Bölümü çok fazla kontrol edemedim. Yanlışım varsa affedin lütfen. İyi okumalar!
Smut içermektedir.
--
Sonunda ilgilenmem gereken dosyaları bitirince sırtımı sandalyeye dayayıp gözlerimi kapattım. Yaklaşık 9 saattir dosyalarla ilgileniyordum ve bir kere tuvalet molası vermek dışında oturduğum sandalyeden kalkmamıştım. Saat gece 2 olmuş, koca şirkette ben hariç kimse kalmamıştı. Evime gidip sevgilimle ilgilenmek yerine zamanımı çalışarak harcıyor olmak beni çok yorsa da yapacak bir şeyim yoktu. Staj yapmak zorundaydım ve bize ait olan bu şirkette staj yapmazsam babamdan hakiki bir azar yerdim. Tabii babamın bu isteğine hiç tepki vermemiş olmamdaki bir diğer neden de sevgilim benim takım elbisesi içindeki vücudumdan aşırı hoşlanıyor olmasıydı. Sırf şirkete benim ciddi ve karizmatik halimi görmek için gelen bir sevgilim varken bu işi bıraktığımda en çok üzülen kesinlikle o olurdu.
Eh, ben de kesinlikle sevgilimi üzmek istemezdim.
Boynumdaki kravatı çekiştirerek bollaştırdım ve gömleğimin üstten iki düğmesini açtım. Önümdeki dağılmış dosyaları üst üste koyup ayağa kalktım ve hepsini isimlerine göre rafa yerleştirmeye başladım. Normalde sekreterimin de -stajyer olmama rağmen şirket bize ait olduğu için bir CEO gibi ilgi gördüğümü itiraf etmem gerekiyordu- benimle birlikte şirkette kalması gerekiyordu ama eğer sevgilim bu saatte, şirkette -sekreterim olsa bile- bir kızla tek kaldığımı öğrenirse çileğe benzeyen dudaklarını büzüp, beni yatağa almamakla tehdit eder belki de bana yaklaşmazdı bile. Sevgilimi sinirlendirmek kesinlikle son isteyeceğim şey bile değildi.
Elimdeki son dosyayı da rafa koyarken sessizce açılan kapı ile duraksadım. Kaşlarım hızla çatılırken odada yayılan çıplak ayak sesleri ve burnuma dolan şeker kokusuyla yüzüm hızla gevşedi ve dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırdım.
Küçük kedim evde dayanamamış ve beni görmeye gelmişti anlaşılan.
Belimde hissettiğim ince kollarla gülümsedim ve kolları belimden ayırıp yüzümü sevgilime doğru döndürdüm. Benden bir kafa kadar kısa olan sevgilimin gülümseyen gözlerine baktığımda gözüme ilk çarpan şey gözüne sürdüğü siyah kalem oldu. Geçen gün bana aldırmak için türlü türlü şirinlikler yaptığı yeşil lenslerini gözüne takmıştı ve göz kalemi gözlerini daha da çekici bir hale getirmişti. Gözlerim makyaj olmadığına emin olduğum kırmızı yanaklarına düştükten hemen sonra biraz daha aşığa indi ve parlak bir pembeye boyanmış dudaklarında duraksadı. Bunun geçen gün aldığım çilekli dudak nemlendiricisi olduğuna emindim. Sarı saçları dağılmıştı. Sevgilimin saçından gelen şeftali kokusunda kaybolmayı diledim o an.
" Hoş geldin bebeğim," dedim yutkunarak. Taehyung kocaman gülümsedi ve hala belinde sarılı tuttuğum kollarımı açıp birkaç adım geri çekilip vücudunu görüş alanıma soktu.
" Hoş buldum," dedi kuş cıvıltısı gibi bir sesle. Taehyung gözlerini beklentiyle suratımda gezdirmeye başladığında gözlerim kıyafetlerine kaydı.
Taehyung'un vücudunu gördüğümde kendimi derince yutkunmaktan geri alamadım. Üstündeki pembe üstün yakası ve kolları okul formasına benzese de kalan hiçbir yerinin formayla alakası yoktu. Göbeğini açıkta bıraktığı yetmiyormuş gibi tozpembe bir tülle sarılmıştı ve buradan bile ağız sulandıran göğüs uçlarını görebiliyordum. Altında yine pembe bir pileli etek vardı ama eteğin altından belli olduğuna emin olduğum kalçalar avuç içlerimi terletti. Esmer bacağı tüm ihtişamıyla açıkta duruyordu ve kısacık eteğinin altındaki Taehyung'un aletinin şimdiden şişmesi nedeniyle eteğinin önü hafifçe havaya kalkmıştı. Aletinin bu kadar belli olmasını altında iç çamaşırı olmadığından kaynaklandığını fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nudie Mag / Vkook
Fanfiction1. Bölüm: My Darling Is A Wolf-Boy! / VKook 2. Bölüm: Cingulomania / VKook 3. Bölüm: Teacher / Vkook Oneshots! Aşure