Back To You Jikook✔️

1

Vote ve Youm yapmadan geçmeyin
☀️lütfen☀️

Evet herkese merhaba.. Imm aslında bu videoya nasıl başlamam gerektiğini gerçekten bilmiyorum. Yaklaşık 3 aydır sizlerle beraberim ancak şu son bir haftadır bir yığın mesaj aldım..
Sanırım bir çoğunuz eski hayatımı merak edip araştırmışsınız. Bu anlatması çok zor ama...
Ben evliydim, Park Jimin ile...
Ona ne oldu diye sorarsanız onu bir trafik kazasında kaybettim. Beraber olmasak bile şu an onun için kamera karşısındayım. O hep çektiği videoları insanlarla paylaşmak isterdi. Bende kendi çektiğim videoları sizlerle paylaşıp onun hayalini gerçekleştirmek istedim. Bu videonun sonunda onun videolarını da koyacağım. Ki onunla siz de tanışın. Benim dünyama bakın diye.
'Benim hayatım oydu.. ve sonsuz kadar da öyle kalacak.' Aslında videolarımda bu güne kadar hiç ağladığımı görmediniz ama şu an kendimi tutamıyorum. Lütfen kusura bakmayın.

'Park Jimin benim sevgili eşim. Eğer beni duyuyorsan ki biliyorum duyuyorsun. Şunu asla unutma sevgilim. Bu adam hala sana kör kütük aşık. Hala mührümüz duruyor sevgilim. Asla dokundurmadım senden kalan emanetime. Aradan 1,5 sene geçti belki ama ben hala seninleyim Jimin. Evet başlarda çok canım yandı mühür sayesinde ama senin yokluğunun acısının yanında ona da alıştım. Çiçeğim, biz hala beraber yaşıyoruz bu koca evde. Seni çok seviyorum Jimin..
Sevgilim şunu asla unutma bu adam hep sana aşık kalacak, kendine iyi bak..'

Görüşürüz millet sizi tek sevgilim olan adamla bırakıyorum..

Jungkook kameraya son sözlerini söyledikten sonra kapattı ve yanağındaki soğuk ıslaklıkları sildi. Koskoca 1,5 sene olmuştu nefesi kesileli. 1,5 senedir yoktu sevgilisi. O kadar canı yanıyordu ki gerçekten nefesi kesiliyordu. Çok özlemişti şeftali kokulu saçların, gülünce hilal olan gözlerin sahibi olan adamı.
Şu an sırf sevgilisi için her hafta bu kameranın karşısına geçiyordu. Çünkü sevgilisi çok severdi fotoğraf ve video çekmeyi. Tabi Jungkook'ta severdi ama o sadece eşinin videoları ya da resimlerini çeker ve sadece kendine saklardı o güzellikleri. Ama artık sadece sevgilisin hayali için kullanıyordu kamerasını.

Çok küçüklerdi daha tanıştıklarında. Jungkook yuvada top peşinde tıpkı kendisi gibi diğer alfa çocuklarla beraber koşarken Jimin ise omegalarla ya evcilik oynar ya da oyuncak bebeğine bakardı. Günün ortalarına doğru yuvada uyku saati geldiğinde top peşinde koşmaktan yorulan alfalar çoktan uyurlarken omegalar ise fısır fısır aralarında konuşur, keskin kulaklı alfaları rahatsız ederlerdi. Bir gün gene uyku saatinde jimin ve arkadaşı kendilerince sessiz olmaya çalışarak konuşurlarken jungkook bu sefer dayanamamış ve omegaya sert bir şekilde bağırıp daha sonra beklemeden yastık ve tulumunu toplayıp Jimin'in yanından bir nevi taşınmıştı. Bunun üzerine Jimin sessiz bir şekilde arkasını daha 10 saniye önce konuştuğu omegaya dönmüş ve tulumunun içinde büzülüp iç çekerek ağlamaya başlamıştı. Küçük küçük iç çekerken arada da sıcak nefeslerinden dolayı ısınan tulumu minik parmaklarıyla üzerinden sıyırıyor soğuk havanın girmesini sağlıyordu.

İşte o gün Jungkook ona bağırdığı için değil yanından taşındığı için ağlayan Jimin ve tulumun içinde büzülüp ağlayan çocuğa dayanamayan Jungkook küçücük bir dokunuşla bileklerinde çıkan Eş dövmeleriyle ruh eşi olduklarını öğrenmiş ve o günden beri hiç ayrılmadan beraber büyüyüp bir beden olmuşlardı. Tabi bu birlik 1,5 yıl önce Jimin'in bir kazada Jungkook'a veda bile etmeden ölmesiyle yarım kalmıştı. Jungkook ne kadar yarımda olsa hala biricik sevgilisiyle bağlarını ayakta tutmaya çalışıyor ve hayatını sanki Jimin hala yanıbaşındaymış gibi yaşamaya çalışıyordu. Tabi sadece çalışıyordu genç alfa. Omegasını hatta ruh eşi olan mühürlü omegasını kaybetmiş bir alfa ne kadar ayakta durabilirse ya da yaşamaya çalışabilirse işte o kadar yaşayabiliyordu hayatını Jungkook.