1¦Paper Plane

462 41 5
                                    


×

Sisler ile süslenmiş lacivertin en koyu tonunda ki gökyüzü tam aşağısında, allak bullak düşüncelerle etrafını görmeye çalışan kıza adeta kıs kıs gülüyordu.

Saat gecenin ikisini gösteriyor, ıssız sokağın içinde sessizliğin sesini dinliyordu henüz yirmili yaşlarının başında ki güzel kız.

"Aptalın tekiyim ben," diye mırıldandı hiçliğe doğru. Ellerinin arasına aldığı başıyla beraber bir tur etrafında dönmüştü.

Nereye gideceğini bilmiyorken üstüne bu sisli hava iyice işini zorlaştırmıştı. Yıllardır özlediği bu ülke, bu şehir adeta onu bir çıkmaza sürüklemişti.

Karamsarlık içinde sokağın ortasında yere oturuverdi. Gözlerinden yanağına doğru bir rota izleyen ıslaklıklar çaresizce aktı göz pınarlarından.

Gözlerini kapatamadan bir beyazlık önünden geçip gittiğinde şaşkınlıkla gördüğü beyazlığın rotasını izledi ve sağ tarafına inen kağıttan uçağa korkuyla baktı.

Refleksle yerden kalkarken adeta sislerin ardından doğan silüeti görmesiyle geriye doğru adımladı. Gecenin ikisinde hiçbir fikrinin olmadığı bir sokağın içinde tek başına bırakılmıştı ve ne yapacağı dahi söylenmemişti.

Kız içine düştüğü duruma bir kez daha lanet okurken silüetin ona daha fazla yakınlaşmasıyla yüz hatları sonunda göz açısına girebildi.

Gördüğü bedenle beraber hüzünden mi mutluluktan mı bilinmez ağlamak istedi, o an yere çöküp hiçbir şeyi umursamadan öylece ağlamak istedi.

Gözlerinden akan yaşların hızı artmaya başladığında kızın neredeyse unutmaya yüz tuttuğu ses tonu fısıldarca kızın ismini seslendirmişti.

"Döndün." dedi gözlerini az önce havalandırdığı uçağından çekip kızın acınası haline çevirerek.

Uçağın düşmesi on saniye sürmüştü, tıpkı Jeon Jeongguk'un Chaeyoung'a yalnızca on saniye kadar özlemle baktığı gibi. On saniye sonunda duyguları yok oldu, bomboştu ona karşı olan bakışları.

Ve bu on saniyelik süreçte Chaeyoung sevdiği adamın ona bu denli nefretle nasıl bakabildiğini sorguladı. On saniye sonrasında ise cevabı gayet açıktı.

Çünkü Jungkook hiçbir zaman Chaeyoung'u sevmemişti. Çevresine saçtığı güzel gülücüklerini hiçbir zaman Chaeyoung'a sergilememişti ve Chaeyoung defalarca kırılmıştı. Defalarca vazgeçmiş ve defalarca sevmişti.

Defalarca vazgeçememişti.

Chaeyoung, düşünmemek istedi. Yalnızca kollarına sığınmak, kendisine ve ona ağlamak, Seoul'u onun kollarında sevmek istedi.

Özlediği yüz hatlarını inceledi yaşlı gözleriyle. Jungkook, Chaeyoung'un dilinden belki anlamıyordu ama gözleri de mi anlatamazdı her şeyi?

Bir kaç adım attı ona doğru, tüm ihtimalleri zihninde çöpe atıp, sonucu ne olursa olsun ona yaklaştı ve gittikçe incelen çelimsiz kollarını genç adamın beline sardı. Kafasını göğsüne yaslayıp sessizce ağladı.

O an Jungkook'un eli havaya kalktı, kıza sarılmak istedi fakat duyguları Chaeyoung'unki kadar cesur değildi.

Kızın gözyaşları oğlanın kalbine aktı, oğlanın cayır cayır yanan kalbi buna rağmen sönmedi.


fly w/soul	 ❧ chaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin