🥑Alaz'dan🥑
Arya ve arkadaşının elinde ki kitaplarla karşımızdaki masaya oturmalarıyla onlara bakmaya başladım. Arya da bana bakar umuduyla 5-6 dakika ona bakmama rağmen gözünün ucunu bile bana değdirmemişti. Ne oldu ki bir anda ya?! Daha fazla bakmamdan rahatsız olacağını düşünüp gözlerimi çekecekken Onur kulağıma eğildi.
"Alaz, oğlum ne baktın be?! Anlayacak kız! Ayrıca bunu Elif yengeme söylemem gerekiyor sanırım."
"Saçmalama Onur. Duyacak kız! Ve Elif'e de söylersen söyle. Sanki onu çok seviyormuşum gibi.."
"Aman be! İki dalga geçtirme!"
Kafamı önüme çevirip kitabı okumaya devam edecekken Arya'nın yanındaki kızın Arya'nın kulağına eğildiğini gördüm. Birkaç şey söyledikten sonra Arya hafif dolu gözleriyle kafasını iki yana salladı. Kız ona burukça gülerken konuşmalarını bölen Arya'nın sessizde olan telefonunun masanın üzerinde titremesiydi.🥑Arya'dan🥑
Çalan telefonumla Ceyda'nın bana sorduğu sorular son bulmuş oldu. Kaan kurtarıcımdı. Ciddi anlamda kurtarıcı meleğimdi. Telefona cevap verdiğim gibi konuşmaya başladım.
"Kaan kurtarıcı meleğimsin! Ciddi anlamda bunu her seferinde nasıl başarıyorsun, bilmiyorum ama başarılarının devamını dilerim bebeğim!"
"Hahahaha! Anladığım kadarıyla yine seni Ceyda'nın lanet sorularından kurtarmışım!"
"Ayyynen öyle! Susmuyor ya! Anlattığıma pişman etti!"
"O zaman hiç kusura bakma o anlattığın şeyler ne ise bana da bir tur anlatman gerekecek güzelim!"
"Ay anlatacağım kişi sen isen tamam anlatırım istediğin kadar! En azından Ceyda gibi milyonlarca soru sormazsın!"Son dediklerimle kıkırdarken üzerimde iki adet öldürücü bakış hissettim. Tamam biri Ceyda'ya aitti ama Alaz niye bakıyor anlamıyorum ki!? Neysee!
"Neredesiniz? Yanınıza geleyim! Hem biraz laflarız sonra da size bir yemek ısmarlarım."
"Valla kütüphane de pek laflayamayız ama eğer bu gece bende kalırsan ve yarın giyeceğin smokini gösterirsen senin için biricik kütüphane aşkıma biraz ara verebilirim."
"Ooo baya iyi teklif! Reddedilemez bir teklif hatta! Ben 5 dakikaya kütüphane de olurum. Öpüldünüzz!"
"Tamamdıırr! Hazırlanıyoruz biz!"
Telefonu kapatmamla Ceyda'nın meraklı bakışlarına son vermek için konuşmaya başladım.
"Kaan 5 dakikaya burada olurmuş. Yemek yiyelim beraber dedik. Sonra da bana geçeceğiz kalmaya. Sen de geliyorsun asla aslaaa itiraz kabul etmiyorum."
"Okey. Kabul edildi babe."
Biz aramızda laflarken kapının minik zilinin çalmasıyla kafamızı oraya çevirdik. Kaan gelmişti bile. Kaan ve Mehmet amca laflarken Ceyda çantasını alıp yanlarına adımlamaya başladı. Ben ise kitapları elime alıp bırakmak üzere arka taraftaki raflara ilerlemeye başladım. Tam kitapları bırakıp arkamı dönmüştüm ki karşımda Alaz'ı görmemle sırtım raflara yapıştı. O da beni daha da zorlamak ister gibi ellerini iki yanıma koyunca tam olarak kapana kısılmıştım.
"Neler oluyor Arya?! Sorun ne?"
Ona sinirimi kusmamak için sessizliğimi korurken bir yandan da gözlerimi kaçırıyordum.
"Bana bak Arya! Kaçırma gözlerini!"
"Ne istiyorsun Alaz!"
"Ne mi istiyorum!? Sen iyi misin ya? Sadece benimle konuşmanı istiyorum."
"Bunu da ben istemiyorum!"
Bunu söylememe şaşırdığı kocaman olan gözlerinden belliydi. Ben bile bu yaptığıma şaşırmıştım. Dün bana istek atınca saatler boyu dans eden benken şimdi konuşmak istemeyen de bendim. Onun şaşkınlığından faydalanıp itmeye çalışırken bu işe yaramamış ve yüzüme daha da eğilmişti. Aramızda milimler kala konuşmaya başladı.
"İyi de neden?! Neden konuşmak istemiyorsun?"
"Çünkü... hayatında biri var. Elbette arkadaş olarak konuşabiliriz ama... bizimki arkadaşlıktan uzak bir şey gibi görünüyor Alaz..!"
"..."
O tek söz edemezken onu iterek uzaklaştırdım. Koşar adımlarla masada ki çantamı alarak Kaan ve Ceyda'nın yanına gittim. Onlarla beraber hızlıca kütüphaneden çıkarken ikisi de bana neler olduğunu soruyorlardı.
"Yemeği eve söyleriz. Ben de evde anlatırım olur mu?!"
İkisinden de onaylayan mırıltılar çıkarken hızlı adımlarla kütüphane'nin yakınlarında olan evime geldik. Yemekleri söyledikten hatta bitirdikten sonra meraklı gözleri bana dönerken derin bir nefes aldım ve anlatmaya başladım.
Anlatmam bittiğinde ikisi de sadece bana bakıyorlardı. Gözümden akan damlalarla beni sarıp sarmalarlarken gözyaşlarım daha da şiddetlenmişti.
"Aaa ama ağlamak yok! Hem daha çocuğu tanımıyorsun bile! Belki de çok kötü bir insandı. Belki organ mafyasıydı. Belki de uyuşturucu bağımlısıydı."
"Kaan haklı! Demek ki beyaz atlı prensin değilmiş o!"
"Ne prensi Ceyda! Ben prens mi arıyorum Allah aşkına?! İnanmadığımı ve sevmediğimi biliyorsun böyle şeyleri! Ayrıca manyak mı bu çocuk! Siz ne zamandan beri uyuşturucu bağımlılarının ve organ mafyalarının tıp okuduğunu hatta okulu bitmesine rağmen kütüphaneye geldiğini gördünüz!"
"İyi peki arama sen prens falan! Sonunda 12 kedinle, elinde ki örgü öpleriyle beraber mahallenin sevilmeyen aksi ninesi olursun. Tek işlevin de sokakta oyun oynarken ses çıkaran çocukların toplarını kesmek olur!"
"Ne aksi ninesi be!? Bir kere elimi sallasam ellisi!"
"Şu an senin nasiplerini düşüneceğimize yarın ki baloyu düşünsek olur mu?"
"Ay bir de o vardı değil mi? Ben gelmesem ol..."
"Olmaz efendim. Gayette geleceksin! Salak mısın be sen?! Bu üniversite mezuniyetin! Hayatta bir kere olur!"
"Aman be sanki liseden 10 kere mezun oluyoruz!"
"Birbirinizle tartışmayı kesin de size smokinimi göstereyim!"
![](https://img.wattpad.com/cover/222680591-288-k997162.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teni Tenime
Genç KurguElleri gider ellerime hep Canımı yakar beni severek Öyle bir bakar gözlerime Aklımı yıkan hislerime