Medyada ana karakter var, kendisi benim OC'mdir. Adı Faith, 27 yaşında. Keşif Birliğinde yüzbaşı. İyi okumalar dilerim ^^
***
Aldığım nefes ciğerime batarken etrafımdaki manzarayla canım acımıştı. Her yer.. her yerde kan vardı.
Dizlerimin üstüne düştüm. Beyaz pantolonum kırmızıya boyanırken gözlerim kapanıyordu. Kopmuş vücut parçaları her yerdeydi ama sadece iki tanesi dikkatimi çekiyordu. Canım daha fazla acımaya başlarken gözlerimden yaşlar çoktan akmaya başlamıştı. Sonunda tamamen yere devrildiğimde, sanki üstümdeki yük hiç azalmayacak gibiydi. Kollarımı yana açtım, bu yükü taşıyabilecek miydim bilmiyordum. Levi'ın sesimi sayıklamasıyla gözlerim açıldı. Birden doğrulduğumda nereye geldiğimi anlamamıştım. Sırtım bir duvara yaslıydı. Etrafıma baktım. Yer altındaydım. Önümde genç bir adam vardı, hayır. Bu.. Levi'dı?
"Hey, velet. Tüm gün orada yatacak mısın?"
"Levi? Sen misin?" Levi kaşlarından birini kaldırdı.
"Ha? Kafanı bir yere mi vurdun velet?" Levi'ın kaşları aniden çatılırken başım dönüyordu.
"Sen ağladın mı?" bunu demesiyle parmaklarımın uçları göz pınarlarımı bulurken şaşırmıştım.
"Çok uzun bir rüya görmüş gibiyim. Ama hatırlayamıyorum.. neyle ilgiliydi ki?" Levi ofladı.
"Kalk hadi. Tüm gün seni bekleyemem. Farlan ve Isabel bizi bekliyor."
Ah, doğru ya... Ben 20 yaşındaydım, Levi 24 yaşındaydı.
"Kalktım kalktım." Levi çoktan arkasını dönüp yürümeye başlamıştı bile. Ona yetiştim. Bir yandan da söyleniyordu.
"Isabel tekrar peşine birilerini takmış. Aptal çocuk." kaşlarım merakla havaya kalktı.
"Bu sefer kim takılmış peşine?"
"Birkaç haydut manevra teçhizatını almaya çalışmış. Isabel vermeyince kaçmaya başlamış ama kovalamaya devam etmişler. Farlan haydutları birbirine bağlayıp evin önüne koymuş. Biz geldiğimizde biraz dövüp geri yollayacağız." kıkırdadım.
"Çok seviyorsun kavga gürültüyü değil mi Levi?" Tch'ladı ve hafifçe sırıttı.
"Kim demiş." Evin önüne geldiğimizde yukarı çıkan merdivenlerin önünde oturan Farlan'ı ve haydutları gördük. Yani biz de hayduttuk ama bu şerefsizler en küçüğümüze saldırmışlardı. Sinirle onlara doğru ilerledim. En yakınımdakinin yüzüne bir tane yumruk salladım ve yakasını tuttum.
"Ne cüretle kardeşimin manevra teçhizatını çalmaya kalkarsınız lan!" Levi o sırada duvara yaslanmış beni izliyordu. Sıranın ona gelmesini bekliyordu sanırım.
Teker teker hepsine birer yumruk attım. Daha sonra gülümseyerek Farlan'a sarıldım.
"İyi bağlamışsın, Farlan. Baksana, ağa takılmış balık gibi kaldılar." Farlan kıkırdayıp saçlarımı bozduğunda sinir olup ellerini ittim. Saçlarımın karıştırılmasından nefret ederdim. Haydutların karşısına Levi geçince, burası birazdan kaosla dolup taşacaktı. Bu sahneyi izlemek yerine Isabel'in yanına gitmeyi tercih ettim. Merdivenlerden yukarı çıkıp soldaki kapıyı açtım. Isabel koltuğa ters bir şekilde oturmuştu, baş aşağı duruyordu.
"Hey Isa, aptal olduğunu kabullenmişsin bakıyorum, beynine oksijen gitsin diye mi öyle duruyorsun?" kıkırdadım. Isabel ayağa kalkıp koşup bana sarıldı. Küçük olduğu için kollarımla onu kolayca sardım. 12 yaşında olmasına rağmen manevra teçhizatını çok iyi kullanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
from the past, to the future. 𝗟𝗲𝘃𝗶 𝗔𝗰𝗸𝗲𝗿𝗺𝗮𝗻
Fanfiction"Ay ya da yıldızları göremiyorken, yukarıdaki gökyüzüyle aşağıdaki aynıdır velet." demesiyle gözlerimi gökyüzüne çevirdim. Gülümsedim. Bulutlar ayın önüne geçmişti. "Bence yanılıyorsun Levi. O tavanın sonsuzluğu yoktu. Şimdiyse buradakinin ardında u...