-Bölüm 2-

6 0 0
                                    

Bu derin düşüncelere dalmışken yağmurun yağmaya başladığını ve ıslandığımı fark etmemiştim. Eve doğru yol almaya başladım. Hava git gide kötüleşiyordu ve artık üşümeye başlamıştım. Buna rağmen hala yavaş hareket ediyordum. Babam geç kalmama her zaman kızardı ama benim için eve ne kadar geç gidersem o kadar iyiydi. Kafamda karanlık düşüncelerim ile yolda ilerlemeye devam ederken aniden önüme çıkan erkek çocuğu ile göz göze geldim ve bir anda çocuğun bana uzattığı şemsiyeye bakakaldım. Dayanamayıp çocuğa doğru eğildim ve elini tuttum.

-Adın ne senin bakalım?

-Umut.
-Ne kadar da güzel adın varmış senin kaç yaşındasın sen?

-6 yaşındayım.
-Bu soğukta dışarda ne işin var hasta olacaksın annen nerde senin?

-Annem yok hem alışığım ben.

-Evin nerede peki?
-Hemen şurada.

Kafamı çevirerek çocuğun gösterdiği eve doğru baktım. Ev yıkık döküktü ve harabeden farkı yoktu. Zor bir hayat yaşadığı belliydi buna rağmen çocuğun nasıl bu kadar güler yüzlü göründüğünü anlayamamıştım. O da benim gibi hayata 1-0 yenik başlayanlardandı.

Ben bunları düşünürken çocuk tekrardan şemsiyeyi bana uzatarak gülümsedi. Uzattığı şemsiyeye bakarak ayağa kalktım.

-Bu şemsiyeyi sen al ve evine git, hasta olacaksın.

Çocuk el sallayarak uzaklaşırken arkasından gülümseyerek onun gitmesini izledim. Bu sırada yağmur şiddetini iyice arttırmıştı. Hızlanarak eve doğru gittim. Eve yaklaştıkça nefretim daha da artıyordu. Kapının önüne geldim ve cebimden anahtarları çıkararak kapıyı açtım. Daha kapıyı kapatamamışken babamı karşımda görünce olacakları tahmin etmek pek de zor değildi.

-Sonunda eve teşrif edebildiniz Meyra Hanım. Evde ne yemek var ne de başka bir şey ve sen dışarı çıkıyorsun öyle mi? Bu ne rahatlık?

Her zamanki gibi yine kendini düşünüyordu.

-Tabi söyleyecek hiçbir şeyin yok, o yüzden susuyorsun.

-Eve doğru düzgün para getirdiğin mi var? Yemek yapacak malzeme bile yokken benden yemek yapmamı mı bekliyorsun?

-Sen babanla böyle konuşmaya nasıl cürret ede...

Babamı dinlemeden odama çıktım ve dolabımdan çıkardığım kitaplarımı masaya koydum ve acıktığımı hissedince kapımı kilitleyerek mutfağa gittim. Buzdolabının kapağını açarak içine baktım pek bir şey bulamadan kapattım ve geçen gün yapmış olduğum kek aklıma geldi. Fırının kapağını açarak kekimin orada olup olmadığına baktım, oradaydı. Keki alarak odama gittim kilitlediğim kapıyı açarak içeri girip çıkardığım kitaplara bakınmaya başladım.


SUİKASTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin