Uyku bir insanın en huzur bulduğu zamandır bana göre bir de güzell bir rüya görüyorsanız o zaman keyfinize diyecek yoktur .Tabii rüyanızı katleden ve uykunuzu bölen birileri yoksa.
Her insanın uyandırılma şekli farklıdır:Kimi bir öpücük ile uyandırılır sevdiği kişi tarafından kimi sabah erken kalkmak için kurduğu alarm yüzünden uyanır hiç istemeye istemeye kimisi ise güne enerjik başlar kendi uyanarak. Uyandığında dinler kuşların cıvıl cıvıl seslerini , çocukların sokaklarda koşturup oynarken çıkardıkları sesleri, evindeki huzurun sesini...
Ben ise annemin hiç elinden düşürmediği terliğin bende bıraktığı o yakıcı hissi ile öğle vakti kalmıştım yatağımdan.Ben ki Dilruba Kaya yaşı 21 olmuş genç bir kız hiç haketmemiştim böyle acılı bir şekilde uyandırılmayı .
Gözlerimi zar zor açarken annem her zamanki gibi yine çemkirmeye başlayacaktı ki kardeşim Yiğit Ali'nin evde yine bir şey kırması ile ışık hızı ile odamdan çıktı .Her hafta yaşanan bu Yiğit Ali'nin yaramazlığı sayesinde annemin çemkirmesinden kurtuldum .
Bugün cumartesi yani hafta sonu benim bugün yataktan çıkmamam ve uyumam gerekiyor. Zaten akşam kızlarla-yakın arkadaşlarım Ebru , Menekşe ve Ceylan Abla- geç saatlere kadar oturup muhabbet etmiştik .Bu yüzden halen daha uykumu alamamıştm . Şimdi ise yeniden uyumak benim için çok zordu .
Yatağıma üzgün bakışlar atarken mutfaktan Sevgi sultanın bana seslenmesi ile kendime geldim .Canım annem kahvaltının hazır olduğunu söylüyordu.Hemen hazırlanıp mutfağa geçtim .Mutfakta babamın anneme iltifatları ve küçük kardeşimin bitmek bilmeyen sorularıyla geçen bir muhabbet dönüyordu .
Hemen yakışıklı babamın yanağına sevgi dolu bir öpücük kondurup günaydın diyerek yerime oturdum .Metin reis ise boş durmamış annemi kızdırmak için onun gözüne bakarak benim saçlarımı derin derin koklamış anneme serseri bir gülümseme göndermişti .Tabi annem bana bakarak hem terliğini göstermiş hem de o adam benim uzaklaş bakışı atıyordu .
Bu acımasız tehdit karşısında hemen babamın o güven veren kolları arasından ayrıldım valla ikinci bir terlik yiyemem yine .Babam benim bu halime kahkaha atmaya başladı .Tabi biliyor annemin kıskanınca gözünün döndüğünü inadına yem olarak beni kullanıyor .Valla arkadaş ben babamın annemin sevgisini göstermesi için kullanacağı bir yem olamam .Terlik bu terlik hiç kaçış olmaz ondan .Şaka bir yana onların bu sevgilerini birbirine gösterme şekline bayılıyorum .
Canım ailem çok seviyorum ben sizi .Böyle bir ailem olduğu için çok şanslıyım .Ailemin kıymetini bilir onlara karşı her zaman saygı ve sevgi çerçevesinde yaklaşırım Bazen annem ve babam olmasa ne yaparım diye düşünüp üzülürüm.
Ozaman aklıma hep Ebru gelir .O benim en yakın arkadaşlarımdan biri .Tıpkı Menekşe ve Ceylan ablanın olduğu gibi Biz birbirimizin her şeyini bilir, birbirimize her konuda destek oluruz .
Ebru bizim yaralı kızımız O daha 10 yaşında iken annesi Gülsüm teyzeyi ve babası Oğuz amcayı bir trafik kazasında kaybetmiştik .Ebru ve ailesi tıpkı benim gibi Viranşehir mahallesinin bir üyesiydi. Bu mahalle tüm sıcaklığı ile her bir insanının iyi kötü her anısına ev sahipliği yapmıştır . Tüm mahalle bireyleri birbirinin ailesi gibidir .Kimin bir derdi sorunu olursa hep birlikte bu sorunu çözmeye çalışırdık.
Gülsüm teyze ve Oğuz amcanın öldüğü o gece Ebru bizdeydi . Karı koca beraber bir akşam yemeği yemek istemişti ben de Ebru' yu alıp bize getirmiştim .O akşam yemekten dönerlerken sarhoş bir tır şoförünün onların arabasına çarpmasıyla ikisi arabada sıkışıp kalmış daha sonra arabanın yanmasıyla cesetleri tanınmayacak hale gelmişti .bu olaylar yaşanırken biz kızlarla evde sohbet ediyorduk .
Ben Ebru'nun bizde olmasından dolayı Menekşe ve Ceylan ablayı da bize çağırmıştım .Hepimiz annemin bize seslenmesi ile aşağı inmiş annelerimizin yaşlı gözlerle bize baktığını daha doğrusu Ebru'ya baktığını görmüştük . Babamlar bir anda ayağa kalkmış hastaneye gidiyoruz demişti .
Biz hiçbir şey anlamadığımız için birbirimize bakıp duruyorduk .En sonunda Ceylan abla ne olduğunu merak edip sormuştu . Annem hepimize bakıp Ebru'nun yanına gelmişti .Onun önünde diz çöküp ona sarılıyor bir yandan ise ağlıyordu.Annem en sonunda konuşmayı başarabilmiş ve Gülsüm teyze ve Oğuz amcayı kaybettiğimizi söylemişti.Ebru o an şok olmuş hiçbir şey söylememişti.Biz olduğumuz yerde donup kalmıştık .Daha sonra ailelerimiz bizleri de alıp apar topar hastaneye getirmişti. Hastanede Gülsüm teyzenin en yakın arkadaşı ve mahallemizin diğer bireyi Neslihan teyze ve eşi Poyraz amcayı görmüştük.
Neslihan teyze Ebru'yu görür görmez hemen koşup ona sarılmıştı . Ama Ebru yine tepki vermedi .Kız sanki buz kesmişti . Ebru'nun bu durumu herkesi endişelendirdiği için hemen bir doktora yönlendirilmiş ve doktor Ebru'nun yaşadığı şoktan dolayı psikolojisinin bozulduğunu ve bir süre konusamayacağını söylemişti.
Biz o zaman ikinci bir şok yaşamış arkadaşımızın bu durumuna çok üzülmüştük . Ertesi gün Gülsüm teyze ve Oğuz amca gömülmüş.Daha sonra Neslihan teyzenin evinde toplanmıştık . Ebru'yu Neslihan teyze yanına almıştı çünkü onun anne ve babasından başka hiç yakın akrabası yoktu .
Büyükler biz çocukları bir odaya toplamış kendileri salonda oturuyorlardı . Neslihan teyzenin oğlu Asaf abi Ebru'nun yanından bir an olsun ayrılmamış daima ona yanında olduğunu hissettirmişti .
Belli bir süre sonra Neslihan teyze bulunduğumuz odaya gelmiş ve Ebru'ya sarılarak ağlamaya başlamıştı. Neslihan teyze Ebru'ya onu almaya geldiklerini artık yetimhanede kalacağını söylüyordu. Biz hepimiz onaylamaz sesler çıkarmıştık ama olacak olanın bu olduğunu biliyorduk .Asaf abi o anda Ebru'yu annesinin kolları arasından almış sıkı sıkı sarılıp vermem diyor bağırıyordu .
Odaya giren Poyraz amca büyük uğraşlar sonucu Ebru'yu Asaf abiden ayırmıştı . Ama Ebru buna bile tepki vermedi .Biz bütün çocuklar Ebru'ya sarılmış ağlıyorduk .Daha sonra tüm mahalleli ona sarılmış veda etmişti. Görevli bir kadının Ebru'nun elinden tutmasıyla kapıya doğru ilerliyorlardı .
Tam kapıdan çıkacakken Ebru kadının elinden kurtulmuş Neslihan teyzeye koşarak ona sıkı sıkı sarılmıştı . O an hepimiz çok kötü olmuştuk . Neslihan teyze o gün görevlilerle beraber gitmiş Ebru'yu yetimhaneye yerleştirip gelmişti .
Ebru'nun gidişi hepimizi yıkmıştı ama tüm mahalle onu asla yalnız bırakmamış ona hep yanında olduğumuzu hissettirmeye çalışmıştık. Özellikle Neslihan teyze onu hiç yalnız bırakmadı Zaten iki yıl sonra Ebru'yu evlatlık almış mahallemize geri getirmişti .
Ben böyle eskilere dalıp gitmişken annemin telaşlı sesi ile kendime geldim . Annem bana neden ağladığımı soruyordu . Annemin sorusuna kadar ağladığımı bile fark etmemiştim . O an anneme ve babama sıkı sıkı sarılıp onları çok sevdiğimi söyledim .
Kardeşim Yiğit Ali'nin bana şaşkın şaşkın baktığını görünce ona" Ne bakiyon la bebe?"diyerek annem , babam ve ben kahkaha atmaya başladık . Yiğit Ali ise ben bebek değilim diyerek somurtmaya başladı . kardeşimin bu hallerini görünce bazen onun beş yaşında olduğuna inanamıyorum.
Kahvaltımızı bol kahkaha ile bitirdikten sonra annemin yemekten sonra Yiğit Ali ile Gül teyzelere gideceğimizi hatırlatması üzerine yine neşem kaçtı.
Neden çünkü benim bugün Yiğit Ali ve Bengü'ye sözüm var onlara limonlu kek yapacağıma dair . Ama sorun kek yapmakta değil bu keki Gül teyzenin evinde yapmakta . Kesin yine o uyuz ve kıro oğlu Kerim abiyi göreceğim
Off ya ne olurdu sanki bugün hiç yataktan çıkmasam Neyse yapacak bir şeyimiz yok sonuçta verilmiş bir sözümüz var .Artık tek yapmam gereken Kerim abinin evde olmaması için dua etmek .
İnşallah evde değilsindir Kerim abi🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
💐 AŞK-I SEN💐
General FictionMahalle hikayesidir. Onlar Viranşehir'in aşık ama aşklarını geç fark edecek olan iki deli kahramanı. Dilruba ♥️ Kerim ***İLK BÖLÜM YAYIMLAMA TARİHİ:04 .06.2020 Kapak tasarım:@Mavmila