MUCİZE RESİMLER

🐞 70 ~Sinema

Bundan bir süre önce bir hikaye yayımlamıştım. Kısa kesip bıraktım ama şimdi yeni bölümünü yazacağım. Hikayenin ilk bölümünü yayınladığımda Mucize 1 veya 2.sezon falandı
Ve bu hikayede şuanki Mucize'ye daha yakın olacak. İlk bölüm için 60'a bakın. Devamını istiyorsanız vote vermeyi unutmayın...

Medya'daki anime şarkısıdır. Dinleyerek okuyabilirsiniz.
        
                    🐞😻 🐞😻🐞😻

Marinette

Arabanın içinde korkuyla dışarı bakarken Alya'ya sıkıca tutunmuştum. Yeşil sıvı arabanın etrafını tamamen kaplarken Nino aceleyle açık kapıyı kapattı. Adrian'ın şoförü arabayı çalıştırmayı denedi fakat motordan arızalı sesler çıkıyordu. Nino ve Alya korkuyla birbirlerine tutunurken Alya'yı bıraktım ve ön koltuklara eğildim. Kara Kedi'nin bununla baş edeceğine emindim. Ama ona yetişmem şuan imkansız duruyordu. Ön koltukta duran Adrian'a baktığımda gergince camdan dışarı bakmaya çalışıyordu. Çıkış yolunu bulmaya çalıştığını düşünerek ona bakmayı kestim ve çözüm aramaya başladım. Ah şuan Uğur Böceği'ne dönüşmeyi o kadar istiyordum ki.

Yeşil sıvı camın yarısını kaplarken boşluktaki kısımdan dışarı baktım. Adrian'ın arkasındaki koltukta olmak ve onun gördüğü yerleri görmek beni heyecanlandırırken bir şey fark ettim. Adrian ile aynı anda "buldum! '' diye bağırdım. Şaşkınca ona döndüğümde Adrian da bana döndü. Direkt
"Sen de gördün mü Marinette?" diye sordu.
Gülümseyerek dışarıdaki sokak aynasına bakarken yanıtladım

"Ayna yardımcı olabilir."

Adrian heyecanla "Evet!" dedi. Nino, Alya ve şoför bize anlamaz gözlerle bakarken Adrian bana seslendi
"Aynayı görüş açımıza göre değiştirmeliyiz."

"Camı açmam lazım." dedim. Alya korkuyla başını olumsuzca salladı.

"Marinette o yeşil şeyi arabaya sokmayacaksın değil mi?"

Kararlı bir şekilde Alya'ya yöneldim.

"O şeyi görmenin tek yolu. Aynaya taş atmayı deneyeceğim. Eğer sıvı arabaya gelirse kaçmanın yolunu arayacağım." diyerek durumu açıkladım.

Adrian bana bakıp "Ben yapabilirim." dedi. O sırada araba şiddetle sarsıldı. Arabanın üstünde birinin olduğunu hissediyordum. Herkes panik olup arabanın tavanına baktı. Kısa süreli korku içine girerken kendimi topladım. Plana yönelmek ve işi bitirmek için Adrian'a yöneldim.

Adrian "Eğer sen camı açarsan Alya ve Nino da tehlikeye girer. Benim tarafımdan açılırsa sadece ben etkilenirim." dedi.

Nino kısık sesle "dostum" derken ikimizi de tehlikeye atmak istemediği belli oluyordu.

"Dikkatli ol" diye tamamladı Alya. Adrian'a döndüğümde bana bakıyordu gözlerimin içine. O sıvının zararlarının ne olacağını bilmiyordum ve kezzapa benzer yapısı beni endişelendiriyordu.
Yavaşça kafamı sallayarak Adrian'a onay verdim.

Adrian gülümsedi ve hızlıca önüne dönerek işe koyuldu. Bense Alya'ya yaklaştım ve sarıldım. Adrian üst kısmı sıvıyla kaplanmış camı yavaşça açmaya başladı. Cam açıldıkça sıvı yapışkan bir şekilde esniyordu. Adrian camı tamamen indirince sıvıdan bir miktar kütle arabanın içine düştü. Adrian kendini çekti ve yapışkan joleye baktı. Jolenin düştüğü kısım yavaşça yeşile dönerken maddeyi taklit ettiğini gördüm. Sıvının düştüğü yer sıvının kendisi olmuştu. 

Adrian kafasını uzatıp bağırarak kaçan insanlara seslendi
"Yardım edin arabada kaldık!"

