Okul çıkışında etrafa dağılan öğrenciler dar yol boyunca kâh gruplar halinde kâh tek başlarına soğuk havadan bir an önce kurtulup kendilerini sıcak bir ortama atma isteğiyle hızlı hızlı yürüyorlardı.
Kai , Taehyun ve ben de bu öğrenci sürüsüne dahildik.
Yanlarından geçtiğimiz kız gruplarının bazıları kai'yi görünce gülerek birbirlerini dürtüyorlar ve hayretler içinde yanımızdaki devasa boyuna bakıyorlardı. Eminim ki Kai yanımızda yürürken onun yanında minicik kalıyorduk.
Rüzgar soğuktan uyuşan yanaklarıma vurunca gülümsedim. Benim aksime taehyun kat kat giyinip ellerini de kai'nin verdiği hırkanın içine sokmuş kış ayından nefret ettiğini her okul çıkışı olduğu gibi bıkmadan usanmadan bize anlatıyordu.
"Götüm dondu yemin ederim."
"Çok küçüksün de ondan benim minik Taehyun bebeğim~"
Taehyun kavga etmeye hazır olduğunu gösterircesine kai'ye vurdu.
Tabi boy farkından kafasına isabet ettirememişti ama diğer sefer ıskalamayacağına emindim.
"Şinirlenince şen çook tatyı bir kediye dönüşüyoyşun miniçikşinnn"
Gülerek kai'ye baktım.
"Siktir ordan sırık."
"Hadi beyler hızlı yürüyün biraz , Kai sen de yapma bilmiyor musun delirince kendi kendine tribe filan giriyor Taehyun. "
"Ama beomgyu baksana kediye benzemiyor mu?"
"Lan sen hayatında kedi görmedin mi cahil çocuk. Kedi dediklerini anlasa yemin ediyorum kendi familyasına lanet eder bu kediyse ben neyim der."
Taehyun sinirlenince çok hızlı konuştuğu için Kai bir iki dakika dediklerini anlamaya çalıştı ama nafile , bir şey anlamamıştı.
Derin bir iç çekip onların kavgalarını dinlememeye karar verdim. İkisi arkamdan gelirken Sokağın sonuna yavaş adımlarla ilerliyordum. Aklım tamamen başka yerlerdeydi gün boyu yeonjun'un bana söylediği iltifatlar olur olmadık yerde aklıma gelmiş , matematik dersinde hoca 3. Kez ismimi söylediğinde ancak aklımı toparlamıştım.
Ettiği iltifatları gerçekten beni beğendiği için mi söylüyordu bilmiyordum ama bu iltifatlar evde salak salak sırıtıp sanki o karşımdaymış gibi konuşmama sebep olmuştu.
Ceylan gözlüm.
Düşünsene başını bir çeviriyorsun karşında böyle bakan birisi , insanın aklı başından gider.
"Beom."
Taehyun elini omzuma koyduğunda derste olduğu gibi irkildim. Yine dalmıştım , Kai ile kavgaları bitmiş hatta yanıma gelip onları fark edecek miyim diye beklemişlerdi.
"Efendim?"
"Ben demiştim bu çocuk bugün tuhaf davranıyor diye , benim bildiğim beomgyu efendim demek yerine ne var pezevenk derdi. Ahh ahh küçük beom büyüyor görüyor musun Taehyun. Gözlerim doldu."
Kai yalandan gözlerini silip bana baktı. Haksız değildi aslında ama yine de asla değişmemiştim.
Sanırım sadece aşık olmuştum. Kabul etmek istemesem de aşkın belirtileriydi bunlar.
"Hooopp aloooo daldın gittin yine!"
"İyiyim ben. Asıl siz bugün hayırdır ikiniz ayrı bir heyecanlısınız farketmedim sanmayın. Sırada Uyurken fısır fısır konuşuyordunuz andavallar söyleyin ne karıştırıyorsunuz?"
Kısa süreliğine taehyun'un yüz ifadesi değişti. Kaşlarını çatıp kai'ye kaçamak bir bakış attı. Kimin konuşacağına karar veremiyorlar gibi aynı anda konuştular.
