Multimedia: Reha Dor
Önüme gelen shot bardaklarını içinde ne olduğunu bilmeden direk kafama dikiyordum.
Sarhoş olmayı özlemiştim. Uzun zamandır bedenime girmeyen alkolden bu gün fazlaca kullanmıştım ve kendimi aşırı enerjik hissediyordum. Bade yanımdaydı ama onunda çok ayık olduğu söylenemezdi.
Ayaklarımı görmeye çalıştım. İşte ordalardı! Yerde! Yürüyebilirdim o zaman!
Yalpalaya yalpalaya yürüyerek tuvalete gitmeye çalıştım ama tuvaletin yolunu bulamıyordum. Hadi ama tuvalet neredesin? Gel ve beni bul.
Tuvaletin beni bulmasını beklediğimi düşününce kendime gülmeden edemedim.
Gerçekten sarhoşken ben ben değildim.
Kafam bir bedene çarpınca yüzümü buruşturdum çünkü alnım acımıştı. Elimi alnıma götürüp biraz ovaladım.
"Dikkat etsene önüne niye bakmıyorsun?" Bunu dediğim kişinin sırtı bana dönüktü ve yüzünü göremiyordum.
Bana çarpan kişi yavaş yavaş yüzünü bana döndü.
"Farkındaysan ben zaten önüme bakıyorum, sen gelip benim sırtıma tosladın"
Bu güzel ses bana tanıdık geliyordu.
"Değilim ne olmuş, arkana da bak o zaman"
Tamamen bana yüzünü döndü ve şok geçirecek gibi oldum. Çarptığım kişi Rehaydı. Evren şaşırt beni, burada bu kadar insan varken bir çarpacak Rehayı mı çıkardın karşıma?
Midemden ağzıma doğru gelen sıvıyı hissettiğimde ne kadar koşabilirsem o kadar koştum ve içimde ne varsa dışarı çıkardım.
Arkamdan koşarak gelen Rehayı gördüğümde olduğum yerden koşarak bir taksi çevirdim ve evin adresini tarif ettim. Bu geceyi unutmak istiyordum.
Eve geldiğimde üstümde ne varsa çıkarıp buz gibi duşa girmiştim ve biraz da olsa kendime gelmiştim. Ayık kafayla olanları bir kez daha düşündüğümde kendimden utanmıştım.
Badeyi orada yalnız bıraktığım için kendime kızıp direk Badeyi aradım ve özür diledim o da evine gitmişti.
Telefonu elimden bırakamadan gelen mesajla durakladım.
Reha: Bu gün seni gördüm mü?
0580..: Hayır, neden soruyorsun?
Gördüğünü ona söylemeycektim çünkü buna daha hazır değildim.
Reha: Kırmızı elbiseli güzel bir kız bu gün partide bana çarptı
0580..: Kimmiş bu kız?
Reha: Adını bilmiyorum ama bulacağım
Reha: Çünkü çok güzeldi ve yüzü aklımdan çıkmıyor
Bana güzel demişti! BANA! BA-NA!
0580..: Umarım bulursun
Reha: Bulacağım
Reha: İyi geceler, gizli hayranım :)
0580..: İyi geceler Reha bey :)
Kalbimin yerinden çıkacağını hissediyordum ama çıkmamıştı.
Yatağıma uzandım ve kapanan gözlerime engel olamadım.
Sabah olduğunda direk çantamı hazırlayıp koştur koştur okula gelmiştim çünkü uyanmam gereken saatten çok geç uyanmıştım ve ilk ders matematikti.
Hoca girmeden yetişebildiğimde derse kendimle gurur duydum.
Okul günü sıkıcı bir şekilde ilerlerken garip bi şekilde Reha'dan mesaj gelmişti.
Reha: Kolyeyi artık bana vermen gerekmiyor mu?
0580..: Bilmiyorum hatırlar mısın ama bir anlaşma yapmıştık.
Reha: Sor sorunu o zaman da kapansın şu muhabbet
0580..: Sana daha zamanı var demiştim
Reha: Bende sana sabırsız biri olduğumu söylemiştim bilmem sen hatırlar mısın?
0580..: Sorumu yüz yüze iken soracağım
Reha..: O zaman bir gün belirle ve o gün sorunla birlikte kolyeyi de bana getir
0580..: Nasıl yani?
Reha..: Senden bir gün istiyorum, o gün buluşacağız ve ben kolyeyi alacağım
0580..: 18 Haziran, Papatya Cafe, saat 21.00
Reha: Peki, o günü sabırsızlıkla bekliyorum
Ağzım kulaklarımda geziyordum çünkü benimle buluşacaktı resmen.
Elbette kolye için geliyordu bunu farkındaydım ama yinede mutlu olmuştum. Onunla konuşurken bile içim kıpır kıpır oluyordu ve kendime engel olamıyordum.
Ona bu kadar bağlı olmamın sebebi geçmişimizdi. Bu şehre döneli iki sene oluyordu ve bir çok şey değişmişti.
Annemle babam İzmirliydi ve 10 yaşıma kadar burada yaşamıştık sonra babamın işleri yüzünden İstanbula taşınmıştık ve bir trafik kazası onları benden koparmıştı.
Ben 16 yaşıma kadar orada kalmaya devam etmiştim ama tek başıma İstanbul beni yutuyordu sanki, o yüzden İzmire geri dönmüştüm.
Okul bittiğinde hızlıca eve geldim ve hazırlanmaya başladım. Papatya Cafe benim çalıştığım yerdi ve neredeyse haftanın çoğu günü orada çalışıp harçlığımı çıkarıyordum. Bazenleri de okulda kütüphaneyi düzenleyip ücret alıyordum.
Cafeye geldiğimde hemen işe koyuldum bu gün aşırı bir kalabalık vardı anlayamadığım bir şekilde.
Bir saat sonra içeri bir grup gürültüyle girdi ve büyük masalardan birine oturdular.
Kahkahaları benim olduğum yere kadar geliyordu. Müdür bana siparişlerini almam için bir bakış atınca elime sipariş kağıdını alıp yanlarına ilerledim.
Ama ilerlemez olaydım çünkü Reha oradaydı. Başa gelen çekilir diyerek masaya oldukça yavaş adımlarla işerledim.
Allahtan bana bakmıyordu ve inşallah kafasını çevirip bakmazdı.
"Siparişlerizi alabilir miyim?" Diye sorduğumda küçük bir bakış attı tam önüne dönüyorduki tekrar bana baktı ama bu bakışlar daha çok beni kesiyormuş gibiydi.
Resmen bakışlarını üstümden çekmiyordu ve benimde gözlerim ona kitlenmişti...
Yeni bir bölümle tekrar merhaba gerçi hoşçakalında diyebilirim çünkü bölüm sonuu!!
Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEVERAN| Texting
Teen FictionHayat çoğu zaman benim için güzeldi, yolundaydı ama bir şey eksikti beni tamamlayan şey, O... "Belki geri dönmeyeceksin ama ben yinede sen dönecekmişsin gibi seni bekleyeceğim. En kötüsü de ne biliyor musun? Bile bile ateşe yürümek."