Şöfor "Telefon çekmiyor efendim" dediğinde biz plan yaparken onun telefonla birilerini aradığını anladım. Şoför tamamen aklımdan çıkmıştı. Ona yönelip "Tekrar deneyin!" dedim.

Adrian yardım bulamayınca yere eğilip bir taş aldı. O kadar küçük bir taşın aynayı nasıl değiştireceğini anlamamıştım. Nino benden önce davranıp sordu.

"Dostum o taş hiç bir işe yaramaz."

Adrian kendinden emin bir sesle "Merak etme" dedi.

Taşı aynaya nişan alıp kuvvetle fırlattı. Aynanın uç köşesine gelen taş dengeyi tamamen değiştirdi ve aynayı bize doğru hafifçe döndürdü. Arkada sevinçle bağırdık "Adrian harikasın" derken yüzüm gülüyordu.

Planın ikinci kısmına geçerken çantama yöneldim. İçinden minik makyaj aynamı çıkarırken Tikki bana sorgular gözle bakıyordu. Kimsenin duymayacağı bir sesle Tikki'ye "Kurtuluyoruz" dedim. Çantayı hemen kapatıp aynayı Adrian'a verdim ve olacakları yakından izlemek için cama yanaştım. Arabanın dışını tamamen gösteren aynada gördüğüm şeyler kötü hissettirmişti. Tam da tahmin ettiğim gibi akumalı canavar arabanın üstünden etrafa yeşil jöleyi fırlatıyordu. Araba gölgedeydi ve güneşte olan yerlerin az sıvıyla kaplanmış olması dikkatimi çekti.

Adrian makyaj aynamla dışarıdaki aynaya güneş ışığı tutup canavara yansıttı. Güneşten rahatsız olan canavar öfkeyle ellerini siper aldı. Adrian yansımayı gözüne çektiğinde canavar arabadan indi. Koşarak başka gölge yere geçtiğini görünce hepimizin rahatladık. Sıvının miktarı kesilince kapıyı hemen açtım ve kendimi dışarı attım. Arabanın içinden pek belli olmayan yeri görünce şaşırmadan edemedim. Gölgeledeki her yer yeşil jöleliydi.
Arabadaki herkes inerken Adrian şöforüne yardım edip yanımıza geldi. "Hemen saklanın, ben geliyorum" demesiyle canavarın buraya doğru gelmesi bir oldu. Alya'nın elinden tutup sinemanın içine doğru koştum. Kalabalık ve bağıran insanlar koşmam engelleniyordu. Sinemanın içine tamamen girince herkesin buraya sığındığını gördüm. Çocuk, kadın, yaşlı herkes vardı...

Alya hemen telefonu çıkarıp blogu için video çekmeye hazırlandı. Burdan gitmem gerekiyordu. Kara Kedi'yi de görememiştim.
Hemen elimi alnıma götürüp

"Sanırım kusacağım. Midem kötü oldu siz burada kalın tuvalet bulacağım" derken Alya'dan uzaklaşmaya başlamıştım.

Alya endişeyle telefonu yana indirip bana baktı
"Seninle geleyim?"

"Yo hayır! Yani gerek yok. Hemen dönerim." dedim ve hızlıca uzaklaştım. Hemen dönebilir miyim bilmiyorum ama önemli olan hemen gidebilmekti. Yoksa canavar tüm Paris'i yeşile boyayacaktı.

Tuvalete gidip montumu çıkardım. Tuvalete giren kadınları görünce burada dönüşemeyeceğimi anladım ve montumu orada bırakıp hızlıca başka bir yer aradım. Ve sakin bir koridor gözüme erişti. Koridora ilerlerken kocaman bir cam gördüm. Dışarı bakıp soğuk Paris'in yeşil kısımlarına göz gezdirdim. Ve canavarın nerede olduğunu görünce işim kolaylaşmıştı. Camdan ayrılacağım sırada Kara Kedi'yi görmüştüm. Heyecanla gülümsedim. Ekip bir araya gelecekti. Çantamı açınca Tikki havada daire çizerek göz hizama yükseldi.
"Hazır mısın Marinette? Haydi söyle"

Şimdi uğur böceği olma zamanı!

"Tikki benekler!"

  🐞 😻 🐞 😻 🐞 😻

Bölüm sonu! vote sınırı 30 eğer bu sayıya ulaşırsa yb gelecek.
Muah