Yağan yağmurun seline kapıldı aşkımız,çırpındık
ama her defasında boğulduk,kavuşamadık.
yağan karın altında üşüdü dondu ellerimiz,kalplerimiz..
Ay küstü yıldızlar küstü bize,yolumuz birleşmedi,
güneş terk etti çekildi kabuğuna,içimiz karardı,
toprak dayanamadı çatladı,kalpler kırıldı,
çiçekler soldu eller tutmaz oldu...
Sel bitti kurtulduk ama yine kavuşamadık.
Kar bitti kalpler eridi yine ısınamadı.
Ay doğdu yıldızlar barıştı yollar aydınlandı yine birleşmedi.
Güneş doğdu içimiz yine kara duman.
Toprak yeşerdi kalpler yine kırık.
Çiçekler açtı ama eller yine tutmadı...
Neden mi ? Çünkü GURUR engeldi aşkın,sevginin,duyguların önüne geçti.
Kalbin ve beynin ücra bir köşesinde hep kaldı.
soğumadı,çatlamadı,kırılmadı,solmadı.
Ama eller soğudu,toprak çatladı,kalpler kırıldı,ay soldu.
İnsanoğlu değer bilmedi,kıymet bilmedi,sevgi bilmedi.
Sonra kafasını vurdu masalara,camlar kırıldı eller kanadı,kalpler kanadı.
Keşke keşke keşke dedi! ama son pişmanlık fayda etmedi.
Çünkü iş işten geçmişti,yalnızlık budur işte...
İlk önce gururla başlar peşinden kin nefret..
Sonra alışamaz bıkar ağlar ama işin sonu pişmanlıkla biter ve öyle kalır.
Geri getiremez eski günleri kolay değildir çünkü.
Yıllar geçer yine aynı.
Yalnızlık yine bırakmaz peşini.
Artık anlar hep böyle gideceğini..
ve içi yana yana kabullenir yalnızlığını,ümitsizliğini...