Başlangıç

648 68 46
                                    


°prolog

Üniversite de işletme bölümünün son sınıf öğrencisi olan Jungkook, okulu bittiğinde babasının şirketini devralacaktır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üniversite de işletme bölümünün son sınıf öğrencisi olan Jungkook, okulu bittiğinde babasının şirketini devralacaktır. Bunun için önce o şirkette staj yapması, en önemlisi şirketin ceo'su Park Jimin'in denetiminden geçmesi gerekiyordur.

"Bunu yapmaya devam etme! Bana, kalbime, ruhuma zarar verme artık!"

Jungkook, karşısında ki çocuğun yakalarından tutmuş sarsıyordu.

Aylardır görmezden geliniyordu, aylardır kimse muamelesi görüyordu ve bunları yapanın sevdiği adam olması canını yakıyordu artık.

"Ben her seferinde sana net olurken senin, bana bu şekilde davranmanın hiçbir anlamı yok! 'seviyor musun?' diyorum, cevap yok! 'sevmiyor musun?' diyorum, lanet olsun ki yine cevap yok! Ne istiyorsun benden Jimin? Şu an bir canım kaldı sana vermediğim, onu da mı istiyorsun? Söyle! Yalvarırım söyle, ne istiyorsun benden?!"

Yıldızlarından bitmek bilmeyen yaşlar akıyordu, bedeni ilk defa bu şekilde titriyordu. Bedeni zar zor ayaktaydı, Jimin'in yakalarıydı şu an bedenine destek olan. Hoş, Jimin'de kendini zor taşıyordu...

Jungkook'un yarım saattir karşısında ağlıyor olması paramparça ediyordu Jimin'i. Yine yapmaması gereken bir şeyler yapmış ve mahvetmişti küçüğünü. Yine kalbini kırmıştı, yine akılsızca davranmıştı.

Aylardır adı olmayan bir şey yaşıyorlardı. Kimse ilişki diyemiyor, kimse kurcalamıyordu.

Böyle olmasının tek bir sebebi vardı, o da Jimin idi. Belirsiz davranışları, bir öyle bir böyle oluşu her şeyi yokuşa sürüyordu. Bir sevgilisi vardı fakat seviyor muydu, ne kendisi biliyordu bunu, ne Jungkook ne de başka biri. Bir belirsizliğin içinde boğuluyordu. İşin kötüsü, Jungkook'u da yanına çekiyor, beraber boğuluyorlardı.

"Jungkook... Belirsizlikle dolu herifin tekiyim. Sana net olamadım. Bırak seni, kendime bile net değilim ki ben. Ne istediğimi bilmiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum."

Jungkook yaşlı gözlerini dikti Jimin'in parıl parıl gözlerine. Son kez bakıyormuş gibi bakıyordu. Ki, belkide son kez bakıyordu...

"Ama ben artık ne yapacağımızı biliyorum."

Jimin'in içinde ki korku yüzünden okunuyordu şu an.

"N-ney?"

"Bitti. Ney bitti bilmiyorum, aramızda ne vardı bilmiyorduk sonuçta ama bitti. Zor olacak bu, belki şu ankinden daha çok yanacak canım, daha çok acıyacak kalbim ama bu raddeden sonra yapabileceğim hiçbir şey yok."

Ne Jimin konuşabiliyordu şu an, ne de Jungkook nasıl devam edeceğini biliyordu.

"Benden her şeyimi aldın; mutluluğumu aldın, huzurumu aldın, ilk öpücüğümü aldın sen benden... Gerçi senin de bu konuda pek suçun yok ki, ben istedim böyle olmasını. Sana kalbimi verdim, sana sevgimi verdim ama bilmiyordum ki böyle olacağını. Kalbime sahip çıkmayacağını bilsem yapar mıydım böyle bir şey? Asla."

Jimin dakikalardır tuttuğu göz yaşlarını serbest bırakmıştı artık. Jungkook'un söylediklerinin ağırlığı altında eziliyordu. Hak etmişti her şeyi, bundan daha fazlasını hak etmişti.

"Bir şey demeyeceksik dimi? Yine her zamanki gibi susacaksın, değil mi?"

Histerik bir gülüş sundu Jungkook. Tam da tahmin ettiği gibi olmuştu, Jimin sadece susmuştu.

