Bazı insanların memleketleri olmazdı. Ağaçsız bir yaprak , ipsiz bir uçurtma , çatısız bir eve benzereler.Bazen bazı kuşlar , yavruları daha dünya ile tanışmadan uçar gider. Geride kalan yavru yaşayabilmek için uçmayı tek başına öğrenmesi lazımdır. Bu yüzden çakılmasını da yerden kalkmasını da iyi bilirler.
Her şeyini bir gecede kaybetmiş bir kız çocuğu büyüyüp kendi ayakları üstünde durmayı öğrenmiş genç bir kadına dönüşmüştü.
Daha aklının bile ermediği zamanlarda bir araba kazası onu sevdiklerinden ayırmıştı. Hurda niyetine bile satılmayacak bir arabanın içinden canlı çıkarken burnu bile kanamamıştı. Allah ya kulum daha sınavın bitmedi demişti sanki. Bitmemişti sınavı. Annesini kaybetmişti. Babasını kaybetmişti. Teyzesini kaybetmişti... Kaybettiklerinin sıralamak kolaydı. Peki kazanılanlar? Onları sıralamak da o kadar kolay mıydı?
Önce annanesi ile yaşamıştı. Yaşlı kadının hastalığı çok fazla ilerlediğinden her gün aldığı nefes ağırlaşmış , afraya hiç hatırlamak istemediği birkaç anı kazandırmıştı.
Yaşlı kadının cebelleştiği hastalık onu hayattan bir gece hiç uyanmamı üzere koparmasının afraya ilk kazandırdığı şey güvensizlikti. Afra'nın bir evi , yurdu yoktu.
Sırtını kime yaslasa bir bir onun yere çakılmasını sağlıyor sonra bir daha asla geri dönmüyordu. Toprak oluyorlardı.
Afra'yı , annanesinden sonra kimse istememiş hayatını yurtlarda geçirmişti. Dedeleri sıkıntılı insanlardı. Her şeyin sebebinin Afra olduğuna inanmış , Afra'yı günah keçisi ilan etmişlerdi.
Bazen koruyucu aileler , Afra'ya aile sıcaklığını veriyordu. Sonrasında bir daha onları hiç görmemek üzere ayrılıyorlardı. Afra bu eksikliği kapamak için sürekli çalışmış bir süre sonra da yalnızlığı kabullenmişti.
Gel zaman git zaman ona hiç sahip çıkmayan halasının çocuklarının başına gelenleri bir telefonla duymuştu. Çok umrunda olmamıştı açıkçası. Annesi ve babasının hatta teyzesinin bile katiliydi halası. Onun yüzünden ölmüşlerdi. Şimdi de utanmadan Cenazesi için çağırıyordu halası onu. Gitmek istemese dahi vicdanı hiç susmuyordu.
" Çocuklarını kaybetmiş bir kadının yanında ol."
Kendi kendine konuşurken hazırlamaya başladı valizini. Akademisyen olduğu üniversiteden 2 haftalık yıllık izin almıştı. 1 hafta kadar halasının yanında kalır sonrasında biraz doğduğu eve gider kafa dinlerdi.Nerden bilebilirdi ki halasının onu oğlunu kurtarmak için çağıracağını. Hastalığı yüzünden kuzeni Betül'ün öldüğünü söylemişti. Yalan olduğunu bilmeden hazırlandı. Fazla didiklemek istememişti. Afra her ne kadar patavatsız kuzenini tanımasa bile genç yaşında öldüğü için üzülmüştü. En son 2 sene önce anne babasını ziyarete gittiğinde mezarlıkta karşılaştığı halası ile konuşurken abuk sabuk konuşmasından çıkarmıştı patavatsızlığını da.
Antalya havalimanı dış hatlar terminaline varması neredeyse 15 dakika sürmüştü. Annesi ve babasından ona kalan eve gidecekti ilk Afra. Önce anne babasını ziyaret edecekti. Senede bir kaç kez gitsede son zamanlarda hiç diyecek kadar az gitmişti oraya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFRA (DÜZENLENİYOR)
General FictionAdam yatağın en uç köşesinde kıvrılmış küçücük karısına baktı. Gece karası saçları yastığın üstünde dağılırken arkasından sarılma hissi uyanmıştı içinde. Kimi kadın için bu çok muazzam bir duygu olabilirdi. Fakat bu kadın için acı vericiydi. Zira...