Saat sabahın 5'in de uyanmak artık alışkanlığım haline gelmişti. Çalar saat gibi saat tam 5 te uyanıyordum. Size kendimden bahsetmeyeceğim. Ben bir seri katilim ve hiçbir şeyi tehlikleye atamam. Bana istediğiniz lakabı takabilir, istediğiniz görünümü yaratabilirsiniz. (Cidden mesaj olarak atın karakteri :))
"Ebru! Beril! Kalkın lan artık"
Her Allah'ın günün de şu ikisini azarlaya azarlaya uyandırmaktan cidden yoruldum. Lan 5 yıl oldu bir alışın erken kalkmaya ama yok efendim. Bıraksam öğlene kadar uyuyacaklar.
"Ya kızım her sabah yapılır mı bu bize? Niye hiç dinlenmiyoruz biz? Salsana biraz ya!"
Ebru'ydu bu söylenen. Beynini biraz çalıştır be güzelim. Hayır yani yakalanmaya bu kadar meraklıysa kalksın siktirsin teslim olsun.
"Yakalanmak istiyorum diyorsun dolaylı yoldan aptal evladı! Git teslim ol bu kadar beklemeye değmez! Kalkın lan bu seferkinde acayip eğleneceğiz!"
En son Beril'in ne gıcık ediyordu o salağı ona göre giyincem diye bağırdığını duydum. Direk anlamışlardı çünkü öldürürken eğleneceğimiz tek kişi vardı. Buse Tamkan. Lise de ki müdür yardımcımız. Biz ilk sene birlikte okuduk ama sonra ben okul değiştirdim yani bana çok eziyet etmiş sayılmaz. Fakat neden bana bir yılda yaptıklarını ödetmeyeyim?
"O şıllık için yeterince abartılı giyindim mi sence?"
Ahhh Beril kuşum! Sorduğu soru çok çok GEREKSİZDİ. Adam öldürmeye mi gidiyoruz, gezmeye mi çıkıyoruz anlamıyordum. Göz devirmekle yetindim. Genel de yaptığım gibi.
"Hazırsanız çıkalım o salağı yakalamak uzun sürecek. İlk deneme de elimden kaçırdığım için kalabalık yerler de geziyor sürekli."
Deyip dikkatlice planı anlattım kızlara. Ne kadar bir insanı sevmesekte bizden yaşça büyükse saygısızlık yapmazdık. Plan da şuydu ; Ebru ve Beril tesadüfen hocayla karşılaşmış gibi yapacak sonra da bir şekilde bizim arabaya getireceklerdi. Direk öldürmeyecektik. İşkence edeceğim ilk kişi olacaktı. Hoş ben değil kızlar işkence edecekti en son ben gidip alnının çatından vuracaktım.
"Gidiyoruz o zaman biz."
Dedi Ebru. Kafamı sallamamla birlikte indiler arabadan.
Beril'den
Onayı alır almaz arabadan indik. Sanki tesadüfen karşılaşmışız gibi davranacak sonra da bir kafemiz olduğunu oraya götürmek istediğimizi söyleyecektik. Bu şıllık karının en sevdiği şey kahve ve tatlı şeylerdi. Hayır diyeceğini sanıyordum.
"Pardon! Acaba adınız Buse Tamkan mı?"
Diye sordu Ebru."E-evet. Ne-neden ki?"
Diye kekeleyerek konuşmuştu. Anlaşılan hala ölüm korkusu vardı bizim kız elinden kaçırana kadar ne yaptıysa kadına."Buse hocam! Bizi tanımadınız mı? Ebru Soydan. Beril Aslan. Dede Korkut'daydık."
Hiç bu kadar sevimli konuşabileceğimi düşünmemiştim. Hep şu plan işleri yüzünden oluyordu bunlar."Aaa kızlar! Hatırladım şimdi. Nasılsınız iyi misiniz?"
Sahte sevgine sokayım ya."İyiyiz hocam sağolun ama böyle ayaküstü konuşmayalım. Bizim bir kafemiz var oraya gidelim beraber."
Dedi Ebru. Bir an önce paketlemek istiyordu belli ki."Öyle mi? E iyi bari madem teklif ettiniz. Hadi gidelim. "
Ben demiştim değil mi? Atlamasan şaşardım. Gıcık şey seni.
" İleride arabamız var hocam. Biraz uzak o yüzden arabayla gidelim. Zaten alışveriş için gelmiştik buraya."
Şimdi ya kadın arabasıyla gitmeyi teklif ederse ne halt yiyeceksiniz diye düşünenler olabilir. Şöyle ki bu kadının ehliyeti yok. Araba sürmekten sebepsiz bir şekilde korkuyor. Yani bu bir sorun değil.
" Tamam o zaman gidelim. "