"Son sözlerimi söyleyeyim o zaman. Gidiyorum, yurtdışına. Ne zaman gelirim, gelir miyim? Bilmiyorum. Senden uzaklaşmak için gidiyorum. Belki unutmak... Zor, değil mi? Çok zor. Seni böyle severken nasıl başaracağımı bilmiyorum bile..."

Dili düğümlenmişti. Konuşamıyordu artık Jungkook. Jimin'de öyleydi, ne "Git." diyebiliyordu, ne de "Gitme." diyebiliyordu. Gerçi bu saatten sonra dedikleri neyi değiştirirdi ki. Küçüğü gidiyordu. Mis kokulusu gidiyordu. Adını koyamadıkları ilişkilerindeki meleği gidiyordu... Her şeyi siktir edip, "gitme, benimle kal" demek için can atıyordu ama çok zordu. İkisi için de en iyisi buydu. Susmak zorundaydı, susup gitmesini izlemekten başka çaresi yoktu.

"Ben... Gideyim o zaman. Ama son bir şey istiyorum, izin var mı?"

İzin isteyen ve dolu dolu olan gözleriyle bakıyordu Jungkook. Bu sefer red edilmek istemiyordu. Ki, edilmeyecekti de. Jimin olumlu anlamda sallamıştı kafasını.

"Son kez öpüp, sarılabilir miyim? Özleyeceğim çünkü. Sana olan öfkem geçer hemen, sonra özlemim daha ağır basar, biliyorum ben. Bunun için son kez, izin verir misin?"

Yine kafasını sallamıştı Jimin. Daha deminkinden tek farkı, daha fazla ağlıyordu. "İzin veriyorum."

Jungkook her şeye rağmen yine ufak bir gülümseme sunup zaten dibinde olan Jimin'e, daha da yaklaştırmıştı bedenini. Ellerini yakalarından çekip yanaklarına çıkartmıştı. Son kez dokunduğunu düşünüp bir damla yaş daha serbest bıraktı yıldızlarından. Zaman kaybetmeden bastırdı dudaklarını cennetlerine.

Jimin'in dudaklarıydı, Jungkook'un cenneti, nefes alma sebebi.

Birkaç saniye bekleyip çekmişti dudaklarını Jungkook. Sonradan sardı kollarını karşısındaki bedene. Kokusunu öyle çekiyordu ki içine, iliklerine kadar sindiğini hissediyordu. Sıkı sıkı sarıldı dakikalarca.

Son kez derin bir nefes alıp ayrılmıştı bedenlerini Jungkook. Gitmesi gerekiyordu artık.

"Bana yaptıklarını affetmeyeceğim, biliyorsun değil mi? Seni asla affetmeyeceğim. Ama ne yapmış olursan ol, ben seni hep çok sevdim ve hala da çok seviyorum. Ama bunun ağırlığı eziyor artık beni, kaldıramıyorum."

Birkaç adım geriye gidip hırpalanmış kıyafetlerini düzeltti. Gitme zamanı gelmişti.

"Her şeyi unut, ama şunu unutma; buradan seni severek gidiyorum fakat senden nefret ediyorum. Hoşça kal, sarışın. Kurtuldun benden."

Jimin içinden aptal diye sayıklıyordu. Fakat kendine miydi yoksa 'kurtuldun benden' diyen Jungkook'a mıydı belirsizdi.

Jungkook daha fazla beklemeyip çıktı odadan, arkasında ağlayan bir Jimin bırakarak...

Arkasında her şeyini bırakarak gitmişti.

*

Yaşanılanların üzerine, yaptıkları tek şey kalplerinin üzerine koca bir taş bırakmak olmuştu. Yaşanılacakları ise zamana bırakmışlardı. Fakat geçen gün ve ayların ardından yeniden karşılaşacakları anı hesap edememişlerdi


MERHABALAR!

Aylardır yazmayı beklediğim konumu sonunda yayımlıyorum...

Fakat şöyle ki, hemen başlamayacağım. Halihazırda yazdığım iki ficim olduğu için bu fice, Fuckbuddy'ye final verince başlayacağım.

Umarım beğenir ve desteklersiniz.

Sizi seviyoruuum~

Görüşmek üzere🦋

THE CHAİN ¦ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin