(Ed'in anlatımıyla)
Akşam olmuştu ve son 1 posta kalmıştı. Götürmem gereken son postaya baktığımda şaşırdım çünkü adres benim evimin adresiydi. Şaşkınlığımı üzerimden atmam 15 dakikamı aldı, sokağın ortasında 15 dakika öyleyece kaldım. Yıllardır posta almıyordum, hiçbir konuda veya kimseden. Motorumu bırakıp direkt olarak eve gitiim, ilk işim postayı açmak oldu. Bir mektup buldum, merak edip okumaya başladım, şöyle yazıyordu : ''Sevgili Ed Jhonson, ben Bay Moretti. Ben İtalyan bir avukatım, siz bunu okurken ben Washington DC olacağım. Korkmanızı gerektirecek bir durum yoktur, sadece sizinle konuşmak istiyorum. Tekrar ediyorum, korkmayın. Beni ve bu mektubu boşvermemenizi tavsiye ederim, emin olun anlatacağım şeyleri kesinlikle duymak isteyeceksiniz, bu konu üzerinde size garanti verebilirim. Saat 15 : 00 ' da aşağıda verdiğim adrese gelmenizi tavsiye ederim. İyi günler.'' Afallamış durumdaydım, yıllardır avukatlık durumum olmamıştı, bi anda nereden çıkmıştı bu ? Bu soru kafamı kurcalarken akşam olmuştu, Emma'nın evine gitmem gerekiyordu. Hızlıca hazırlandım ve evden çıktım, Emma ile evlerimiz yakın olduğunan çok yorulmadan kısa sürede vardım. Çok geçmeden Albert'te geldi , her zaman ki gibi en son gelmişti, üşengeç olması haricinde iyi birisiydi. Önce kağıt oynadık, ondan sonra önemsiz bir konudan alevli olmayan bir tartışma çıktı, gülüyor ve eğleniyorduk. Susamıştım bir bardak su almaya giderken gözüme Emma'nın yatak odası çarptı, yatak dağınıktı, ne olduğunu anlamışsınızdır, kalbim sızlama başladı, sanki hançer sokulmuştu. Emma playgirl bir kızdı ve bu yeni bir şey değildi ama her seferinde kalbim sızlıyordu, böle bir şeye alışamazdınız. arkamdan bir ses duydum, Emma'da su almak için gelmişti ve ne gördüğümü anladı , bana utangaçlıkla gülümsedi , ben onun arkadaşıydım böyle şeylere şaşırmamam gerekirdi, en azından o böyle düşünüyordu. Oturma odasına döndüm çok konuşmadım, kısa süre sonra dağıldık. Eve gittim ve kendimi yatağa attım, biraz uyku iyi gelirdi. Sabah iş vardı, iş boyunca mektubu düşündüm, annem İtalyandı ama bir avukatın bana mektup göndermesi için sebep yoktu. kalan zaman hızlıca geçti ve buluşma günü geldi. Evden erken çıktım , sabırsız biri oluşumu asla aşamadım. 10 : 00 da evden çıktım , 12 : 00 da buluşma yerine gelmiştim. Burası gayet lüxs, korunaklı , geniş , bahçeli bir evdi, garip bir şekilde kapı hemen açıldı. Gözüm korkmuştu, sıska biri sayılmam ama korumalar dev gibiydi, ''Sende kimsin'' dedi korumalardan birisi, korkudan kekeleyerek ''B-ben Ed, Ed Jhonson''. Bi anda önümde duran 4 tane dev bana yol vererek geçmemi işaret ettiler, korku ve şaşkınlık içerisinde ilerledim, kapıya gelir gelmez kapı açıldı ve bir hizmetçi beni içeri davet ederek ''Hosgeldiniz efendim, sizi daha sonra bekliyorduk ama olsun, Bay Moretti'nin tek randevusu sizleydi birazdan gelicektir'' dedi ve devam etti, ''siz oturma odasına geçin Bay Moretti birazdan gelecek''. Afallamıştım, düşünemiyordum , Aklım dile gelse ağzımdan ''BURADA NELER OLUYOR'' derdi. İstemsizce ve düşünmeden oturma odasına gittim. Etrafı inceledim, bir postacının hayatında göremeyeceği şeylerdi. Koltuklardan birine oturdum ve bi anda , siktir çok rahat diye düşündüm. Bu koltukarın evimden daha pahalı olduğuna emindim. Bir süre sonra takım elbiseli 3 adam odaya girdi, onları girer girmez ; yaşlı , orta , çocuk diye ayırdım. Yaşlı olan 55 , ortanca olan 30 ,çocuk olan ise daha 20'li yaşlarındaydı. Bana kendilerini sırasıyla, Arnaldo , Cario ve Cappi olarak tanıttılar tabi son isime kabalık ederek biraz güldüm, itiraf edin komik bir isimKonuşmadan yemek yemiş ve bir şeyler içmiştik, Arnaldo konuşmaya başladı ''Öncelikle bay Jhonson, size mektubu yazan benim, bu gördüğünüz beylerde oğullarım'' dedi. Sakindim ama hala kafam karışıktı. Dikkatimin dağıldığını gören Arnaldo, ''Hemen konuya girmek istiyorum, burada oma sebebimiz bir miras meselesi, size kal-'' direkt sözününü keserek atıldım, ''Miras mı ? Bana mı ? Bana kim miras bırakır ki ? ''. Bir sorun vardı, avukatlar kendi aralarında bakışıyorlardı ve yüzlerinde iki duygu okunuyordu : endişe ve korku. Arnaldo kararlı bir şekilde tekrar konuşmaya başladı ''Şimdi beni iyi dinle Ed, bu söyleyeceklerimi kabullenmen zor olacak ama sana söyleyeceğim herşey doğru.'' Şuan ne oluyor anlamıyordum, akrabalarım benden habersizdir, bende onlarla çok ilgilenmem, kim bana neden miras bıraksın ki ? Yine iç monologa daldığımı gören Arnaldo konuşmaya başladı ''Bak Ed, kafana takılan sorular olabilr ama önce beni dinle, kafana takılan her soruyu cevaplayacağız. Ed Jhonson, şuana kadar kim olduğunun bir önemi yok siz bundan sonra zenginsiniz.'' Duyduklarıma inanamıyordum, yeni ayakkabı almak üzere olan ben zengindim ve buna deli olsa gülerdi. Onlara gülerek cevap verdim ''Ah tamam güzel şakaydı ama bu imkansız, yani kimse bana miras bırakmaz , bırakamaz, ailemizde o kadar zengin yok '' bunu der demez önüme 5 dosya belge, evrak ve kayıt getirildi. Bu sefer Cairo konuşmaya başladı, ''İnanmanın zor olduğunu biliyorum ama tüm kanıtlar burada. Bu dosyalarda ki her belge sizin zenginliğine kanıttır sayın Jhonson. Bu sefer iç monolog yaşamıyordum, direkt olarak söyledim "Siz ne saçmalıyorsunuz, bu eğer bir şakaysa artık komik olmaktan çıktı." Avukatlar birbirlerine düşünceli ve korku dolu bakışlar atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünya ve Gelecek İçin
Science FictionBir kuryesiniz , fakirlik içinde New York'ta hayatta kalmaya çalışıyorsunuz ve bir gün size gelen bir mektup ile dünyanın en zengin adamı oluyorsunuz ama bir sart var, dünyaya kaybolan geleceğini geri vermeniz gerek, ne yaparsınız ?