"Hiç"
Elimi duvara koyup ayaklarımı çaprazladım ve güldüm. Sinirden gülüyordum çünkü iki aptal "hiç" derken bile ses tonları değişmiş daha kelimeyi tamamlamadan sesleri düşmüştü.
"Ah benim aptal arkadaşlarım ben sizinle nasıl 3 yıldır aynı ortamdayım hiç bilmiyorum. Ben ki yüce beomgyu size katlandığım için bana borçlusunuz."
Taehyun iyice hırkanın içine sinip sanki kaybolmak istiyor gibi kai'nin arkasına doğru geçti. Kai ise salak salak gülüp bana bakıyordu.
Kai ancak bir işler çevirince böyle salak gülerdi onun dışında yunus balığı gibi haykırırdı.
Bu yüzden sinirleniyorum işte. Kai ve Taehyun beni kandırmaya çalıştıklarını gizleyemiyorlar yetmezmiş gibi Kai suratıma otuz iki diş gülüyordu.
"Ne var , ne diye sapık gibi gülüyorsun?"
"Borçluyuz dedin ya ona güldüm. Sahiden sana borçluysak..."
Taehyun'un bileğini tutup arkasından çıkardı. O an farketmiştim ki Taehyun gerginliğini gizlemek için kai'nin poposunu avuçlamıştı.
Kai canının yandığını gizlemek için çocuğu bileğinden çekip , acıyı yüzüne yansıtmadan konuşmaya devam etti
"...kahve içmeye gidelim mi? Hesaplar benden. Hem hava da soğuk Taehyun aşkım üşümesin sen de beleşi seviyorsun."
Taehyun ile ikimiz bir ağızdan bağırdık.
"Ulan şerefsiz"
Bizi dinlemeden omuz silkip caddeye çıktı. Taehyun ile birbirimize bakıp biz de omuz silkip arkasından ilerledik. Elbette beleş kahveye hayır demeyeceğimizi çok iyi biliyordu.
-
"Alo , efendim baba? Efendim... Ah sesin gelmiyor... Bir dakika seni arayacağım."
Kai telefonunu kapatıp , sandalyesinin arkasına astığı montunu üstüne geçirdi. Çantasını da koluna alıp Taehyun ile bana baktı.
"Babam muhtemelen eve geç gideceğimi bilmiyor. Anneme haber vermesini söylemiştim söylememiş olsa gerek. Ben gidiyorum hesapları ödedim , telefon çekmediği için sokağın köşesindeyim ordan da eve geçerim."
Taehyun huzursuzca kıpırdanıp avuçlarının arasındaki kahveyi sıktı.
Kai de apar topar kalkınca ben bile huzursuz olmuştum ama Taehyun acayip derecede gergindi. Kafeye geldiğimizden beri bacağını salladığı için onu en az beş defa uyarmıştım. Gelin görün ki yine bacağını sallıyordu.
"Eve mi? Daha yeni gelmiştik. "
"Özür dilerim beom , başka zaman daha uzun süre otururuz size afiyet olsun. Gece konuşuruz yine."
Başımı sallayıp çocuğun kafeden çıkışını izledim. Kalabalık kafenin belki de en tenha yerinde; cam kenarındaki masada Taehyun ile baş başa kalmıştık. Gözlerim yoldan geçen insanlara dalmışken siyah bir motorun önümde durmasıyla gözlerim bu sefer de motora odaklandı.
"...beom?"
Başımı taehyun'a çevirince benimle aynı yere baktığını gördüm. Yüzünde endişeli bir ifade vardı zaten sabahtan beri bir tuhaftı.
Şimdi ise daha da tuhaf davranıyordu.
"Ne var?"
Gözünü zorlukla motordan alıp konuştu;
"Ben bir lavaboya kadar gidip geliyorum. Dalmıştın. "
"Tamam ben buradayım gelince çıkalım birlikte."
Çocuk başını sallayıp yine motora baktı. Sahibini filan mı tanıyordu acaba?
Uzun koridorda kaybolunca ben de kahvemin son yudumlarını içip tam kalkacaktım; ta ki karşımda onu görene kadar.
"Selam , Ceylan gözlüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hater
Fanfiction[TAMAMLANDI] Choi Beomgyu ,Youtuber Choi Yeonjundan nefret ediyordu. [Çoğunlukla texting]