Lisa Hogwarts Express'e girdi. Etrafa bakındı. Dar koridorda bavulunu sürüklüyordu. Etrafta 2 metre civarı aralıklarla kapılar vardı. Her birinde yuvarlak bir cam vardı, içerisi görülüyordu. Lisa teker teker camlardan bakıyordu. İçeride 5-6 kişi vardı genelde. 3 kişinin olduğu yere girdi. Konuştu:"Merhaba! Adım Lisa Granger. Buraya oturabilir miyim?"
Kızlar pek memnun görünmüyordu ama Lisa bunu fark etmeyip yanlarına gülümseyerek oturdu.
"Çok heyecanlıyım. Ya siz? Her şey benim için çok yeni. Nasıl olacak bilmiyorum ve-"Kızlardan bir tanesi Lisa'nın sözünü kesti.
"Ne?? Kızlar, lütfen yanlış anladığımı söyleyin."
Kızlar Lisa'ya tiksinerek baktılar.
"Bizimle oturabileceğini neden düşündün ki?"
dedi başka bir tanesi.Lisa'nın gözleri sulanmaya başladı.
"Ne demek istiyorsunuz? Ben ne-"
"Hemen burayı terket, seni pis küçük bulanık."
"Ama ben-"
"GİT BURADAN!"Lisa kapıdan çıktığında hemen dolmuş olan gözlerini elinin tersiyle sildi. Bu nasıl karşılamaydı böyle? Bulanık? Ne demekti bu? Lisa ne olduğunu bilmiyordu ama iyi bir şey olmadığı kesindi. Gri kedisi Leo'yu eline aldı. Her streslendiğinde yaptığı gibi onu göğsüne bastırdı.
"Selam!"
Lisa kafasını kaldırıp sesin sahibine baktı. Kızıl saçlı, çok güzel bir kızdı bu."Hey, sen... ağladın mı?" dedi kız endişeli bir yüz ifadesi ile.
Bu kızın da o kızların Lisa'da beğenmediği şeyi farketmesi korkusuyla güvenemedi Lisa.
"H-hayır." derken sesi çatladı ve içinden kendi kendine lanet okudu."Biliyorum daha yeni tanıştık, ama bana güvenebilirsin. Seni yargılamayacağım." dedi kız bir abla edasıyla, Lisa'ya samimi bir gülümseme göstererek.
Lisa da ona gülümsedi. "Şey... bulanık ne demek?" dedi Lisa.
"N-ne?" dedi kız. Zaten beyaz olan yüzü daha da beyazladı.
"Biri sana bulanık mi dedi?""Birileri." dedi Lisa az önce çıktığı kapıyı göstererek.
Güzel kız sinirle kapıyı açtı, cüppesinin arasından asasını çıkardı. Lisa'nın anlayamadığı bir kaç şey mırıldandı. İçeriden dehşet sesleri geldi. Kız dışarı çıktı ve samimiyetle gülümsedi. Lisa çok fazla ağzı açık beklemiş olacak ki kız:
"N'oldu?"
diye sordu. Lisa: "O-onlara ne yaptın?" dedi."Merak etme, hak ettiklerinden azını hissetmediler." dedi kız özgüvenle gülümseyerek.
Lisa güldü. "Çok teşekkür ederim. Sen olmasan cidden ne yapardım bilmiyorum."
"Ben sadece yapılması gerekeni yaptım, önemli değil. Bu arada ismim Jisoo, Jisoo Weasley."
"Ben de Lisa Granger." dedi Lisa.
Bir anda yer hareketlendi ve Lisa geri geri bavulunun üstüne düştü. Bu sırada elinde unutulmuş Leo Lisa'nın yanağını tırmaladı. Jisoo'ysa elleriyle ağzını kapatmış gülmemek için kendini zor tutuyordu. Leo Lisa'nın üstünden asilce indikten sonra tırnaklarını Jisoo'nun bacağında "törpülemeye" başladı. Jisoo irkilip onu kucağına aldı. Bu sırada Lisa ayağa kalkma girişimlerindeydi. O şu an bunu unutmuştu ancak, Hogwarts'taki ilk senesine ailesine veda etmeden başlayacaktı.
Jisoo Lisa'nın elini yakalayıp önden yürüdü, bir kapıdan baktığında 2 kızın konuştuğunu gördü. Jisoo kapıyı açtı.
"Başka boş yer kalmamış da, buraya oturabilir miyiz?"
Kızlar ona şaşkınlıkla baktı, sonra gri gözlü olan gülümseyerek: "Tabi ki." dedi.
Yanında saçları platin sarısı dümdüz olan kız dirseğini onun karnına geçirdi:
"Jennie!"
"Ne?"
dedi Jisoo'nun isminin Jennie olduğunu öğrendiği gri gözlü kız.
Sonra içtenlikle Lisa ve Jisoo'ya gülümsedi ve oturmalarını işaret etti. Aynı anda çok güzel, simsiyah dalgalı saçlara sahip bir kız kapıyı açtı. İçeriye bir göz attı. Sonra kapıyı hızlıca geri kapattı. Jennie hemen kapıdan dışarı çıktı ve bağırdı:
"Roseanne! Buraya gel."
![](https://img.wattpad.com/cover/225651233-288-k952825.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BangtanPink Hogwarts
FantasíaHem Harry Potter hem de Bangtanpink hayranlarına çare! Bangtanpink, Hogwarts'ta. Shipleri hikayedeki akışa uygun yapacağım bu yüzden kararlaştırmadım. İyi okumalar...