Küre Dağlarının kıvırımları kıyı boyunca denize dik bir biçimde sokulan Kestane Dağlarının yüzlerce metre yüksekliğindeki eteklerine ulaşınca durdular. Artık daha ileriye gidemeyecek kadar yorulmuşlardı .Dördü de nefes nefese kalmıştı .Sık ormanlarla kaplı alanda bir karış yer yoktu .Her yer dev kayın ,meşe ,köknar, sarıçam ,kızılçam, karaçam, kayın ,iğde, kavak, çınar, kestane ağaçlarıyla kaplıydı .Güneş ışınları ormanın sıklığından dolayı aşağılara hiç inemiyordu. Her taraf koyu bir gölge içindeydi. Dördü de terlemişti. Üzerlerindeki tişörtler karınlarının altına kadar ıslanmıştı. Alınlarında ve ensenelerinden inen ter damlaları bedenlerinden aşağılara doğru iniyordu. Elinin tersiyle alnındaki ter kabarcıklarını silen Eda: " Su gibi oldum be!" dedi. Esen gülümseyerek : "O kadar olacak. Bu sıcakta yüzlerce metre yüksekliğindeki dağa tırmandık." Kuzey: "Bu serin havada, şu güzel esintide birazdan üstlerimiz kurur." Güney kaşlarını çatarak:"Bırak bu ayrıntıları da şu muhteşem manzaraya bakın" dedi ve hepsi gözlerini Gideros Koyu'na çevirdi. Denizden karaya doğru esen rüzgar, derelerin ve çayların içinde yer alan ; ıhlamur, iğde , akasya ağaçlarından yükselen eşsiz kokuları önüne katıyor, ormandaki çiçek ve çam kokularıyla harmanlayarak yukarılara taşıyordu. Serin esintinin önünde mis gibi kokan havayı soludukça kendilerine geliyor, üstlerindeki giysiler kuruyordu. Zümrüt yeşili ormanlarla kaplı dağlar, masmavi denizle koyun koyuna idi. Yeşilin her tonu bir aradaydı. Sarp dağların arasında bir çanak gibi kalan Gideros Koyu, yemyeşil ormanın ortasında, mavi bir kolye gibi ışıltılar saçıyordu. Denizde gelip geçen teknelerin ve gemilerin burayı görmesi olanaksızdı. Ormanlarla kaplı dağların arasında saklanmış olan koy, eşsiz güzelliği ile baş döndürüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
büyülü koy
Mystery / ThrillerGideros Koy 'unda yaşayan dört arkadaş,Karadeniz'in kıyısındaki kayaların arasında gezerken, bir anda Çılgın Cadı ile karşılaşırlar. O an dizlerinin bağı çözülür ve kendilerinden geçerler.