beni izlediğine adım kadar eminim ama kanıtlayamam."

~~~

24052020 ~ 1944
Syglr
Svglr

zile basmayın arızalı ama kapıya tekme atarsanız geliriz / hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin