Bölüm 1: Samuray Rehber

3 1 0
                                    


 Sonunda beklediğim gün gelmiş, son sınavımı vermiştim. Tüm sınavların bitmesi yazın geldiğinin en büyük habercisi olabilirdi. Yazın gelmesiyle birlikte odam tamamen güneş ışığı alıyor, bu ışıklar akşamüstüne kadar kalıyordu. Güneşin odama girmesi beni mutlu ediyordu çünkü bu, beton yığınında sık sık rastlanan bir durum değildi. Okul kapandıktan bir ya da iki hafta sonra bunları düşünmek zorunda kalmıyordum çünkü her yılın yazı genelde evde olmuyorduk.

   Eve geldiğimde okul çantamdaki ders kitaplarını çıkardım, özensizce üst üste koyup rafa kaldırdım. Çantamı ise tatil için yanıma almak üzere sandalyemin üzerine astım. Tam kapıya yönelecektim ki Deniz'in karşımda bir anda dikilmesiyle irkilip bir kaç geri adım attım. Bu irkilmeden memnun olarak önce kıkırdadı, sonra suratı ciddileşti.

   Genelde canı sıkıldığı ve eğlenmek istediği zamanlarda isyanını belli etmek için bu tür eylemlerde bulunurdu. Ben de ona karşılık verdiğimde iş daha da büyüyerek çekilmez bir abla kardeş kavgasına dönüşür, annem bizi ayırmak için elinden geleni yapardı. Bir kaç dakika sonra Deniz'in yaptığı komik olmayan espriye karşın her ne kadar ciddi bir tavır göstermeye çalışsam da, gerilen ortam çıkardığım bir kıkırtı sesiyle eski haline dönüyordu.

   Deniz yatağıma atladı, "Datça'ya gidiyoruz, iki gün sonra." dedi ilgisizce. Elindeki telefonda oynadığı oyun beynini ele geçirmişti, nasıl konuştuğunun muhtemelen o da farkında değildi.

   Her yıl gittiğimizden daha erken olması beni mutlu etmişti, iki gün boyunca tatilde yapacaklarımızı düşünecektim. Bu sefer eskiz defterimi de yanıma alıp orada burada gördüğüm güzel manzaraları çizip eve getirecektim.

   Deniz, elinde telefonuyla birlikte odamdan çıktı, büyük olasılıkla oynadığı karakter yanmış ya da şarjı bitmişti. Bu güzel erken tatil haberini kutlamak için çalma listemden Queen'in "A Kind of Magic" şarkısını açtım, nereden öğrendiğimi bilmediğim ama yapması aşırı eğlenceli olan dans figürleri denedim. Deniz'i de bana eşlik etmesi için çağırsam da yaptığım figürleri saçma bulur, kendi de biri istediği sürece dans etmezdi.

   Yarım saat boyunca listemdeki hemen hemen çoğu şarkıyı dinlemiştim, bebek saçlarım terden alnıma yapışmıştı. Kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. Duvarımın tavanına yapıştırdığım fosforlu yıldızlar, gördüğüm son manzaraydı. Aynı zamanda şimdi olduğumdan daha kısayken bu kadar yükseğe bu kadar çok yıldızı nasıl yapıştırdığımı hatırlamamam büyük bir gizemdi.

   Birkaç saniye içinde gözlerimin önüne uzun ve silindir koridorlardan geçermişcesine görüntüler geldi, su kaydırağında gibiydim fakat bu onlarca kat hızlısıydı. Hava serinleşmeye başladı. İçinde ilerlediğim koridor sağa sola sapıyordu, en sonunda beyaz bir nokta görebilmiştim. Tahminlerim doğruysa bu çıkış yoluydu. Beyaz nokta gittikçe büyümeye başladı, daha sonra bir anda her yer beyaza döndü. Bilmediğim bir yere sert bir iniş yapmıştım, arkama baktığımda ise geldiğim koridor yok olmuştu. Aklımda hiç bir düşünce yoktu ve daha önce yaşamadığım bir olay yaşamam beni sersemletmişti. En son yatağa yattığımdan emindim, rüya görüyor olmalıydım ama daha önce gördüğüm hiç bir rüya biraz önce olanlara benzemiyordu. Düştüğüm zemini keşfetme gayesiyle doğrulup birkaç korkak adım attım. Ayaklarımın altı boş gibiydi. Önüme uzanan patikadaki ağaçlar uzaklara doğru seyrekleşiyordu. Geldiğimden beri ne bir ses duyabilmiş, ne de bir kıpırtı görebilmiştim.

   Etrafı incelerken, omzumun üzerinde gezinen bir sıcaklık hissettim. Bu beni hem heyecanlandırdı, bir o kadar da korkuttu. Başımı çevirdiğimde gördüklerim karşısında ağzım bir karış açık kalmıştı. Deniz'in muhabbet kuşlarından biri olan Çıtır, minik kafasını yana çevirerek beni merakla inceliyordu. Başına tam da kendi bedenine göre minik bir jingasa takıyordu. Üzerinde Japonca ya da Çince yazılar yazıyordu. Yazıların altında da yakından bakmadan görülemeyecek büyüklükte bir "Yingyang" yaması vardı. Birbirimize bir süre baktıktan sonra Çıtır, "Cicikuş!" dedi. Bu kelimeyi çok duru bir şekilde söylemişti, neredeyse bir insanın söyleyebileceği durulukta. Yine de emin olabilmek için ben de Çıtır'a "Cicikuş" diyerek, seslerimizi karşılaştırmak amacıyla küçük bir deney yaptım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

RüyagezenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin